RTE İçin Formül Aranıyor

25 Mart 2014 Salı

Artık meşruiyeti tartışılan Başbakan, o koltukta daha ne kadar oturacak veya oturabilir? Tartışılan budur. Demokrasi safları, Cemaat’in polis ve yargısıyla bu millete yaptığı kötülükleri bile şimdilik bir kenara itti; politikalarını, örgütlenmesini konuşamıyoruz bile, çünkü Recep Tayyip Erdoğan sağ olsun aman vermiyor! Durmadan demokrasi saflarına vurunca, polemik adına abuk sabuk miting demagojilerini sürdürdükçe, kendisini sürekli hedefte tutuyor.
Tabii, sırtındaki yolsuzluk ve yasa çiğneme kamburu da kendisiyle her türlü ilişkiyi imkânsızlaştırıyor.
Denklem şöyle:
RTE: Cemaat’e karşı, herkese karşı, dünyaya karşı; İmralı tek dostu. Silivri davalarının çökmesi bile kendisine müttefik kazandırmadı. Cemaat: RTE’ye karşı; herkesle ittifak peşinde; tabii Ergenekon, Balyoz gibi davaların çökmesine şiddetle karşı çıkarak bu davaların esas kotarıcısının kendisi olduğunu kabul etmiş oluyor. Ama Silivri davalarındaki haksızlığı artık bütün demokrasi cephesi kabul ettiği için, sırtında bu kambur, demokrasi cephesinde yer almasını zorlaştırıyor... Millet yakın tehlike gördüğü RTE ile uğraştığı için, Cemaat’i ikinci plana itmiş durumda...
Cemaat RTE’nin gitmesi konusunda CHP ve MHP ile flört halinde. Resmen seçim desteği ve oy desteği var.
CHP: En fazla parsayı toplama çabası içinde. Siyasi hedefi RTE ve iktidar olduğu için, Cemaat ile taktik işbirliği doğmuş durumda... Adaylarla seçim ittifakı gerçekleştiriyor. Çünkü hedefi AKP... Ankara’da Mansur Yavaş ile kazanma olasılığı var, AKP’ye büyük darbe olur.
MHP, Erdoğan’a kaptırdığını düşündüğü seçmenlerini geri alacak gibi.

Esas Kapışma Önümüzdeki 4 Ay
Yerel seçimlerin sonuçları şüphesiz ki önemli... ama daha önemlisi, Cumhurbaşkanı’na kadar uzanacak süreçtir. Eğer RTE hâlâ yerindeyse, esas büyük kapışma, 30 Mart seçimleri sonrasındaki 4 aylık dönemde gerçekleşecek. 10 Ağustos’ta seçim var. Cumhurbaşkanlığı’na Gül’ün aday olacağı hemen hemen kesin gibi. CHP-MHP mutlaka anlaşmalı bir aday üzerinde ve Çankaya işini bitirmeli, hem de ilk turda! Çankaya ile birlikte hâlâ oradaysa, zaten Erdoğan da biter.
Kesin olan şu: Erdoğan gidicidir, mecburen. Sırtındaki kamburla orada oturamaz. Size hep dedim, Türkiye’nin kuruluşundan gelen kazanımlarını yabana atmayın... Erdoğan’ları kaldırmaz. Önemli olan, ülkenin dinamik kesimleridir. Onlar boyun eğmeye son verdikleri ölçüde, bu iş kolaylaşır. Erdoğan korkusu bitmiştir. Ama oradan inmedikçe de yargı yolu açılması zor gibi
Seçimler, oy kaybı, Çankaya kaybı... Güç zayıflaması... bütün bunlar şüphesiz ki RTE’yi bitirecek süreçlerdir.

AKP Erdoğan’ı Silkeleyebilir, Gül Pusuda
Ama başka ciddi bir olasılığı tartışmaya açıyorum: AKP’nin Erdoğan’ı silkelemesi...
Gül, RTE ile ittifakını tatlı sert sürdürüyor. Daha önce gündeme gelen başka bir parti kuruluşu ile iktidar olma hesaplarını, RTE’nin Gül’e siyaset yolunu açmasıyla bitirmişti. Marmaray’da eşlerinin el ele tutuşması! O zamanlar, AKP’den gerçekleşen ve gerçekleşecek kopuşlar söz konusuydu. RTE bu tehlikeyi bertaraf etmişti.
Ama şimdi 17 Aralık’tan sonra yeni bir dönem başladı hem RTE hem AKP için. Gül, bence şimdi, AKP’yi devralmanın pususuna yattı. Çünkü AKP önümüzdeki süreçte RTE ile yol alamayacak. RTE ile bütün hesaplar çıkmazda. Onu bir şekilde harcamak zorundalar. İşte Gül o an devreye girecek. Böyle bir gelişme her an gerçekleşebilir. AKP’li milletvekillerinin, -RTE’nin yakınları, doğrudan en bağlıları dışında- beklemede olduğunu varsaymalıyız. Onların da sırtındaki yük çok ağır...
RTE ülke çapında koşturup duruyor! Nedeni de bu. Kendini tam ortaya koydu.. Ye herro ya merro durumu... TV’lerde her akşam, günde beş posta canlı yayınlar... Olacak şey değil. Kendisini Allah’ın ellerine bırakmak yerine, kaderini kendi çizmeye ve değiştirmeye çalışıyor!
Ama, kendisini bekleyen kaderden kaçamaz, sadece ilahi adaleti biraz geciktirebilir!.. Bu kaderini de tamamen kendisinin çizdiğini belirtelim!
Erdoğan, bunu göremeyebilir. Çünkü kendisinden başka hiçbir şey doğru değildir, sadece o vardır ve her şeye muktedir olduğunu düşünmektedir. En büyük yanılgısı.
Diş doktorum Adnan Bey, Cahit Bey’den naklen dikkat çekici bir noktayı aktardı: Nereye kadar gidebileceğini kendisi bilir. Kendi kafasındakini mutlaka gerçekleştirmeye çalışacaktır. Orası, RTE’nin sınırıdır...

RTE Nereye Kadar Gidebilir?
O zaman soru şudur. Şu durumdaki RTE’nin iktidarda kalmak için kafasındaki sınır nedir, nereye kadar ne yapabilir? Bunu Gül, Arınç ve en yakınındakiler bil(ebil)ir mi?
Nedir bu sınır veya sınır var mıdır? Savaş? Veya daha büyük provokatif şeyler? En çok mazlum rolünden kazandı? Milleti ağlatacak büyük olaylar üzerinde epey ahkâm kesildiği için, bunlara yer vermiyorum.
Bilmiyoruz. Ama RTE, derin bir çelişkinin veya şu durumun farkında değil: Bu ülke, her istediğini gerçekleştirebileceği bir ülke değil...
Sorun bunu bilmemesinde. Keşke bilse!
Perşembe yazımı anons edeyim: RTE giderse, Cemaat AKP’ye döner...   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları