Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Post modern’ darbeden ‘Post mortem’ darbeye

06 Eylül 2016 Salı

15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışmasından sonra Türkiye, “Post Mortem” bir sivil darbe yaşıyor!
(Biliyorsunuz “Post Mortem”, “ölümden sonra” ve mecazi olarak “bittikten sonra” demek.)

Kalkışmadan sonra, Erdoğan-AKP iktidarı, yasama ve yargı erklerini de eline aldı:
Ülke, TBMM’yi dışarıda bırakan ve yargı yetkilerini de kullanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle yeniden biçimlendiriliyor...
Aralarında binlerce askerin, yüzlerce akademisyenin de olduğu on binlerce insan işten atılıyor, kamu görevinden yasaklanıyor, pasaportlarına el konuluyor...
Ünlü yazarlar, gazeteciler, işadamları da dahil olmak üzere, yüzlerce insan gözaltına alınıyor...
Bir bankaya, holdinglere, işadamlarının, zanlıların, mallarına mülklerine el konuyor...
Kimi zaman, suçlananların anaları, babaları, kayınvalideleri, kayınpederleri, eşleri de gözaltına alınıyor, yakınlarının pasaportları da iptal ediliyor...
Ve bütün bunlar, “15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışması sonrası”, “Post Mortem Sivil Darbe” olarak yaşanıyor.
Böylesine geniş kapsamlı ve derinliğine bir süreç, ne 27 Mayıs 1960’ta, ne 12 Mart 1971’de, ne 12 Eylül 1980’de, ne de 28 Şubat 1997’de görülmüştü.

***

Sürecin derinliğini, genişliğini, siyasal ve hukuksal boyutunu dün Çiğdem Toker çok iyi dile getirmişti:
“Türkiye, 45 gündür Olağanüstü Hal (OHAL) rejimi altında yönetiliyor.
15 Temmuz darbe girişiminin beşinci günü toplanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) OHAL’e geçilmesi yönünde tavsiye kararı aldı. Ve Bakanlar Kurulu’nca ertesi günkü Resmi Gazete’de OHAL ilan edildi.
Darbecilerin tasfiyesini önceleyen 667 sayılı ilk KHK, 23 Temmuz’da yayımlandı.
(Toker daha sonra 667-674 sayılı KHK’lerin tarihlerini veriyor.) Her biri ayrı önemde olan bu KHK’lerden, 50 bin kamu görevlisini ihraç eden 672 No’lu olan ile tam 25 ayrı kanunda değişiklik yapan 674 sayılı KHK (ikisi de1 Eylül tarihli) özel dikkati hak ediyor.

Başarısız darbe girişiminin ardından başlatılan bu dip bucak ‘temizlik’ harekâtı, başarılı olmuş 80 darbecilerinin anayasası ile kanunlarına dayandırılıyor.
Yukarıda listelediğim KHK’lerin tamamında, hukuksal dayanak olarak 82 Anayasası’nın OHAL’i düzenleyen maddesi ile OHAL Kanunu gösteriliyor.
Başka bir deyişle, darbeci generallerden oluşan Milli Güvenlik Konseyi’nin kendini TBMM yerine koyarak çıkardığı yasalardan biri olan OHAL Kanunu, 2016 Türkiye’sini yöneten rejimin umududur.”

***

14 Mayıs 1950, İsmet Paşa’nın kararıyla, demokrasi adına Tek Parti Yönetimi’ne son verdi, Demokrat Parti’yi iktidara getirdi ama DP demokrasiyi geliştireceğine geriletti, çoğunluk diktatörlüğüne dönüştürdü.
27 Mayıs 1960, 1961 Anayasası ile ülkeye çağ atlattı, ama üç cinayet ile siyaseti kana buladı.
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980, 1961 Anayasası’na karşı yapıldı, solu ve demokratları ezdi, dinbazların önünü açtı.
28 Şubat 1997, 12 Mart ve 12 Eylül’ün yol açtığı yozlaşmalara karşı yapılmak istendi; Genelkurmay Başkanı Karadayı ile Cumhurbaşkanı Demirel tarafından sistem içinde halledildi. “Post Modern Darbe” adı, bizzat yapanlardan biri tarafından kondu.
15 Temmuz 2016 FETÖ darbe teşebbüsü, ordunun komuta kademesiyle ana gövdesinin ve halkın, aydınların çoğunluğunun karşı çıkmasıyla bastırıldı ve...
21 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile, AKP-Erdoğan iktidarı tarafından, 12 Eylül darbecilerinin 1982 Anayasası kullanılarak, “Post Mortem Sivil Darbe”ye dönüştürüldü.

***

Her ne koşul altında olursa olsun, bedeli ne olursa olsun...
Adaleti, insan haklarını, demokrasiyi, laikliği, sosyal devleti ve hukuk devletini savunmak gerek!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları