Hikmet Çetinkaya

Zulüm Sarmalından Kurtulmak...

05 Kasım 2013 Salı

Yeni bir yağmacılık türü başladı ve tüm hızıyla sürüyor.

Eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü rafa kaldırılıyor...

İstanbul’da Kadıköy’de on binlerin çığlığı bu yüzdendi.

Devletin Alevisi yapılmak istenen yurttaşlarımız buna

karşı çıkarken, Diyanet’in kaldırılmasını istiyorlardı.

Yaşar Kemal’in söylediği gibi Türkiye 21. yüzyılda

bir değer yağmacılığının içindeydi.

Bunun demokrasiyle, inanç özgürlüğüyle bağdaşan bir yanı

var mıydı?

Yoktu!

Nice acılar içinden geçmiş bir toplum, bir dönem Sünni-Alevi

çatışmasıyla “derin güçlerin” oyunuyla Kahramanmaraş,

Çorum, Madımak’ı yaşamıştı.

Kan gölü!

Ölümler!

Devletin desteğinde Alevi

katliamı!

Tarihi ve kültürüyle binlerce yıllık Anadolu coğrafyasında

hep ezilmişti Alevi yurttaşlar...

Derin milliyetçiliği, faşizmi “devlet yönetimi” sanan

düşünce yapısı Osmanlı’dan bugüne dek sürüp gelmişti.

Bunun adı, dinci faşizmdi!

Baskı!

Şiddet!

Gözdağı!

İster Alevi olsun ister Sünni, çağdaş, aydınlık yarınlar için

çaba gösteren Türk, Kürt, Laz,Çerkez tüm insanlarımız için

“zulüm sarmalı” geçerliydi...

***

Çoğulcu bir demokratik rejimin “tek partili bir rejime”

doğru gittiğini görüyorduk.Demokrasi açığı gün gün

daha da büyürken kazanımlarla elde edilen özgürlüklerimiz

kısıtlanıyordu.

Alacakaranlık kuşağındaydık!

CHP’li Şafak Pavey’e nefretle saldıranlar, günümüz

Türkiyesi’nde demokrasi kahramanı olmuşlardı.

Pavey’i aşağılayıcı, seçkinci bir tavırla suçlayan iktidar

yanlısı kalemler, üstünlük taslıyorlardı.

Bunların demokrasi ve özgürlük anlayışı buydu!

Demokrasinin “D”sinden haberi bile olmayanlar, çanak

yalayıcılar bir de utanmadan kendilerini “liberal demokrat”

olarak görüyorlardı.

Aynı kişiler daha önceleri de Alevilere karşı benzer

saldırılarda bulunmamışlar mıydı?

Cemevlerinde ibadet neredeyse yasadışı örgüt

suçu sayılacaktı.

Kin ve intikam güdüsü toplumu

sarmış, ayrışma başlamıştı.

Gerçekten hangi yöne gidiyordu

Türkiye?

Bir bilinmeze doğru!

Koşar adım!

Sözüm ona “asrın lideri” böyle istiyordu...

Türkiye çağdaşlaşıyor,gelir düzeyi yükseliyor,

demokrasi Marmaray’a binmiş Üsküdar’dan Yenikapı’ya geçiyordu.

Geçiyordu ama şu Gezi eylemcileri yok mu, işi gücü

bırakmış şimdi de vagonlardaki “imdat kolunu” çekip ortalığı

karıştırıyorlardı.

***

Türkiye halkı karanlıkları yırtıp aydınlığa çıkmasını çok iyi

bilir...

Kendilerini sultan”, hükümdar”, “padişah” sanan

ve Ben devletim” diyenlerin bir gün siyaset sahnesinden

halkın özgür iradesiyle nasıl sandığa gömüldüğüne tanık

olmuştur.

Peki, onların kuyrukçuluğunu yapanlar?

Onlar “rüzgârgülü”ne benzer, çabuk vaziyet alırlar hiç

kuşkunuz olmasın!

30 yıl önce Kenan Evren’in ardından Turgut Özal’ın

ibrikçiliğini yapanların çoğunun bugün nerelerde olduğunu

biliyoruz.

Şimdilerde kalemleriyle, televizyon programlarıyla boy

gösterip yeniyetme yandaşlarla birlikte koro halindeler:

“Yetmez ama evet! Padişahım

sen çok yaşa!”

Kendi öz değerlerine sahip çıkanlar kazanacaktır

bu demokrasi ve özgürlük mücadelesini...

Sünniler, Aleviler, Türkler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler...

Hep birlikte omuz omuza yürüyerek!

Kadın bedeninden siyaset yapanlar, onlara destek

verenler, Şafak Pavey’i aşağılayanlar, cehaletin

bataklığına gömüleceklerdir...

***

Kadıköy’de pazar günü çığlık çığlığa olan Alevi yurttaşlar,

demokrasi ve inanç özgürlüğü istiyorlardı...

Alevileri ötekileştirmek isteyen Hızır Paşa’lara

“dur demek için” Kadıköy’e gelmişlerdi.

Geleneklerine, göreneklerine sahip çıkmazlarsa, haksızlığın,

zalimlerin önünde boyun eğerlerse başlarına neler

geleceğini biliyorlardı...

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları