Hak ve hukuksuzluk... Ben yaptım oldu, çünkü iktidarım, güç benim elimde anlayışı, yargıya rest çekme...
Hangi çağda yaşıyoruz; demokrasi, hukuk, özgürlük kavramlarını niçin yok sayıyoruz?
Şimdi iktidarın hedefinde Anayasa Mahkemesi var. O da paralel yapıya bağlandı, havuz medyasının silahşorları dört koldan saldırıya geçti.
İşlerine gelince demokrasi, hukuk; işlerine gelmeyince, çete, haşhaşi...
Peki, o denli demokrat, o denli özgürlükçüydünüz değil mi?
Cemaat medyasıyla birlikte attığınız başlıkları da unuttunuz!
Ergenekon, Balyoz, Odatv, Poyrazköy, fuhuş, casusluk, donanmanın içini oyma...
Suçsuz insanları yaftalama, baştan terörist olarak görme!
Güle oynaya yaptınız hepsini!
Yazdıklarınız arşivlerde...
Ne oldu, ne değişti?
Bu gibi sorular size vız geliyor!
Çok yağdanlık gördüm gazetecilik yıllarımda, böylesine ilk kez tanık oluyorum...

***

İş çığırından çıkmış... Gazeteci kılığıyla dolaşan soytarılar bir hayli çoğalmış.
Taraf olmak zorunda mısın? Gerçekleri yazmaktan niçin çekiniyorsun?
Utanmadan sıkılmadan televizyon ekranlarında yalakalık yaparken “biz demokratlar” diye söze başlıyorsun.
Dün cemaatin ve iktidarın kayığına birlikte bindiğin arkadaşlarını bugün satıyorsun, onlara ayar veriyorsun, korkutmaya çalışıyorsun.
Söyle nereden çıktın sen?
Bu topraklarda ortaya çıkmış tarihten, uygarlıklardan, kültürden, inançlardan bile haberin yok senin.
O yakın tarihin kanlı sayfalarından...
Kıyımlardan, ölümlerden!
Her dönemde önüne bir kemik parçası atıyorlar, yalıyorsun.
Darbe olsa darbecilerin peşinden gideceğini, ağabeylerin gibi ibrikçilik yapacağını biliyorum.
Sol bir iktidar gelse kazayla, ayaklarına kapanacağını da biliyorum.
Kuşak kuşak çocuklar öldürülürken, hayatlar kördüğüme dönüşürken ağabeylerinin yolunu izleyeceksin her dönemde
Çünkü sen ikiyüzlüsün!

***

Dünya âlem bizimle dalgasını geçiyor, gırgıra alıyor, şu konulan yasaklar yüzünden...
Bakıyorum AYM’ye çatıyorsunuz, son verdiği HSYK’ye ilişkin kararla ilgili.
Hani siz yargı bağımsızlığını, evrensel hukuku savunuyordunuz?
AYM’yi de paralelci yaptınız ya, koyver ucundan gitsin artık...
Twitter yasağını savunuyorsunuz AYM kararına karşı...
Hani demokrattınız, özgürdünüz?
Hepiniz Twitter kullanıcısısınız maşallah!
Zamanında Deniz Baykal’ın, MHP’lilerin kasetleri, videoları çıkarken neredeydiniz?
Kumpasa gelmişsiniz, aldatılmışsınız! Öyle mi? Kim inanıyor buna?
Kendiniz bile inanmıyorsunuz! Şu coğrafya, şu topraklar, ağaçlar, kuşlar, ırmaklar, denizler, koylar, bükler...
Topraklar kazılıyor, tarih çıkıyor...
Sadece tarih değil, insan kemikleri...

***

Anımsayın 90’lı yılları, asit kuyularını, yakılan ormanları, boşaltılan köyleri, büyük göçleri...
Akıl, ruh, vicdan, gerçek, kin, nefret...
O yılları anımsadınız mı?
Çoğunuz küçüktünüz belki!
Kiminiz ırkçı!
Hizbullah’ın devlet tarafından kurulduğu...
Eğitildiği...
Eline silah verildiği!
Türk ve Kürt milliyetçiliğinin ivme kazandığı, ABD’nin Irak’ı işgalinde gökten misket bombalarının Bağdat’a yağdığı...
O yıllar işte...
Anımsadınız mı?
Ağabeyleriniz o sıralarda yazıp çizdi:
“ABD, Saddam’ı devirip Irak’a demokrasi getirecek!”
Bitti gülüm o sevda, bitti!
Kaldık kendimizle baş başa!
Zaman nohut, bulgur zamanı...

***

Derin bir sürecin zilleri çalıyor...
Gerginlik, kışkırtma, ayrışma toplumu cepheleştiriyor...
Uydurma kanıtlarla, olmayan sanıklarla, sahte verilerle insanların hayatlarıyla oynayanlar, intihar eden o subayların anısına bile saygı göstermiyor.
Birlikte yürümüştünüz bu yollarda, birlikte davaların savcıları olmuş, çok can yakmıştınız, günaha girmiştiniz birlikte...
Sizi gidi ibrikçiler sizi!