Suriye’nin Stalingrad’ı

21 Ekim 2016 Cuma

Görmek henüz nasip olmadı. Volgograd’da 62. ordunun komutanı General Çuykov’un mezarına çiçek koyup Volga Nehri’ne “selam durmuşluğu” olan bir dostum bahsetti: “Volga’nın sırtlarında Stalingrad Müzesi var. Onun arkasında savaştan kalan tek bina. Ve Pavlov’un evi. Binanın bir duvarı kalmış. Üzerinde, üzerine eğreti harflerle yazılmış ve sonuna 1942 tarihi atılmış bir plaket: ‘Seni savunuyoruz, sevgili Stalingrad!’ Mamayev Kurgan Tepesi’ndeki anıt kompleksi ise, gördüğüm en etkileyici savaş anıtı.
Savaş filmlerine meraklı olanlarınız, Pavlov’un Evi’ni; 2013 tarihli Fyedor Bondarchuk’un “Stalingrad” filminden anımsayacaktır. Çavuş Yakov Pavlov’un, cebinde Stalin’in 227 No’lu “Geri adım yok” emri, yanında 24 yoldaşıyla Nazi ve mihver ordularına 59 gün kök söktürmesi destanlaşmış direnişinin sembolüdür.

                                                      ***

Naziler, mihver güçlerle, Ağustos 1942’de başlattıkları saldırıyla Sovyetler’in Volga kıyısındaki bu ağır sanayi kentinin yüzde 90’ını ele geçirmişti. Stalingrad çökmedi ve Sovyet halkları, kasım ortasında “Uranüs” kod isimli karşı saldırı ile kuşatanları kuşattılar. Destanı sokak sokak, bina bina kanları ve canlarıyla yazdılar. Kızıl Ordu yetişinceye dek tek destekleri ağır kış şartlarıydı. Feldmareşal Paulus’un ocak sonunda teslim olmasıyla Nazilerin 6’ncı ordusu 250 bin askeriyle kuşatılıp yok edildi. 1 milyon 250 bin ile 1 milyon 700 bin arasında insan öldü. Belki tek bir savaşta verilmiş en büyük kayıp. “Kahraman şehir” Stalingrad, Sovyetler’de 20 milyon can alan İkinci Dünya Savaşı’nın da “dönüm noktalarından”. İnsanlığın medeniyet tarihinde tekçi, faşist zihniyete boyun eğmeyeceğinin abidesi.

                                                        ***

21. yüzyılın Stalingrad’ı da Halep. Suriye’de başlangıçta İhvan damgalı silahlı isyanın göbeğinde yer aldı. Onlarca ülkeden cihatçılar, Körfez monarşilerinin desteğiyle Dera ve Humus’u savaş alanına çevirirken yoksul kırsalı haricinde Halep, 2012 yazına dek silahlı isyana girmediği için “hain” ilan edildi. Ancak 2012 sonlarına El Kaide mümessili Nusra eşliğinde cihatçılar kentin doğusuna sarktı. Tarihi çarşıda kazdıkları tünellere yerleştirdikleri patlayıcılarla yarattıkları tahribat devasa oldu. 2013 ortalarında IŞİD de denkleme girmişken Halep’in merkezi kuşatıldı. 1.5 milyon nüfus iki yıl boyunca aç, susuz, elektriksiz kaldı, cehennem toplarına tutuldu. Kuşatılan Halep için kimse “insani felaket” demedi.

                                                        ***

Halep düştü düşecek derken, 2013 başlarında Lübnan Hizbullahı’nın desteğiyle işler değişti. Humus’un güneyindeki Kusayr temizlendi, Hama’nın doğusundaki Selemiye’den Halep’teki Safira’ya ikmal hattı kuruldu. Kuzeydoğuda cihatçıların söküp Türkiye’ye taşıdığı fabrikaların bulunduğu Şeyh Naccar, uzun süre kuşatma altında kalan merkez cezaevi ile cihatçıların onlarca Suriye askerini infaz ettiği bölgenin en önemli hastanesi El Kindi geri alındı. 2015 sonbaharında Rusya devreye girerken Kuveyres üssü kurtarıldı. Şubat 2016’da da dört yıl sonra Nubl ve Zahra kuşatması kırıldı. Türkiye’den Halep’e giden Azaz koridoru kapatıldı. Kastillo yolu da.

                                                         ***


Bugün kuşatanlar kuşatıldı. Ama Rusya’nın, kafa kesenlerin eksik olmadığı “ılımlıların” Nusra’dan ayrılıp İdlib’e taşınması tasarıları Batı vetosuna uğruyor. Cihatçıların açılan koridorlardan çıkmalarına izin vermediği 50 binden fazla sivil için kimse Gazze’deki gibi “canlı kalkan” demiyor. Halep’in “son hastanesi”, “son doktorların” sayıları ha bire değişiyor.

                                                          ***

New York Times editoryalinde, 1.5 milyonluk Musul’un IŞİD’den “ne pahasına olursa olsun temizlenmesi” telkin ediliyor. El Kaide elindeki Halep’i temizlemeye çalışan Suriye ordusu ve Rusya ise “savaş suçuyla” itham ediliyor. Ülkesinin tarihini unutan Kerry, Halep için “2. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülmemiş insani facia” diyor. BM İnsan Hakları Komisyonu toplanıyor. Sünnisi, Alevisi, Hıristiyanı, Dürzisiyle Suriye ordusu, Musul’dakiyle aynı tekfirci ideolojiyle savaşırken ortalık her şeyi sadece 1300 senelik mezhebi kinle izah eden analizlerden geçilmiyor. Riyakârlık paçalardan akıyor.
Halep’in Pavlov’larının isimlerini ise Suriyeliler biliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları