Beklenmedik gelişmeler neler olabilir?!

24 Mart 2016 Perşembe

Önce IŞİD terörünün Brüksel’i vurmasını kısa bir not ile geçelim: Terör, vekâlet savaşını bir süredir savaşın sahiplerine dönüştürdü. Buradan çıkartılacak ve hiç unutmamız gereken kısa tarihsel not şudur: Ülkeleri parçalama!
Ortadoğu’da ve Libya’da milyonlarca insanın öldürülmesine, yok edilmesine, yurttaşlarının sürülmesine, mahvedilmesine yol açan son 15 yıllık büyük felaketin sonuçlarıdır, Brüksel’deki dram! Paris de öyle, diğer kentlerdeki saldırılar da.
Biz burada korkuya esir olmuş ülkeyiz! Aileler sabah evden çıkarken birbiriyle vedalaşır oldu! Gitmek var geri dönmek yok, gibisinden.. sanki Fizan’a gidiliyor! Neyse, şüphesiz ki Brüksel’i vurmanın, en azından AB’de yaşayan Müslümanlara ve mültecilere kötü geri dönüşü olacaktır.
Ama savaşın körüklendiği dünyada kimse güvence altında değildir. Avrupa ülkeleri bunu akıllarını kullanarak ve ileriyi görerek değil, yaşayarak öğreniyorlar. Şüphesiz ki biz de! Oysa ABD’nin 2011 İkiz Kuleler’in yerle bir edildiği, belki de bir kez daha böyle yaşanması mümkün olmayacak o en şaşaalı terör eyleminde bunu öğrenmiş olması gerekirdi, ama dünya jandarması görevini üstlenen böylesine büyük gücün pek de yapacağı fazla bir şey yoktur.

Rıza Sarraf ve Türkiye
Türkiye’yi kasıp kavuran, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı zamanında, hükümetten bakanları düşürerek siyaset dışına iten 17-25 Aralık 2013 büyük rüşvet ve yolsuzluk olayının kilit figürünün ABD’de yakalanması, şüphesiz ki Türkiye’yi, AKP iktidarını ve Cumhurbaşkanlığı koltuğunu birinci derecede ilgilendiren bir olay. Şirketleri ve bazı bankaları da!
Sarraf’ın yakalanması bir dizi spekülatif varsayımların gerçeğin kendisi gibi piyasaya sürülmesine de vesile oldu. “İtiraf için gitti teslim oldu, burada öldürülebilirdi, en güvenli yer ABD olabilirdi, gider itiraf eder ve az ceza ile kurtulur” biçimindeki “kesin bilgi”lerden tutun, ipin ucunu kaçıran kaçırana...

Olasılıklara bir bakış
Varsayımlar tabii ki ileri sürülebilir, ama “bilgi” olarak değil. Tek söylenebilecek olan şimdilik “bilmiyoruz”dur. Ama ileri sürülebilecek yakın olasılıklar yok değil.
? ABD “örümcek ağı”nı örmüş, “yem”in gelmesini bekliyormuş. Düşünün: Hazır bir iddianame masada! Sarraf mesela Fransa’daki Disneyland’a gitseydi ailesiyle, orada da derdest edilir midi?!
? ABD’de en affedilmeyen olay, parasal suiistimaller, yasalara aykırılıklar. Şu Amerikalı savcı Türkiye’de tam yetkili görevli olsa, iktidardan aşağı doğru tutuklamayacağı ve mahkeme önüne çıkartmayacağı az insan kalır!

Kronolojik tarihlerin ardışıklığına dikkat
? İran’da Babek hallediliyor.. Arkasından Sarraf tongaya bastırılıyor veya basıyor... ABD’de yetkililerin ve hükümete yakın olanların Erdoğan ve hükümetine yönelik, ilişkileri kopartıcı, bugüne kadar görülmeyen açıklamaları birbiri ardına geliyor. ABD yönetimi bağları tam koparmış...
? Üstüne üstlük, Türkiye’de darbe hayalleri, tartışmaları ortalığa yayılmış...
? Türkiye’de bombalar patlıyor, IŞİD ve PKK katliamlar yapıyor. PKK ile savaş var.
? Akademisyenler tutuklanıyor, mahkemelere ve Anayasa Mahkemesi’ne emirler veriliyor.
? Üstüne üstlük, Cumhurbaşkanı otoriter tek adam rejimine anayasal kılıf geçirmek için Meclis’i ve seçimi zorluyor. Davutoğlu, kendini de ortadan kaldıracak AKP Anayasası’nın mayısta Meclis’e sevk edileceğini açıklıyor.

Ne olabilir?!
Sarraf’ın tutuklanması ile yeni bir sayfa açıldı Türkiye’de.. Bu kesin gibi.
Türkiye’de iktidarın hem de ABD ile tam papaz olduğu bu sırada, Sarraf’ın şirketleri ve parasal ilişkileri soruşturulurken, Türkiye’deki siyasilerin büyük koruması altında sürdürdüğü parasal faaliyetin, ilişkilerin, rüşvetlerin es geçileceğini düşünmek, büyük safdillik olur.
Beyaz Saray’ın koridorlarında dolaşanların yüzlerinde güller açıldığını varsayabilirsiniz. Bu durum vay emperyalistlerden medet umuyorsun gibi zırva karşı suçlamalarla geçiştirilebilecek şey değil. Nesnel bir durum: Ortada hem uluslararası hem ABD yasalarına aykırı bir “suç iddiası” var.
Bu suç iddiası üzerinde siyasi korumacılık, gölgeler, somut kanıtlar varsa, kimsenin gözünün yaşına bakmazlar.
Hele ABD’de, gözyaşına bakacak siyasi bir kimsenin olmadığını da düşünecek olursak! Lockheed vb. gibi tüm rüşvet olaylarının üstü kapatılabilir, ama şimdi durum 180 derece farklı!
Ülkeyi yönetenleri zor durumlar bekliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları