Hikmet Çetinkaya

Yargıtay Fethullah Gülen’i nasıl akladı...

16 Ağustos 2016 Salı

1970’ten bugüne değin geçen süreç, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat...
17/25 Aralık... Yıl: 2014...
40 yıllık bir süreç...
Fethullahçıların devletin tüm olanaklarını, halkın ve siyasetçilerin, ülkeyi yönetenlerin, askerlerin gözlerinin içine baka baka kullanmaları.
Üç darbe sürecinde ister sivil, ister darbe döneminde olsun devletin olanaklarını kullanarak devletin en duyarlı kurum ve kuruluşlarında kadrolaşmaları, onlara her türlü olanağın sağlanması.
Himmet adı altında toplanan paralar, açılan özel okullar, şirketler, dershaneler.
Devleti çoktan ele geçirmişlerdi aslında...
Kimse ama kimse FETÖ’cülerin TSK’de kanlı darbe girişiminde bulunacak kadar örgütlendiğini tahmin etmiyordu.
Laik devletin altının oyulmasının Fethullahçıların ne denli işine yaradığını 15 Temmuz akşamı anladık, tanık olduk.
Felaketin kıyısından döndük...
Hâlâ dinci-etnik milliyetçilik ruhuyla Türkiye’nin demokrasiyi koruyacağını sananlar var. Onlara göre laiklik dinsizlik.
Demokrasi dinci-etnik milliyetçilik temelinde değil, laiklik temelinde yükselir...
Türkiye’deki tarikatların, cemaatlerin dinci-etnik milliyetçilik sarmalında hayat bulduğunu bilmezsek, yıllardır olduğu gibi bugün de “demokrasi” diye çırpınır dururuz.
Önce dindarlıkla-dinciliğin ne olduğunu anlatmalıyız topluma.
Halkın mutlak iradesi, laiklik temelinde demokrasinin hayata geçmesiyle gerçekleşir...
İşte o zaman hayat çiçeklenir, umutlar çoğalır... Çocuklarımız sık sık değindiğim gibi aydınlık sabahlarda uyanır...

***

Ulusal birlik dinci-etnik milliyetçilikle gerçekleşmez. Demokrasiyle, özgürlüklerle gerçekleşir.
Bilinçli birey olmak, eğitim sistemiyle, bilime verilen katkıyla oluşur...
Bilinçli birey, her türlü dine, inanca, düşünceye saygı gösterir, egemenliğin kayıtsız şartsız halkın olduğuna inanır...
Uygar toplumlarda biat kültürü olmaz... Biat etmek bağnazlıktır...
İnsan özgür doğar, özgür yaşar!
Düşünceye zincir vurulmaz!
Özgür toplumlar, demokrasinin ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri kaldırır...
Temel hak ve özgürlüklere sahip çıkar!
Fethullah Gülen, devletin tüm olanaklarını 40 yıl boyunca tepe tepe kullandı; yargıdan polise, eğitimden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne dek devletin en duyarlı kurumlarında, devletin olanaklarını arkasına alıp örgütlendi.
Öyle kolay değil devletin içinde yapılanan 40 yıllık çeteyi ayıklamak...
Irk ve inanç sorgulaması yapılmış, mezhep ayrımcılığına gidilmiş, Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin çizdiği yol haritası izlenmiş FETÖ’cü yapılanmada.
5 Mayıs 2005’te 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın “terör tanımı” başlıklı birinci maddesinde yapılan değişiklikle terör tanımına “cürüm işleme ve silahlı eylem” koşulu getirilince Fethullah Gülen paçayı kurtarmış...
Neden mi?
Emniyet Müdürlüğü’nden gelen raporda Gülen’in cebir ve şiddet içeren bir suça katılmadığı bildirilmiş...
Dava sonucu: Gülen beraat etti ve ABD’yi mesken tutup Türkiye’ye dönmedi.

***

Yargıtay Başsavcılığı beraat kararına itiraz etti. İtirazın gerekçesi özetle şöyle:
Türkiye’de mevcut anayasal düzeni değiştirmek, laiklik ilkesini kaldırarak yeri-ne şeriata dayalı devlet kurmak. Yurtdışına çıktığı 21 Mart 1999’dan sonra da ABD’de eğitimli kadroyla, şirketler oluşturarak, aynı amaçlar doğrultusunda, devlet yönetimini ele geçirmek doğrultusunda çalışmak...
Başsavcılığın bu itirazı reddedildi. Haziran 2008’de Yargıtay Genel Kurulu, Gülen’in beraatına oybirliğiyle karar verdi...
15 Temmuz’da kanlı darbe girişimi yapıldı. Alçakça bir katliam yaşadık...
Son söz: ABD Fethullah Gülen’i derhal Türkiye’ye iade etmelidir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları