Sonunda bu da oldu. Salı günü, TBMM koridorunda, ana muhalefet partisi lideri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yumruklu bir saldırıya uğradı. Çok kısa bir soruşturma ise, olayın daha derin boyutları da olabileceğini ortaya serdi.
Önce her şeye karşın, olayın ucuz atlatılmış olmasına, daha vahim sonuçlara yol açmamasına şükretmek gerek. TBMM’nin koridorları nasıl oluyor da grup toplantılarının yapıldığı gün yolgeçen hanına dönüşüyor?
Nasıl oluyor da herhangi biri, serbestçe Meclis’e giriyor ve sonra da saatler boyu elini kolunu sallayarak koridorlarda dolaşıp, dilediğine saldırabiliyor?
Dengesiz, sabıkalı, uyuşturucu müptelası Orhan Övet, nasıl girmiş TBMM’den içeri? Onu kim sokmuş, kimin ziyaretçisi olarak gelmiş?
Saldırıdan sonraki sorgusunda saldırgana bu sorular sorulmamıştır.
Yine saldırganın herhangi bir siyasi bağlantısı olup olmadığı da araştırılmış değildir.
Ayrıca, Orhan Övet saldırıdan dolayı tutuklanmış değildir. Gerçi kendisi şu anda hapishanededir ama bu, tutuklama kararı gerçekleştirdiği saldırıdan değil, şartlı salıverilme koşullarını ihlal ettiği için verilmiştir.
Yani Türkiye’de, serbest dolaşmasının tehlikeli olduğu uzmanlarca ifade edilen psikopat saldırganların tutuklanmasına elvermeyen yasalar, Genelkurmay Başkanı’nın kaçma şüphesi dolayısıyla tutuklanmasına cevaz veriyor.

***

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ya da gazeteci Mustafa Balbay’a karşı ceberut olan düzen, psikopat Orhan Övet’e karşı cart curttur.
Devletin ceberutluk, gerekçesi olarak ileri sürdüğü gerekçelerin hiçbirinin gerçekle ilişkisi olmadığı kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Bu da onlardan biri...
Sınırlar kevgir, TBMM’nin koridorları yolgeçen hanı, sonra da terör ile mücadele ediyoruz.
Orhan Övet, eğer CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumruklayacağı yerde, demokratik bir gösteride parasız eğitim isteyen pankart açsaydı, şimdi tutuklu olarak içerideydi ve yıllarca da yatardı.
Çünkü parasız eğitim isteyene karşı ceberut olan düzen, iş, ana muhalefet lideri bir milletvekilini Meclis koridorunda saldırıdan korumaya gelince cart curttur.
Orhan Övet oraya nasıl girmiş, nasıl bu kadar rahatlıkla saldırısını gerçekleştirmiştir?
Bugün yumruklamayı engelleyemeyen düzen yarın kurşunlamayı, öldürmeyi de engelleyemez.
Ceberut cart curt sarmalında debelenen düzenin içler acısı hali budur.
Orhan Övet’in ifadesinin alınmasının baştan savmalığı da bambaşka bir âlem, evlere şenlik bir durum.

***

Orhan Övet, psikopat, dengesiz, uyuşturucu müptelası, kendi çarpık kafasında her an durumdan vazife çıkarmaya hazır, tipik bir tetikçi örneği.
Orhan Övet’ler, toplumda çok.
Onlar bir değil, on değil, yüz değil binlerce...
Orhan Övet’lerden daha önemli olanı, onlardan daha tehlikeli olan azmettiricilerdir.
Bunu bilen siyasetçilerin konuşurken, propaganda yaparken sözlerine dikkat etmeleri, söylediklerinin nerelere gidebileceğini hesaplamaları gerekir.
Politikacı bilmeli ki, söylediği sözün toplumda derin yansımaları olacaktır.
Siyasi havayı gerenler, bu memlekette daha önce neler yaşandığını anımsamalıdırlar.
Siyasi partiler, üye kaydederken dikkatli olmalıdırlar. Dengesiz Orhan Övet’in AKP merkezinden görevlendirilerek bu suikastı gerçekleştirdiğini söylemek istemiyorum. Çünkü bize bunu söyletebilecek bir veri yok elimizde.
Ama siz polisin, böyle bir veriyi ortaya çıkarabilecek soruşturmayı doğru dürüst yaptığına inanıyor musunuz?
Ayrıca bu olayda tetikçi ile uğraşmak yerine sorulması gereken soru şu:
- Bu tetikçiyi azmettiren kim acaba?
Evet, bu olayda azmettiren kim dersiniz?
Bunları okurken gülerek şunu söylediğinizi duyar gibiyim:
- Azmettirenin kim olduğunu sen de biliyorsun, biz de biliyoruz, cümle âlem biliyor.