Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Göreme Sokak

11 Eylül 2016 Pazar

Geçen hafta 9 Eylül’de, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 93’üncü kuruluş yıldönümü kutlandı...
Bu vesile ile bugün, Bülent Ecevit’in Göreme Sokak’taki özel çalışma evinde kurduğu bir “Takımın” öyküsünü anlatmak istiyorum.
(İçlerinde ben de olduğum için, övünmek gibi olmasın diye “Beyin Takımı” demiyorum!)

***

Ecevit, esas itibarıyla (bence haklı olarak) parti örgütlerinin yozlaşmasından, parti içi hiziplerden çok şikâyet eden bir liderdi:
İl ve ilçe örgütlerinin, yerel sorunların ve çıkarların fazla etkisinde kaldığını düşünür, bu yerel çıkarları hizipçiliğin kaynağı sayar, parti içindeki hiziplerden (özellikle Deniz Baykal-Ali Topuz çatışmasından) yakınır ve bunları bir biçimde aşmaya çalışırdı.
Bu nedenle de en sevdiği politikacı tipi, konularında uzman olan, dürüst, çalışkan ve en önemlisi, parti tabanından gelmeyen, yani parti içi yerel çıkar ve hizip çatışmalarına bulaşmamış, kendisine sorun çıkarmayacak olan, kendisinin partiye davet ettiği genç akademisyenlerdi.
İşte “Göreme Takımını” da bu anlayışla, (kendisinin de büyük bir edebiyatçı ve araştırmacı olduğu sonradan ortaya çıkan) Cahit Kayra önderliğinde oluşturmuştu.

***

Grubun amacı, “İsmet İnönü sonrası CHP”nin parti programını “Ortanın Solu” anlayışıyla yeniden yazmaktı:
Böylece 1977 seçimlerine yepyeni bir imajla gidilecekti; seçime hazırlanmak da elbette, grubun asli göreviydi.

***

Grubun koordinatörü, bizi bir araya getiren Cahit Kayra’ydı.
Gündüz Ökçün, Uğur Korum, Sevil Korum, Bilsay Kuruç, Vural Güçsavaş ve ben grubun sürekli üyeleriydik.
Mehmet Kabasakal ve Işın Çelebi, iki genç arkadaş olarak sekreterlik hizmetlerini yürütüyorlar ve tartışmalara da katılıyorlardı.
Besim Üstünel bir-iki kez İstanbul’dan gelip çalışmalara katılmış, bir-iki kez de Turan Güneş uğramıştı.
Göreme Grubu’nun yazdığı yeni parti programına, CHP’nin geleneksel 6 Ok’una koşut olarak şu yeni 6 ok eklenmişti:
1) Özgürlük.
2) Eşitlik.
3) Dayanışma.
4) Emeğin üstünlüğü ve bütünlüğü.
5) Gelişmenin bütünlüğü ve etkinliği.
6) Demokratikleşme.

***

Sağ-Sol terörü altında bunalmış olan ülkede, 1977 seçimlerine bu yeni programla gidildi...
En etkili söylem benim bulduğum “Analar, evlatlarınızı oylarınızla koruyunuz” sloganı olmuş ve CHP yüzde 41.4 oyla seçimlerden birinci parti olarak çıkmıştı!
Ama ne yazık ki, bu büyük oy oranı bile CHP’nin tek başına iktidar olmasına yetmemişti:
Hem iş hem de işçi çevrelerinin açık desteği ve Cumhurbaşkanı’nın görevlendirmesiyle kurulan Ecevit Kabinesi, sandalyesi yetersiz kaldığı için, Meclis’te güvenoyu alamamış ve yerine Demirel başkanlığında İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmuştu.
Ama ülkenin toplumsal ve siyasal yapısı artık bu iktidarı taşıyamıyordu ve bu nedenle İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’nin uzun süre devamı olanaksızdı.
Nitekim o yılın sonunda AP’den istifa eden milletvekilleri hükümeti düşürdü ve Ecevit yeni yılda, onlarla yeni bir hükümet kurdu.
Ondan sonrası, benim de tam göbeğinde bulunduğum ve çok yakından tanık olduğum başka bir trajik süreçtir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları