Hikmet Çetinkaya

Puslu hava...

10 Eylül 2016 Cumartesi

Ortalık toz duman içinde, göz gözü görmüyor, yetki karmaşasının yanı sıra “kuruyla yaş” aynı torbanın içine konuluyor...
FETÖ’cülerin “babaları” çoktan pılıyı pırtıyı toplayıp Türkiye’yi terk etmiş...
Cemaatle mücadelede “kurunun yanında yaş da yanıyor”, tedirginlik giderek artıyor.
Hukuka güvensizlik, görev karmaşası, puslu havaya neden oluyor.
Devletin en duyarlı kurum ve kuruluşlarının kilit noktalarına dek girmiş Fethullahçı yapılanmayı öyle sulandırıp “muhbir yurttaşlar” aracılığıyla yaptığınız mücadelede bir yere varmak zordur.
Cumhurbaşkanı’nın yaverine dek sızmış devasa bir örgütlenmeden söz ediyoruz...
Devletin kilit noktalarında eli kanlı cemaatçiler, cemaatçi darbeciler var.
Önemli olan şu: Devletin duyarlı kurum ve kuruluşlarının kilit noktalarına nasıl gelmişler, 15/16 Temmuz kalkışmasını nerede, nasıl planlamışlar, toplum olarak bilmiyoruz.
Kimler getirmiş onları o kilit noktalara? O yaverleri kimler atamış, kimler o generalleri korumuş kollamış, terfi ettirmiş?
Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala ne demişti:
Göreve geldiğimde (3 yıl önce) 81 ilin emniyet müdüründen 74’ü cemaatçiymiş...”
Polis teşkilatına nasıl sızdıklarını, polis koleji ve akademisine giriş sorularının önceden verildiğini ’94 yılında günlerce yazmıştım.
O okulları bitirenlerin çoğu emniyet müdürü, vali olmuşlardı...
Askeri liseleri ve Harp Okulları’nı...
Sahte sağlık raporlarını...
Evet, kimler ellerinden tutmuştu Fethullahçıların?
Ben bu soruya yanıt arıyorum!

***

Karşımızda salt FETÖ’cüler yok... PKK var, IŞİD var, şu var, bu var...
Türkiye, PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesini “kırmızı çizgi” olarak görüyordu. Birkaç gün önce ülkemiz, kendi koridorunu oluşturdu. Türkiye Çobanbey üzerinden ikinci bir cephe açtı. Türk Silahlı Kuvvetleri Azez’le Cerablus’u birleştirdi.
Türkiye amacına ulaşmış, rahat bir soluk almıştır...
IŞİD’in denetiminde olan Suriye sınırının 90 kilometresi bizim denetimimizdedir.
Gelelim Türkiye’ye...
PKK terörü hız kesmiyor...
Ana kuzuları şehit düşüyor.
Bunlar olurken binlerce kamu çalışanı açığa alınıyor.
Önemli olan silahlı bir güç olan TSK’deki cemaatçileri, FETÖ’cülerin kökünü kazımak...
Aslı Erdoğan’ı, Necmiye Alpay’ı, Nazlı Ilıcak’ı, Lale Kemal’i, Atilla Taş’ı, Murat Aksoy’u ve öteki gazetecileri tutuklayınca benim güzel, hüzünlü yurdumda darbe tehlikesi bitecek, FETÖ’cüler TSK’den temizlenmiş mi olacak!
Yapmayın etmeyin!
Kamudan ihraç edilen memurlar arasında Aleviler var, solcular var...
Bunlar kurunun yanına konulan yaşlar.
Şöyle diyebilirsiniz:
Muhalif olmayacaksın, ne istenirse yapacaksın yoksa atarız seni zindana, unutulup gidersin.
Atı alan Üsküdar’ı geçmiş zaten...
En babalar kaçmış...
Onun için cemaatle mücadelede “kurunun yanında yaş da yansın” diye düşünüyorsanız bu iş iyice sulandırılmış olur.
Bundan da FETÖ yararlanır...
Daha önce değindim, yineleyeyim:
Cezaların şahsiliği ilkesini çiğneyerek toptancı bir yaklaşımla yol alırsanız cemaatle ve darbeyle mücadeleye katkı sağlayamazsınız.

***

Akla şu soru gelebilir...
O zaman ne olur?
Özgür Mumcu diyor ki:
Bank Asya’da hesap açmış memuru ihraç edelim. Hem dostlar alışverişte görür hem de vaktinde alışveriş yapılmış olanlar görünmez olur.
Cemaat yargısına, cemaat güçlüyken hatırlattıklarımızı şimdi de hatırlatalım. Tutuksuz yargılama kuraldır, suçta ve cezada kanunilik esastır, cezaların şahsiliği ilkesi vardır ve herkes aksi ispat edilene dek masumdur.
Hukuk fakültesinde ilk gün ilk zilden sonra anlatılanlar yani.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları