‘Sağ enternasyonel’ distopya

14 Eylül 2016 Çarşamba

Avrupa Birliği (AB), iki korkunç savaştan çıkmış ‘yaşlı kıtanın’ insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü temelinde sosyal adaleti tesis hedefi ile; barış ve istikrar için ulusal bağımsızlıklardan taviz verme arzularıyla şekillendirilmişti. Proje ‘sosyal demokrat’ niteliklerinden tümden soyunup neoliberalizme teslim olalı beri -kısa müddet yarattığı refah sayılmazsa- faciaya koşmakta. ‘Neoliberal Avrupa’nın sonu hiç parlak görünmüyor.
Tezahürleri biliyoruz... Kapitalizmin son mali krizinin üzerine, emperyalizmin ‘demokrasi’ temasıyla ulus devletleri yıkmak emelli Ortadoğu maceralarının bumerangı sığınmacı krizi eklendi. Tablo korkunç. İşe yarar bir çözüm umudu da ufukta yok.

***

Transatlantik hattında kritik ülkelerde ‘zincirleme seçimler’ dönemine giriyoruz. 8 Kasım’da Amerika’da başkanlık seçimi var. Donald Trump’ın seçilmesi ‘domino etkisi’ bile yapabilir. Muhtemelen aralıkta Avusturya’da başlayacak ve gelecek yıla uzanacak şekilde Hollanda, Fransa, Almanya’da... Brexit depremi yaşamış Britanya’da erken seçim olasılığı yüksek.
Almanya’da sığınmacı krizi ve Türkiye ile iştigal biçimi Angela Merkel’e pahalıya patlamaya başladı. Kısa süre önce partisi CDU kendi eyaleti Mecklenburg-West Pomerania’da sembolik bir yenilgi aldı. Mucize olmazsa gelecek yıl yine aday olur. Ama karizmasını Avrupa kuşkucusu ve sığınmacı karşıtı Almanya için Alternatif’in (AfD) çizdiği aşikâr.

***

Bu koşullarda Avrupa’da tuhaf bir olgu şekillenmekte. ‘Sağ ittifak’... Kimileri ‘sağ enternasyonalizm’ diye anar oldu. Kendi ulus kimliğini, kültürünü üstün görüp başkalarını küçümseyen bir ideolojik zeminden olsa olsa ‘ucubik’ bir enternasyonalizm doğar elbette. Ama sanki karambolde bir ‘Milliyetçi Enternasyonal’ distopyasıyla karşı karşıyayız...
AfD, Hollanda Özgürlük Partisi, Avusturya Özgürlük Partisi, İsveç Demokratları, İsviçre Halk Partisi, İtalyan Kuzey Birliği, Fransız Ulusal Cephesi, Danimarka Halk Partisi, Britanya Bağımsızlık Partisi... Macaristan’da Victor Orban, Polonya’da koyu Katolik muhafazakâr hükümeti de ekleyin. Dokuz ülkede ya iktidarda yahut yanında yamacında olan bu partiler adeta ‘kol kola girmekteler’. Geçen martta Rusya’nın milliyetçi Rodina (Anavatan) partisinin ev sahipliğinde St. Petersburg’da muhafazakâr forumda buluştular. Ortak ve daimi bir de komite kurdular.

***

Avusturya’da yaz başında usulsüzlük nedeniyle iptal edilenin tekrarı olacak cumhurbaşkanlığı seçimi bilhassa önemli. Avusturya Özgürlük Partisi’nin adayı Norbert Hofer, Yeşillerin adayı Alexander van der Bellen karşısında ipi göğüslerse, AB’nin göbeğinde aşırı sağ en üst tepeye çıkmış olacak. Hofer AB’den çıkış referandumu planlıyor.
Avrupa aşırı sağından partilerin genç siyasileri Avusturya seçimleri ile yakından ilgileniyorlar. Diğer yandan, İsveç Demokratları’ndan, Belçika Vlaams Belang’dan, İtalya Kuzey Birliği’nden siyasiler Trump’ın kampanyasına katılıyorlar. Hollanda Özgürlük Partisi’nin lideri Geert Wilders’in bir gözü Viyana’da, diğeri Washington’da. Hofer’in de Trump’ın da as destekçisi. Fransa’nın gelecek yıl seçilmek için umutlanan ‘Frexit’ bayraktarı kadın lideri Marine Le Pen gibi...

***

Ortak noktaları ayrımlarından fazla: Küreselleşmenin ezdiği ‘küçük adam’ üzerinde ‘beyaz kimlikli’, popülist retorik, aile ve gelenekler, İslam karşıtlığı ve sınırların korunması... Brüksel diktatörlüğüne, ortak para birimine, sığınmacı politikasına karşılar. Plebisitleri seviyorlar.
Velhasıl neoliberal küreselleşme aşırı sağcılara ittifaklar kurdurur oldu. Neoliberalizm esas solun üzerine çökmekte. Latin Amerika’da düşüş başladı. Britanya’da İşçi Partisi’nde Jeremy Corbyn’in liderliği, İspanya’da Podemos, Yunanistan’da çabuk havlu atan Syriza var. Bir de hükmü geçmeyen Sosyalist Enternasyonal... Sol uluslararacı çapta ‘tabutta rövaşata’ yapamayınca, kitlelerin gelecek umudunun üzerine işte bu ‘sağ enternasyonal’ distopyanın gölgesi düşmekte.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları