Hikmet Çetinkaya

Cadı Avı Zamanı...

01 Nisan 2014 Salı

30 Mart yerel seçimlerinin galibi elbet AKP’dir...
Acaba neden AKP, yolsuzluk, rüşvet iddialarına, tapelere karşın Türkiye genelinde birinci parti olmayı başarmıştır?
Bugüne değin sekiz seçim kazanan, 12 yıldır iktidarda olan AKP tüm yorgunluğunu bir yana bırakıp bir zafer daha kazanmıştır?
Önce şunu belirtmek gerekiyor...
CHP ve MHP sistem içi muhalefet yapıyor, başarılı bir hayat öyküsü anlatmıyor.
Yıllardır bu böyle!
Erdoğan, toplumu çok iyi tanıyor, muhalefeti tuzağa düşürüp sistem içi muhalefete zorluyor.
Olayın özü bu bence!
Yerel seçim öncesi hem CHP lideri Kılıçdaroğlu hem MHP lideri Bahçeli, rüşvet ve yolsuzlukların üzerine gidip, cemaatle birlikte hareket ettiklerini belli eden bir siyaset izlediler.
Türkiye gibi demokrasi bilincinin gelişmediği ülkelerde halk, yolsuzluk ve rüşvet savlarını pek umursamaz.

***

Türkiye bir AB ülkesi değildir...
Ayrıca toplumumuz sözlü kültürden yazılı kültüre geçmemiştir...
Hayata bakışı, sosyal, kültürel, ekonomik algılaması “bugün karnım doysun” sınırındadır.
Erdoğan bunları bildiği için yerel seçimlere böyle girdi, CHP ve MHP’yi bu çizgiye çekti.
Fethullah Gülen Hareketi’ni, eski yol arkadaşlarını hedef tahtasına oturttu.
Kendince bir düşman yarattı...
Gülen Hareketi’nin medyası, bankaları, okulları, dershaneleri vardı...
İşadamları, sanayiciler!
O kadar...
Olmayan şey ise oy tabanıydı...
CHP ve MHP, yüzde üç bile olmayan bu oy tabanını abartılı gördüler.
Daha açıkçası işbirliğine girdiler!
Tutmadı!
AKP seçmeni Erdoğan’a sımsıkı sarıldı ve 30 Mart seçimlerinde CHP ve MHP’yi kündeye getirdi...

***

Erdoğan, 30 Mart seçimlerinde istediği sonucu aldı...
AKP oy oranını yüzde 45’in üzerine taşıdı, Antalya’yı kazandı, İç Anadolu’da, Karadeniz’de MHP’yi ezip geçti.
CHP Türkiye genelinde yüzde 28; MHP yüzde 16...
MHP, Adana ve Mersin’i kazandı...
CHP, Antalya ve Mersin’i yitirdi, Hatay’ı aldı.
AKP, Balıkesir ve Uşak’ı MHP’nin elinden alırken, Denizli’yi kaptırmadı...
Aşağı yukarı seçmen tercihlerinde 2009’a ve 2011’e göre bir değişkenlik görülmüyor.
Ankara’da Mansur Yavaş’ın CHP’ye katkısı yadsınamaz...
İstanbul’da Mustafa Sarıgül’ün ise üç puan kadar katkısı var.
Seçim öncesi Gezi eylemleri, yolsuzluk ve rüşvet... Demokrasi, özgürlükler... Yaşama hakkı...
Bunları konuştu ve tartıştı toplumun bir kesimi...
Çoğunluğu ise bu konuları hiç önemsemedi...
AKP oylarının yüzde 45’i aşması, bunun bir göstergesi.

***

4 ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak...
Belki bir erken seçim de aynı tarihte olabilir.
Hem Cumhurbaşkanlığı seçimleri hem genel seçimler.
Şimdiden bir öngörüde bulunmak zor!
Siyasi gerginlik daha da artacak mı?
Asıl yanıtlanması gereken soru da bu!
Pazar gece yarısı Erdoğan bunun işaretini verdi konuşmasında. Cemaate bir operasyon yapılacak sinyali aldım.
Toplumu bu denli germenin doğru olmadığına inanıyorum.
Oy alabilirsiniz, iktidar olabilirsiniz...
Orası ayrı bir konu...
Demokrasiyi ve özgürlükleri bir yaşam biçimi yapabilir misiniz?

***

Seçim kazanmanın yolu başarılı bir hayat öyküsünden geçer, sistem içi bir muhalefetten değil...
Seçmene o projeleri anlatacaksınız...
AKP’nin yüzde 45’leri aşan oy alması, CHP’nin yüzde 30’lara ulaşamaması, MHP’nin yüzde 20’leri bulamaması, sosyalist, komünist partilerin yerinde sayması...
Bu sistemde yüzde 70 oy alsanız bile elinizde bir proje yoksa, başarı öykünüz bulunmuyorsa sistem sizi ezip geçer...
Demokrasi ve özgürlükler hayal olur!
Seçmenin ruh hali, gün gelir çığlığa dönüşür!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları