Darbezedeler Taksim’de

07 Ağustos 2016 Pazar

“Ne istediler de vermedik?
Acaba, CHP’yi ve Deniz Baykal’ın kellesini de kapsıyor muydu?
Ya MHP Genel Başkan yardımcıları ile Genel Sekreteri dahil önde gelen 10 kurmay siyasetçinin kellelerini?

***

AKP iktidarına yönelen darbe halkımızın cesareti sayesinde çok şükür gerçekleşemedi, diyelim..
Ama ne yazık ki altı yıl önce CHP ve MHP’ye peşpeşe yönelen iki darbe de başarıya ulaştı.
Koca bir ülkeyi iktidarı ve muhalefetiyle, kurumlarıyla bir gecede hale yola sokmanın imkânı elbette yok. Yıllar süren bir ön hazırlık ve türlü aşamalardan geçilmesi gerekiyor.
Eğitim kurumlarının, askeriyenin, emniyet teşkilatının, sağlık sistemini bin türlü desise ve hile ile nasıl ele geçirildiği kırk kısım tekmili birden günlerdir gözler önüne seriliyor.
Ama asıl mesele daha derin.
Bir ülkede siyasete biçim vermenin en kestirme yolu, iktidarın önünü hep açık tutmak!
Muhalefet partileri ne kadar zayıf olursa hükümetlerin işi o kadar kolaylaşıyor.
Bugünleri hazırlayan, altı yıl önce, iki muhalefet partisine birden yönelen “dijital darbenin başarı” ile sonuçlanmasıdır.

***

CHP liderliği kansız bir biçimde el değiştirdi.
Allah saklasın, Baykal ve MHP’li hepsi de üst düzey yönetici ve birinci sıra milletvekili adayı olan on parti kurmayı kaçırılıp bir tarlada kafasına kurşun sıkılsaydı, bu iş bu kadar temiz olamazdı.

***

CHP’ye yapılan darbe liderine yapılarak tek kalemde sonuç verdi.
Devlet kuran parti”, milletvekilleri ve kadrolarıyla bitip tükenmez bir bocalama içine girdi.
Benzer durum MHP’de farklı ve daha köklü biçimde tecelli etti ve hâlâ ediyor. Desteksiz kalan MHP lideri de, iktidarın her zora girdiği durumda, AKP’nin dümen suyunu izler hale geldi.
Fethullahçıların kamu kuruluşlarına sızmasına karşı duracak, bunu izleyecek ve sürekli gündemde tutacak tek parti CHP’dir.
CHP’ye darbe bunu önemli ölçüde önledi.
CHP’ye yapılan bu “Darbe” sadece “Baykal’a yapılmış komplo” diye değerlendirildi.

***

Baykal, “Bu işi çözecek iki kişiden biri Erdoğan öteki Kılıçdaroğlu! Onlara sorun!” diyor.
Erdoğan artık “sorumsuz

Kılıçdaroğlu ise bu konuda ancak sorulursa konuşuyor:
Baykal kasetini Erdoğan’a izletenlerin ‘paralel yapı’ olduğuna inanmıyorum. Kaseti izletenler Erdoğan’ı da kayıt altına alıyor. Bir başbakana o görüntüleri izlemek yakışır mı?
Bu romantik bir yaklaşım. Darbeler, romantizm ve etik eleştiri kaldırmaz kı!

***

Kılıçdaroğlu bir TV röportajında hem Erdoğan’a hem de Baykal’a ciddi bir ithamda buluyor:
-“Erdoğan, MİT’e ‘kaseti bulun!’ diye bir talimat vermedi. Kaset Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldı!
-“Baykal’la ilgili bir kumpas var bu doğru. Sayın Baykal da kaseti kimin servis ettiğini biliyor

***

Kılıçdaroğlu “kumpas” ın Baykal’a yapıldığında kalmış görünüyor. CHP lideri ve tüm CHP’liler artık once bunun bir “kumpas” değil, bir “Darbe” olduğunu ve bu darbenin de;
Atatürk’ün partisi, Cumhuriyet’i kuran parti olmakla övünen CHP’ye yapılmış bir darbe olduğunu görmesi zamanının geldiğini görmeli ve ilan etmelidir.
Bugünkü Taksim mitingi bunun için büyük bir fırsat!
Darbezedelik” ile Erdoğan ve AKP yeniden yükselişe geçmenin peşinde.
CHP lideri asıl darbenin 2010 yılında Anamuhalefet Partisi’ne ve MHP’ye yapıldığını açıkça ilan etmelidir.

***

Kılıçdaroğlu diyor ki:
(Kasetli) Darbeyi Fethullahçılar yapmadı. (Ya da yaptı ise) Erdoğan’ın bilgisi dahilinde yapıldı!”
Çıkın işin içinden.
Iyi haber Kılıçdaroğlu ile Baykal’ın aynı çizgide birleşmiş olması. Baykal da, CHP’ye kaset darbesini FETÖ’nün yaptığına inanmıyor!
Aslında konuyu Ankara Cumhuriyet Savcılığı aydınlacaktır. Kılıçdaroğlu gidip bir ifade verse..
Baykal kasetini izleme görüntüleri”ni kim ve niçin getirdi sorusu aydınlığa çıkacak!
Dileyelim AKP kadar olmasa bile CHP de darbezedelikten bir yarar sağlasın!.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları