Hikmet Çetinkaya

FETÖ’nün siyasi ayağı...

22 Eylül 2016 Perşembe

Bazen gerçekleri görmeyip kendi hayalimizde yaşarız; bazen dağlara, ağaçlara bakarken hayatın anlamını düşünürüz...
Son 30 yıl içinde neler yaşadık ya da bu süreci nasıl geçirdik?
Darbeye karşı çıkan, direnç gösteren halkı gördük 15 Temmuz’da...
FETÖ’cü darbecileri halk püskürttü, ölümü göze aldı.
Darbe girişimine siyasiler ve halk birlikte karşı koydu, tankı, silahı olmadan...
Kemal Kılıçdaroğlu, bu halkın gücünü tüm dünyaya tanıtmamızı isterken haklı değil mi?
İç tehdit dış tehdit, FETÖ’nün canavarlaşan ruhu, İslam adına bu ülkede “himmet” adı altında büyük paralar toplaması, devleti neredeyse tepeden tırnağa kuşatmasından hoşlanmayan çok insan olduğunu biliyorum.
Hoşlanmak bir yana inananların sayısı o denli fazla değil, özellikle işadamları arasında, ama “başımıza bir şey gelir” diye, yandan, ortadan bir yol izlediler düzenlerinin sürmesi için...
Dini kullanarak, ABD’den Türkiye’ye ayar veren Fethullah Gülen ve cemaatin kilit noktalarında olanlar, darbeden önce pılıyı pırtıyı toplayıp çoktan yurtdışına çıktılar...
Geride kalanlar, ortaklık kuranlar “kandırıldık” diye kendini kurtarmaya çalışırken, onlara kol kanat geren siyasiler bugün aramızda.
Ne sesleri çıkıyor ne solukları...
Bu arada gözaltılar, tutuklamalar sürüyor, Başbakan Binali Yıldırım’ın deyişiyle “sapla saman” birbirine karıştırılıyor, kuruyla yaş aynı torbaya konuluyor.
Açığa alınan, tutuklanan binlerce kamu görevlisi arasında solcular da var Aleviler de...
Kolay değil 40 yıllık bir cemaat yapılanmasını devletin kılcal damarlarından çıkarıp atmak...

***

15-16 Temmuz’daki Fethullahçı darbe girişimi, cemaatin ne denli sinsi bir örgütlenme yöntemi geliştirdiğini açık biçimde sergilerken başta ABD olmak üzere AB ülkelerinin siyasetçileri Fethullah Gülen’e toz kondurmuyorlar.
Bunun nedeni Fethullahçıların yıllardır ABD ve AB ülkelerinde yürüttüğü lobi çalışmaları...
Daha önce çok yazıldı ama anımsatmakta yarar var.
Peki, biz bu algıyı nasıl kırabiliriz?
Türkiye’nin laik demokratik bir hukuk devleti olduğunu göstermekle...
Temel hak ve özgürlüklerimizi geliştirerek...
Fethullah Gülen’in yurtdışında kendine saygın bir konum yaratmasında siyasi iktidarların da önemli payı olduğunu unutmayalım.
Gülen’in CIA tarafından kullanıldığı, dünyadaki okulları açarken yardım ettiği de bir gerçek.
Fethullah Gülen’in Orta Asya, Rusya, Afrika, ABD’de kurduğu okullar bunun en somut örneği,
Özbekistan bu okulları kapatan ilk ülke. Rusya, Özbekistan’dan sonra kapattı.
ABD’nin salt Teksas eyaletinde anaokullarıyla birlikte 200 okulu bulunuyor.
Almanya’da okulöncesi, dil dersi veren dershaneleri, okulları var Gülen’in...
O yüzden ABD, Gülen’i Türkiye’ye iade etmez...
Belki şunu yapabilir:
Avustralya ya da Kanada’ya gönderebilir...
Çünkü Gülen hareketinin merkezi, Türkiye değil ABD’deydi. Gülen, Pensilvanya’dan hareketi yönetiyor, oradan buyruklar veriyordu.
Benim bildiğim bu gerçeği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti elbet biliyordur...
Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi, 2002 yılında Fethullahçıların terör örgütü olduğu kararını vermişti.

***

Fethullahçı okulların, Türkiye’yi yöneten iktidarların gözbebeği olduğu yılları anımsıyor musunuz? Hele hele anlı şanlı Türkçe Olimpiyatları’na ne dersiniz? Fethullah Gülen özlemini “Bu hasret bitsin, haydi ülkene dön” diyenleri...
2003 yılında Dışişleri Bakanlığı’nın destek genelgesini!
Devletin tepe noktalarında oturanların bu okulların “Türkiye’nin yüz akı” olduğunu söylediklerini unuttunuz mu yoksa?
Türkiye bir hukuk devletidir...
FETÖ’yle ilgisi olmayan, ancak FETÖ’cü olarak yaftalanan mağdur ailelerin eli kolu bağlı.
Bu kişilerin hukuku ve onuru ne olacak, söyler misiniz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları