Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sıra muhafazakâr partilerde

04 Nisan 2016 Pazartesi

Yaklaşık 35 yıldır, kapitalizmin küresel çapta egemen ideolojisi neoliberalizm, serbest piyasa (serbest ticaret) en ileri demokrasiden daha özgürlükçüdür, kaynakların en optimum, riskin en etkin biçimde dağıtılmasını sağlar diyordu.
Neoliberalizmi benimsemek sosyal demokrasiye çok pahalıya mal oldu. Seçmen bu partileri terk edince, Avrupa’da sosyal demokrat partilerin toplam oyunun ağırlıklı ortalaması, 2008 mali krizinden sonra çöktü (The Economist, 02/04/16). ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin, İngiltere’de Muhafazakâr Parti’nin krizleri, şimdi sıranın muhafazakâr partilere geldiğini gösteriyor.

Trump’tan Brexit’e
Amerika’da muhafazakâr partinin (GOP) seçmeni, partinin geleneksel çizgisini savunan adaylardan uzaklaşıyor. Donald Trump partinin geleneksel çizgisinin çok daha sağında, açıkça ırkçı, yabancı, kadın düşmanı, sağ popülist bir söylemle başkan adayı olarak yükseliyor. GOP liderliği, bir taraftan bu adam aday olursa asla seçilemez, başkanlığı demokrat partinin adayı alır diye korkuyor, öbür taraftan da ya seçilirse diye...
Emekli generaller, “ordu, nükleer bombaların şifrelerini değiştirir” demeye getiriyorlar, istihbarat örgütlerinin eski başkanları, Trump’ın bir güvenlik riski olduğunu anlatıyorlar. Mali piyasalar risk primlerinin aniden yükselmesinden korkuyor...
GOP liderliğinin son umudu, Trump’ın adaylığını konferansta delege oyunlarıyla engellemek. O zaman da Financial Times’dan Tony Barber’in işaret ettiği gibi “son 150 yılın en başarılı muhafazakâr partilerinin parçalanması gündeme gelebilir”.
Barber’in “partiler” derken kastettiği öteki parti İngiltere Muhafazakâr Partisi. Bu partinin seçmeni de, partinin geleneksel çizgisinden uzaklaşıyor. Avrupa Birliği’nden çıkmak isteyenlerin “Brexit” kampanyası, parti liderliğini böldü. Bir tarafta Avrupa Birliği içinde kalmak isteyen büyük sermaye, Başbakan, Maliye Bakanı, bakanların çoğunluğu, karşı tarafta da partinin eski başkanlarından Ian Duncan Smith’in liderliğinde tabanın, göçmenlere terörist saldırı olasılıklarına ilişkin korkularını yansıtarak AB’den çıkmak isteyenler. Muhafazakâr parti liderliğine aday olmak isteyen oportünistler de Brexit trenine atladı.
İngiliz muhafazakâr partisinin Thatcher’den bu yana izlediği “neoliberal” politikalar da tepki çekiyor. Parti’nin en muhafazakâr kesimleri bile, Maliye Bakanı’nın 2016 bütçesindeki kemer sıkma politikalarına karşı çıktılar. Bu kesimin de başını I.D. Smith’in çekmesi tabii ki rastlantı değil.
İşçi Partisi’nin Jeremy Corbin’in kimliğinde nihayet adına layık bir liderliğe kavuşması Muhafazakâr Parti’nin krizini derinleştiriyor. Başlangıçta Corbin’e kuşkuyla yaklaşan NewStatesmen dergisinde geçen hafta yayımlanan bir yorum, “Corbin altı ay içinde, tarihin belki de en etkili muhalefet lideri olmayı başardı” diyordu. Corbin’in liderliğinde İşçi Partisi, Maliye Bakanı’nı en yoksul kesimlerin aldıkları yardımları, engellilerin ödeneklerini hedef alan kesintileri, Muhafazakâr Parti içindeki muhalefetten de yararlanarak geri çekmeye mecbur bıraktı.
Bunlar olurken, Hindistan şirketi Tata, İngiltere’deki çelik kombinalarını satıyor. “İşçilere, İngiltere çelik sanayiine ne olacak” sorusuna hükümet bir cevap üretemezken, İşçi Partisi hemen sendikalarla birlikte işçilerden, sanayiden yana tavır aldı. Çelik kombinasının devletleştirilmesi, Çin’in çelik piyasalarındaki damping uygulamalarına karşı olası korumacılık önlemleri, “küresel rekabet karşısında yeni bir sanayi politikası gerekir mi?” gibi neoliberalizmin dışladığı tartışmalar yeniden gündeme geldi.
Uluslararası finans medyasının saygın yorumcularından, ekonomist, Anatol Kaletsky, “Bugün, bir dönemin bittiğine, bugüne kadar istikrarını koruyabilen toplumlarda bir dağılmanın gelmekte olduğuna ilişkin bir önsezi dünyada yayılıyor” diyor; “mali serbestliğe, merkez bankası bağımsızlığına, maliye ve para politikaları ayrımına, devletin ekonomiye müdahalesine ilişkin varsayımların (neoliberalizmin-E.Y) giderek sorgulanacağını” düşünüyor (Project Syndicat, 31/03).  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024
Trump! Nasıl yani? 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları