Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir semptom olarak Trump

26 Mayıs 2016 Perşembe

“Tehlikeli”, “ne yapacağı bilinmez”, “ırkçı”, hatta “faşist” gibi ifadelerle tanımlanan Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığını garantilemiş görünüyor.
“Trump aday olursa Clinton karşısında kazanamaz; Trump’ın adaylığı partiyi böler, hatta yıkıma sürükler” diye düşünenler, şimdi o kadar emin değil. Son kamuoyu yoklamaları Trump’ın Clinton’ı yakaladığını, Cumhuriyetçi Parti’nin Trump’ın etrafında toplanmaya başladığını gösteriyor.
Diğer taraftan, ABD yönetimi, eğer “pratik hükümet” (Bkz: “Topal Demokrasi” Cumhuriyet, 10/11/2014) ikna olmadıysa salt başkanın iradesiyle yön değiştirmiyor. Bu nedenle, Trump’ı yaratan koşullar üzerinde düşünmek gerekiyor.

Ekonomik demografik koşullar
Trump’a oy verenlerin büyük çoğunluğunun, beyaz, orta sınıf, mavi yakalı işçilerden oluşmasının, eğitim düzeyi yükseldikçe Trump’a oy verme oranının düşmesinin maddi nedenleri var.
İmalat sanayiinde çalışan işçilerin sayısı 1979’da 20 milyondan 2015’te 12 milyona gerilerken bu kesimin yaşam koşulları 1980’lerden bu yana gittikçe bozuldu. Artık iş aramayan, (25-54 yaş arası erkek) işsizlerin oranı 1980’den bu yana iki kat artmış. Bu kesimde, beyaz orta yaşlı, üniversiteye gitmemiş kesim çoğunlukta. Pew Research Centre’in son araştırması, büyük kentlerde orta sınıfın gelirinin, son 15 yılda belirgin biçimde gerilediğini gösteriyor. Bu gelir diliminin toplam nüfus içindeki payı ilk kez yüzde 50’nin altına düşmüş.
Bir OECD araştırması, 1980’lerden bu yana ABD’de ortalama yaşam uzunluğunun, artmaya devam etmekle birlikte gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmaya başladığını gösteriyor. Rapora göre, ABD çoğu gelişmiş OECD ülkelerinden daha yüksek yoksulluk, obezite oranları sergiliyor. (Financial Times 14/06/2016).
Bu dönemde, Latin Amerika kaynaklı göçmen nüfusun toplam içindeki oranı arttı. Siyahlar arasında yoksulluk artarken yukarı orta sınıf bir kesim yükselerek, toplumda çok daha görünür oldu. Böylece Samuel Huntington’ın “Biz Kimiz” kitabının betimlediği beyaz nüfusun içinde azınlık olmaya başladığı bir etnik mozaik oluştu. Mayısta ABD nüfus idaresi, beş yaşından küçük çocuklar diliminde, artık hiçbir etnik grubun çoğunluk olamadığını açıkladı. Beyaz bebekler ise bu “azınlıkların” en ufak kesimini oluşturuyor (The Atlantic).
ABD’de beyaz işçi sınıfı, beyaz üstünlüğü 1960’lardan bu yana sürekli geriliyordu. Ekonomik kriz bunun üzerine gelerek ekonomik demografik değişimi hızlandırdı.

Parti toparlanıyor
Trump, “biz” derken, göçmenleri hedef alan bir dil kullanırken, sürekli seçkinleri, üniversiteleri suçlarken hep bu kesime hitap ediyor. Sosyal sigorta, sağlık hizmetlerini koruyacağını söyleyerek, işsizliğin önemli nedenlerinden biri olarak belirmeye başlayan serbest piyasayı, “güçlü dolar” politikalarını eleştirerek, bu kesimin, ekonomik, etnik korkularını, taleplerini dile getiriyor.
Kamuoyu yoklamaları Trump’ın şansının artmaya başladığını (New York Times), asker seçmenin yüzde 54’ünün Trump’ı tercih ettiğini (The Military Times) gösteriyor. Muhafazakâr pParti de Trump’ın etrafında toplanmaya başlıyor. Trump’ın mali kaynakları sınırlı olduğundan “toplumsal muhafazakârların” -Clinton’ı engellemek için (NYT), giderek artan sayıda Hedge fon yöneticisinin- pragmatik bir değişim bekleyerek (Financial Times), Trump’a yönelmeye başlaması, Adelson gibi mega-bağışçıların (FoxNew), Rupert Murdoch’un Trump’ı destekleyeceklerini açıklaması özellikle önemli.
Eğer Trump başkan olursa iki seçenek var: Ya Trump “pratik hükümetin” koyduğu sınırların içine (pragmatik beklenti) çekilecek: O zaman mesele yok. Ya da “pratik hükümet” tutum değiştirmeye başladığı için, düzenin egemen güçleri Trump’ın etrafında toplanmaya başladı: İşte o zaman...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasetin sefaleti 16 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları