Hikmet Çetinkaya

Kör teröre lanet olsun...

30 Haziran 2016 Perşembe

Yer: İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali... Saat: 21.50...
Canlı bombalar, bir ticari taksiyle gelip keleşleriyle dış hatlardan içeriye girdiği sırada, güvenlik görevlileri bu kişilerden kuşkulanıp izlemeye başlıyor.
Canlı bombalar, durumu anlayınca silahlarını, canlı hedeflere ateş edip bomba düzeneğini patlatıyorlar...
Bu vahşete, caniliğe, alçaklığa ilk kez tanık olmuyoruz.
Har taraf kan gölüne dönüşüyor, kaçışanlar, yerde yatan yaralı ve ölüler...
20 dakika sonra her zaman olduğu gibi yine yayın yasağı.
Saldırının adresini uzmanlar(!) hemen koyuyor:
“İsrail-Rusya ilişkilerinin düzeldiği sıralarda böyle bir kanlı eylemin olması iç ve dış güçlerin bir tezgâhı.”
Ortada açık seçik bir istihbarat zafiyeti var...
Önceki gece geç saatlere kadar televizyon başındaydım.
Doğru dürüst bir bilgi akışı yoktu, sadece “terör uzmanı” olduğu söylenen kişilerin çelişkilerle dolu varsayımları pek çok kişinin kafasını karıştırıyordu.
Kafamda bir dizi soru işareti...
Sorulara yanıt vermekte gerçekten zorlanıyordum.
Demokrasisini geliştirmeyen, özgürlükleri yaşam biçimi olarak görmeyen toplumlarda terör bir süre sonra sıradanlaşır,
toplum tepki koymaz. Özgür toplumlarda ise halk meydanlara çıkıp kör terörü lanetler, siyasi tercihlerini bir yana bırakarak.
Örneğin İtalya’da, İspanya’da, İngiltere’de, Fransa’da halk birbiriyle kenetlenir. Çünkü özgür toplumlarda birey, terörün bir insanlık suçu olduğunu çok iyi bilir.
İstanbul’da önceki gece canlı bombalar dehşet saçtı, 13’ü yabancı uyruklu 42 kişi öldü, 239 kişi yaralandı...
Benim gördüğüm toplumun teröre alıştığı, tepki vermediği ve sustuğu...
Demek ki toplum sindirilmiş!

***

Bu saldırının pek çok boyutu olabilir elbet. İç güçler, uluslara
rası arenada Türkiye’yi yalnızlaştırmak için başta IŞİD, PKK gibi terör örgütlerini maşa olarak kullanabilir.
Buna kimse “hayır, öyle bir şey olmaz” diye karşılık vermez...
Aslında şunu sormak gerekir:
“Türkiye’de azgınlaşan terör eylemlerinde bir istihbarat zafiyeti var mı yok mu?”
Teröristler ellerinde keleşlerle Atatürk Havalimanı’nın Dış Hatlar Terminali’ne girdiklerine göre elbet var.
Saldırı planlanmış. Teröristler İstanbul’da birileri tarafından korunup kollanmış. Onlara yardım ve yataklık edenlerin olduğu kesin.
Zaten sorun orada başlıyor...
IŞİD militanlarının Güneydoğu’da barındıkları kentler belli: Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Mersin...
Hücre evleri, canlı bombalar buralarda gizleniyor.
Ses getiren ilk büyük eylemleri Suruç olmadı mı? Ardından Ankara Gar’ı eylemi... Ve diğerleri... İstanbul’daki kanlı eylemler.
İstanbul’da gerçekleştirdikleri eylem kaç kişiyle yapıldı?
Kimilerine göre iki, kimilerine göre üç...
Henüz belli değil...
Gerçekten acılıyım, öfkeliyim...
Kör ve kanlı teröre bu toplum teslim olmamalı, tıpkı Fransa ve öteki Avrupa ülkelerinde olduğu gibi...
Tepkilerini dile getirmeli, sinmemeli...
Siyasetçiler toplumun yaşadığı acıları, korkuyu sonlandırmalı... Meclis’te bu konu uzun uzadıya sağduyuyla tartışılmalı.
Siyaset başka bir şey; toplumun ayrıştırılması, ötekileştirilmesi acilen önlenmeli.
Nefret, kin, şiddet terör örgütlerinin işine yarıyor; demokrasinin geliştirilmesi, özgür bir toplum yaratılmasının önüne duvar örülüyor.

***

Umarım Atatürk Havalimanı’na yapılan bu saldırı hem bize hem Avrupa’ya hem de tüm dünyaya bir ders olur...
Yeter artık, acılar bitsin, milyonlar ayağa kalkıp acımasız katillerden hesap sorsun, terörü lanetlesin...
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları