Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Rusya ile iştigal
Uluslararası politikada Ruslarla karşı karşıya gelmekteyseniz, en başta ‘sakin olmak’ icap eder. Kolay kolay ‘yaş tahtaya’ basmazlar. Yeni öneriler, formüller bağlamında diplomatik esneklik gelenekleri pek çok ülkeden fazlayken taşı gediğine oturtmayı ihmal etmeyeceklerdir. Sonra insana ‘sabırlarının sınırı yokmuş’ gibi gelecektir. Hiçbir şeyi unutmayacaklarını unutmamak; sinirlendiklerinde ‘ciddiye alıp’ sonuçlarını iyi hesaplamak gerekir. Yapacaklarını söylediklerini yaparlar, söylemediklerini ise ‘satranç tahtasında kaç hamle sonrasını hesap edebildiğinize’ göre kestirmeniz gerekecektir.
Rus dış politikasını yıllardır izlemekten edindiğim bu sübjektif tarifim ne kadar doğru bilmem. Bende bıraktıkları algı böyledir.
***
Rusya lideri Putin’in, Türkiye’nin uçak düşürme özrü sonrasında aşama aşama yürütülen ‘normalleşme’ sürecinde, 23. Dünya Enerji Kongresi’ne ‘denk getirdiği’ Türkiye ziyareti için pek çok şey yazılıp söyleniyor. ‘Rusya’dan savunma sistemi alınacağından’ tutun da ‘Halep için ortak operasyon odasına’ uzanan rivayetler uçuşuyor. Hiçbirinin doğru olduğunu zannetmiyorum.
Ziyaretin doruk noktası Rusya için ‘bugün için değil ama dönüşen Avrupa’ya gelecek yatırımı’ olan ve Ukrayna rotasına alternatif 31.5 milyar metreküplük ‘Türk Akımı’ doğalgaz boru hattı anlaşmasına imza konulmasıydı. Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la birlikte manidar biçimde 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’nin kararlarının alındığı Mabeyn Köşkü’nde ağırladığı Rus lideri 1 saat 40 dakika görüşmenin ardından ülkesine döndü.
***
15 Temmuz’dan bu yana yazıyorum. Rusya, Türkiye’yi küresel/bölgesel hegemonya mücadelesinde ‘stratejik asset’ (kıymetli varlık) görüyor. Uçak kriziyle iki ülkeye de zarar veren ekonomik hasarları adım adım tamire giderken, siyasi anlaşmazlık alanlarında ‘olabildiğince esnek’ davranıp alan açıyor. Bu ‘esneklik’, örneğin Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonunu mümkün kıldı. Ancak henüz Davutoğlu’nun çizdiği Ortadoğu politikasında somut değişiklik yaratmış değil.
***
ABD ile eşgüdümle yürütülen dış politikada, kanımca durumumuz ‘retorik bugünü kurtarıyor, yarına Allah kerim’. Misal Erdoğan, Putin’in dinlediği Enerji Kongresi konuşmasında Suriye meselesini Halep’teki insani krizden görüp birlikte yardım ulaştırmaya vurgu yaptı. Elbette, çoğu El Kaide’ye biatlı Nusra militanlarının elinde olan kentin doğusuna yağan bombaları andı, lakin bunları kimin attığından bahsedecek değildi. Putin, “Tek mesele güvenliği temin etmek” dedi, o kadar.
Yine kimi Türk kaynaklar, Türkiye’nin Halep’te sözünü geçirdiği cihatçı grupları sınıra çektiğinden söz ediyor. Zira muhakkak ki pilotlarını linç edenleri unutmamış olan Rusya ile uzlaşma adına Türkiye’nin bir nevi ‘kontrollü ılımlılaştırma’ misyonu görmesi umuluyor. Henüz doğrulayacak sağlam olgu yok, ‘arzuların tezahürü’.
Geçen hafta Moskova’dan ABD’de savaş senaryolarının güncellenmesine karşılık “S-300 ve S-400’lerimiz bekliyor” beyanı eşliğinde Suriye’de kalıcı üslenme kararı aynı zamanda Türkiye’ye de çekilmiş resttir. Rusya’nın, Suriye ordsuyla Halep’i ‘temizlemeden’ durmayacağı aşikâr. İş sonrasındaki pazarlıklara hazırlık.
***
12 Ağustos’ta Rus basınını tararken Alexandr Bovdunov’a ait ‘Rusya ve Türkiye: Uzun vadeli işbirliğine bakış’ başlıklı yazı görmüştüm. Tarihi atıflarla dolu yazının son paragrafı ilginç ve Rus duruşunu temsil ediyor. Son söz olarak aktarayım:
“Rusya’nın kabul edemeyeceği Türkiye’nin Rusya’nın içişlerine karışması yahut Amerikan hegemonyasını konsolide edecek projelere katılımıdır. Davutoğlu’nun Türk yayılmacılığı kisvesi altında peşinden koştuğu buydu. Bu Kürt sorununun Ortadoğu’nun tümünü istikrarsızlaştıracak şekilde şiddetlenmesi ile doğal olarak çöktü. Türkiye, bölgede istikrarsızlık ve radikallik getiren küresel ve bölgesel İslami devrimi tahrik eden Yeni Osmanlıcılığın ‘Troçkist’ versiyonu (Davutoğlu’nun ‘Arap Baharı’ ile güttüğü) yerine, pragmatik ulusal, bağımsızlıkçı Batı karşıtı, yeni emperyal bir rota tutturulmuş olunsaydı, Moskova, Ankara’yı Amerikan hegemonyası ve Amerikan yanlısı Vahhabi monarşilere karşıt '53ünni dünyanın bağımsız devleti olarak müttefik bir güç olarak desteklerdi.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 'Ben o gün tecavüze uğramadım diye...'
- MSB'den açıklama geldi
- İki jandarmanın davası görüldü
- Bu zamdan 10 milyon yurttaş etkilenecek
- Teğmenleri değil yargıçları konuşalım
- İmamoğlu'ndan Bakan Tekin'e sert tepki
- Saat verildi, sayı istendi
- CHP'li isimden Cevizoğlu'nun sözlerine tepki
- TCMB ve TBB'den açıklama
- İstanbul'da sahilde 2 ceset bulundu