Hikmet Çetinkaya

Sözde dindar, özde kindar...

22 Ekim 2016 Cumartesi

Laik, çağdaş, bilimsel eğitimi savunmak suç mudur?
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik eğitim politikalarını “din düşmanlığı” olarak gören bir düşünce yapısının, “Proje Okul” uygulamasını devreye sokmasındaki amaç, bilimsel eğitimi yok saymaktan başka bir şey değildir...
Türkiye’nin önde gelen liselerinin eski müdürlerinin bu konudaki görüşlerini arkadaşımız Figen Atalay Cumhuriyet’te yazdı.
Proje okullarına rastgele seçilmiş yönetici ve öğretmen atamalarına yapılan ciddi eleştiri ve uyarıları kimsenin dinlediği falan yok.
Okullar açılalı bir ay oldu...
Bu süreçte öğrenciler eylem yaptıkları için derslere girmedi...
Eğitimde geçen boş bir ay!
Okul yöneticileri diyor ki:
“Proje okulla eğitimde bir üst düzeye gelinecek sandık. Artık puanla üniversiteye girecekler, diye düşündük ama yok.”
Cumhuriyetin eğitim ilkelerini yok etmek Türkiye’yi eğitimsizliğe götürür.
Eğitim politikalarının tümünde imam hatipleştirme kimliğini, tek mezhebin öğretisini dayatmak istemi, özgür birey yetişmesinin önündeki en büyük engel olduğunu söylemek zorundayım.
Mezhepçi bir dayatma, evrensel insan haklarını, inançları, özgür birey yetiştirmeyi, aydınlanmayı bir çırpıda yıkıp atar.
Kendi gibi düşünmeyeni düşman beller... Tek tip insan modeli oluşturur... İntikam, nefret duygularını körükler.
Bu duygular, ırk, din, inanç, mezhep ayrımcılığına neden olur.
Okulları laik, bilimsel, çağdaş eğitimden uzak tutmak ihanettir.

***

Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin eğitim sisteminde bir kırılma olursa, demokrasi, temel hak ve özgürlükleri ne olur?
Bu sorunun yanıtını ülkeyi yönetenler çok iyi düşünüp vermeli.
Demokrasi ekseni kayarsa temel hak ve özgürlükleri savunanlar “hain” olarak yaftalanır...
Hele hele son yıllarda giderek yaygınlaşan “laikçiler” yaftası ülkeyi çıkmaz sokağa sürükler, içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkar...
Proje okul eylemlerinde yaşananlar, laik, bilimsel, çağdaş eğitimi savunanlara TOMA ve polisle engelleme çağdışıdır.
Dünyaya rezil olmayalım...
Hukuksuzlukları durdurmak gerekir...
Eğitip gasp edilmemeli...
Deniz Ülkütekin, İstanbul Erkek Lisesi önünde eylem yapan velileri anlattı...
Bir yanda TOMA’lar ve polis, öte yanda laik eğitim isteyen öğrenci velileri.
Kendinden olmayanları durmadan yaftalayarak “dinsizler” diyenler, bu söylemleriyle IŞİD’in ve FETÖ’nün ekmeğine yağ sürüyor.
Ortadoğu yanarken Musul kuşatılırken oluyor tüm bunlar.
PKK terörü hız kesmiyor, şehit haberleri gelmeye devam ediyor...
Demokratik hak ve özgürlükler herkes için geçerli...
Bu hakları elde etmek için eylem yapanlar hukuksuzluğa karşı çıkıyor.
Hukuk inançlı, inançsız herkes için geçerlidir...
Gözde devlet okullarını imam hatipleştirmek bir ülkeyi bilimden uzaklaştırır.
Bilim insanlıktır, çağdaşlıktır... Çağımızın ideolojisi ise demokrasidir ve özgürlüklerdir.
Düşünceyi özgürce ifade edebilmektir!

***

Fethullahçıları koruyarak sarıp sarmalayanlar, FETÖ’nün devletin en duyarlı kurum ve kuruluşlarına yerleşmeyi ve Türkiye’yi örümcek ağı gibi sarmayı kendi okulları aracılığıyla gerçekleştirdiğini bilirler.
Meslek okullarından mezun olan Fethullahçı öğrenciler, özel olarak yetiştirilip en gözde üniversitelerde, liselerde okutuldu bunun yanı sıra.
Sahte sağlık raporlarıyla, soruların yanıt anahtarlarını çalarak değil alarak askeri liselere girdiler!
Savcı, yargıç, subay, polis, öğretmen oldular...
En yaşamsal kaleleri, örneğin TSK’yi böyle ele geçirdiler...
Kanlı bir felaketin eşiğinden döndük.
Türkiye’nin kendine gelebilmesi için demokratik hukuk devletine, laik, çağdaş, bilimsel, aydınlanmacı eğitime sahip çıkması gerekir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları