Hikmet Çetinkaya

FETÖ’nün darbe planı...

04 Ağustos 2016 Perşembe

Tarih: 2 Kasım 2000 Neredeyse 20 yıl önce “Gülen’in Gücü” başlıklı yazımı arşivden bulup okumaya başladım.
Bazı bölümlerini aktaracağım size...
Okuyup karar verin.
FETÖ’cü yapılanmanın içyüzünü anlatıyor o yazı:
“Askeri okullara sahte sağlık raporuyla alınanlar Fethullahçılar değil mi?
Yazar dostlarımız, sağcı-solcu yasadışı terör örgütlerinin ‘şemalarını’ arıyorlar.
Elbet vakıflar, yurtlar, okullar, şirketler, tıpkı yeşil holdingler gibi...”
Müritlerini Meclis’e taşıyan, müsteşar, genel müdür, vali, kaymakam, polis müdürü yapan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde önemli görevlere getiren Fethullahçılar elbet korunup kollanıyordu.
Fethullahçılara karşı ilk hareket eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’dan geldi; eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu da 2000 yılında 30 Ağustos Zafer Bayramı gecesi Fethullaçıların devlete sızdıklarını açık bir biçimde vurguladı. Bakın, (İzmir DGM, Esas:1987/ 86-1988/ 72 dosya) Akyazılı Vakfı’nın Maltepe Askeri Lisesi’ndeki örgütlenme biçimine şaşırıp kalacaksınız.
İbrahim Belge ve Nihat Özdemir “organize örgüt” kurup askeri lise öğrencilerini eğitiyor:
“Laik devleti yıkıp yerine şeriat devleti kuracağız. Sizler dininize bağlı subay olarak yetişip dinsiz subayları ordudan temizleyeceksiniz.”
1987 yılından İzmir Maltepe Askeri Lisesi’nden atılan “Fethullahçı öğrenciler” dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından yatay geçişle Anadolu liselerine sınavsız alındı.
Yine aynı yazımdan bir tümce:
“O tarihte Fethullah Gülen’in askeri darbe planındaki zamanlama tarihi 2000 yılıdır...”

***

Yine o tarihte Necmettin Erbakan’ın “Milli Görüş”ü içinde yenilikçi hareket başladı...
Erbakan’ın Saadet Partisi 20 Temmuz 2001’de kuruldu. AKP ise 14 Ağustos 2001’de...
Fethullah Gülen, ABD’den buyruk verdi müritlerine:
“AKP’yi destekleyeceğiz...”
DSP, ANAP, MHP hükümetinin Başbakan, Bülent Ecevit’in “Erken genel seçime gitmeyelim” demesine karşın, Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli diretti:
“Gidelim...”
3 Kasım 2002 seçimleri yapıldı. DSP, DYP, ANAP, MHP yüzde 10 engeline takılıp Meclis dışında kaldı. AKP tek başına iktidar olurken, CHP Meclis’e girdi. Deniz Baykal, Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılması için siyasal destek verdi.
Doğrusu da buydu zaten...
Sözü uzatmaya gerek yok...
17/25 Aralık’tan bir ay önce, diyeyim 29 Kasım 2013’te yazdığım “Tarihle Yüzleşme” başlıklı yazımın son bölümü şöyle:
“25 Ağustos 2004’te MGK’de
‘Fethullah Gülen Cemaati’ni bi
tirme kararı alınmadı mı? Alındı.”
Toplantıda dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve kuvvet komutanları var...
MGK kararı şöyle:
“Türkiye’deki Nurculuk faaliyetleri ve Fethullah Gülen konusu gündeme gelmiş, yurtiçi ve yurtdışı çalışmalarına karşı bir eylem planı hazırlanması uygun görülmüş, bu konudaki tavsiye kararlarının hükümete bildirilmesine karar verilmiştir.”

***

Hükümet bu kararı yok hükmünde saydı...
Geçelim...
Nedense Gülen’in Türkiye’ye dönmesinde hiçbir sakınca olmamasına karşın bir türlü dönmüyor, CIA’nın denetimi altında kalmayı yeğliyordu.

***

5 Mayıs 2006’da 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın “terör tanımı” başlıklı birinci maddesinde yapılan değişiklikle terör örgütü tanımına “cürüm işleme ve silahlı eylem” koşulu getirildi.
Yeni terör yasasına göre Gülen’in avukatları yargıya başvurdu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Emniyet Müdürlüğü’nden istenen raporda Gülen’in cebir ve şiddet içeren bir suça karışmadığı bildirildi.
Yargı, af nedeniyle 5 yıllığına ertelenmiş olan ve yeniden görülen davada Terörle Mücadele Yasası gereğince suçun oluşmadığı hükmüne vararak sanığın beraatına karar verdi.
Mart 2007’de 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onaylandı.
Son söz: FETÖ’cüler devletin kılcal damarlarına dek girmiş, kanlı bir darbeye, katliama kalkışmıştır. Buyruğu veren, Pensilvanya’da yaşayan terör örgütü lideri Fethullah Gülen’dir.
Bunları devletin kılcal damarlarından çıkarmak için uzun bir sürece gereksinim olduğunu düşünüyorum...
Bakın 2 Kasım 2000’de ne yazmışım:
“Gülen’in tek amacı vardı: Türk Silahlı Kuvvetleri’nde iyice örgütlenip askeri darbeyle devleti ele geçirmek.”
Darbeyi 2000 yılında yapacaktı, 2010’a erteledi, 15 Temmuz 2016 gecesi kanlı kalkışmada bulundu...
ABD’nin kanatları altında yaşayan FETÖ’nün gerçek yüzü budur, Türkiye’ye iadesi kaçınılmazdır...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları