YGS denilen Yükseköğretime Geçiş Sınavı da şeffaflık açısından büyük bir darbe yedi:
Sonuçlar tam seçimlerden önce açıklandı.
Ama soruların tamamının doğru yanıtları yayımlanmadı.
Böylece adayların itiraz hakkı önemli ölçüde sınırlandı ve kısıtlandı, ama konu, seçim yüzünden yeterince tartışılamadı.

***

Kısaca ÖSYM denilen, TC Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi, 1980 darbesiyle oluşturulan YÖK’e bağlı olarak kuruldu.
Merkezi örgütleyen beyin, rahmetli Prof. Altan Günalp’tı.
Günalp, başta Prof. Aydın Köksal olmak üzere, Türkiye’nin en iyi yetişmiş bilgisayar uzmanları olan Hacettepe hocalarından destek aldı.
Gerçekten adil ve şeffaf, mükemmel bir sistemi sıfırdan kurdu.
Bu merkez uzun yıllar Türkiye’nin en güvenilir kurumlarının başına yerleşti.
Derken, AKP+Cemaat iktidarında, her kuruma olduğu gibi bu kuruma da el kondu, personele ve sisteme çeşitli sızmalar yaşandı...
O sırada hâlâ ÖSYM’nin başında olan Prof. Ünal Yarımağan ayrılmak zorunda bırakıldı...
Ve birçok müdahaleden sonra ÖSYM bugünkü güvenilmez hale düştü.

***

ÖSYM artık sınav skandalları ve güvenilmezliği ile ün yapmış bir hale gelmiştir...
Örneğin, kopyalar ve soruların çalınmış olması biçiminde kamuoyuna yansıyan bir KPSS sınavındaki yolsuzlukların üzerine gidileceğini bizzat Başbakan Erdoğan, MİT Başkanı’na ve Emniyet Genel Müdürü’ne talimat verdiğini açıklayarak söyledi..
Ama aradan yıllar geçti, hâlâ hiçbir haber yok!

***

Biliyorsunuz, üniversiteye giriş artık iki aşamalı yapılıyor:
Önce YGS; ondan sonra Lisans Yerleştirme Sınavı, LYS.
Şimdi veliler feryat ediyor:
“Bu sınava güvenmiyoruz. Çocuklarımız bekledikleri puanları alamadı. Yanıtların hepsi yayımlanmadığı için itiraz edemiyoruz. Şimdi umutlar LYS’ye kaldı. Ona nasıl güvenelim. Üstelik seçim sandıklarında bu kadar yolsuzluk ortaya dökülmüşken sınavda neler yapılmaz” diyorlar ve arkasından optik değerlendirmede nasıl yolsuzlukların yapılabileceğini sıralıyorlar.

***

“Dindar ve kindar bir nesil yetiştirme” projesi, üç milyona yakın gencimizi ve ailelerini perişan ediyor!