Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Karanlığın içinde karanlık

21 Mart 2016 Pazartesi

Ekonomik, siyasi gelişmeler tarihin karanlık dönemlerini anımsatan yönde ilerlemeye devam ediyor.

Bir dönem kapanıyor
Dünya ekonomisi 1980, 1991, 2001 resesyonlarında yüzde 1.9 genişlemeye devam etmişti. 2009’da dünya ekonomisinin büyüme hızı yüzde 0.028’e çakıldı. 2009’dan bu yana da dünya ekonomisi, önceki 28 yılın ortalama büyüme hızının ancak yarısını yaratabildi. (S. Roach, Yale Global, 08/03/2016)
Japonya’da 1992- 2015 arasında ortalama büyüme hızı yüzde 0.8; 2013-15 döneminde yüzde 0.7. ABD’de reel tüketim harcamalarının yıllık ortalama artış hızı 2008-2015 döneminde 1.5 ile, önceki 12 yılın büyüme hızının yarısının altında kalmış. Avrupa’da 2008-2015 arası yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 0.1. (Roach)
Bu zemin üzerinde, önceki hafta OECD öncü göstergeleri dünya ekonomisinin daha yavaş bir büyüme platosuna kaydığını gösteriyordu (Wall Street Journal, 08/03). Geçen hafta, FED Bakanı Yellen’in ABD ve dünya ekonomisinin yakın geleceğine ilişkin kötümser açıklamaları, “Dünya ekonomisi sert bir mali krizden sonra kalıcı bir durgunluğa saplandı” gözlemlerini destekliyordu. Wall Street Journal’ın eski editörlerinden Melloan’da yıllardır izlenen açık bütçe, sıfır faiz politikalarının büyümeyi desteklemediğini, buna karşılık borç ve deflasyon sarmalını güçlendirdiğini vurguluyor. Küresel toplam borcun toplam hasılaya oranı, 2007’de yüzde 269’dan, 2015 başında yüzde 286’ya yükselmiş, halen yüzde 300’ün üzerindeymiş (WSJ, 07/03).
Bu ortamda, Daniel Gross, Project Syndicat’taki yorumunda, dünya ticaret verilerine bakarak “Küreselleşme bitti mi” diye sorarken (08/03), New York Times’da Jared Bernstein, Serbest ticaret dönemi kapanıyor, bu da iyi bir şeydirdiyordu (14/03).
Financial Times’daki bir araştırmaya göre, Japonya’nın hızlı büyüme döneminde “ekonomiye ağır devlet müdahalesinin bir örneği olarak kaygı yaratan” Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanlığı (MITI), milliyetçi Abe başbakanlığında eski gücünü yeniden kazanmış. MITI, stratejik sanayilerde şirket birleşmelerini (tekelleşmeyi-E.Y), mal, sermaye ihracatını, enerji, yapay zekâ, robot araştırmaları alanlarında yatırımları yönlendiriyor. Eski Tokyo Borsası Başkanı Saito’ya göre, “En gelişmiş ülkelerin yönetimlerinin, Çin’le daha iyi rekabet edebilmeleri için ülkelerinin şirketlerini desteklemeleri gerektiğine inanıyor” (Lewis & Inagaki, 15/03).

1930’lar yeniden...
Ekonomide durgunluk içinde deflasyon, uluslararası rekabet alanında devlet müdahalesi geri gelirken, geçenlerde Wall Street Journal’in “1930’ların dönüşü” başlıklı bir yorumunda vurgulandığı gibi, halk arasında, demokrasinin zenginlerden yana çarpıtıldığı; serbest ticaretin zararlı, dış dünyanın düşman olduğu; liderlerin gerçekleri halktan gizlediği; göçmenlerin ekonomiyi talan ettiği; karizmanın düşünceden önemli; kabalığın, bayağılığın özgünlük olduğu düşüncelerinin yayınlaşması; geleneksel muhafazakâr partiler zayıflarken sağ popülizmin, demagogların yükselmesi var.
Bunlara birçok Avrupa ülkesinde rastlamak olanaklı ama ABD’de toplantıları giderek faşist gösterilere benzemeye başlayan Donald Trump - Prof. Herf, The American Interest’de, Mussolini’yle benzerliklerini vurguluyordu-, Almanya’da aşırı sağın yükselişi, bu iki ülkenin dünya ekonomisi içindeki yerinden dolayı özellikle kaygı verici.
Trump, adaylığı parti tarafından onaylanmazsa halkı isyana çağıracağını açıklıyor. Der Spiegel’de, “Almanya yeni bir tehlikeli siyasi döneme giriyor” (Dirk Kurbjuweit), “Sağ uçuşa geçti” (Kuzmany) başlıklı yorumlar yayımlanıyor. Carnegie Europe’dan J. Dempsey, sekiz uzmana “Sağ popülizm Avrupa’da iktidara gelir mi” sorusunu yöneltiyor. Uzmanlar, “evet gelir” demiyor ama “hükümet politikalarını dolaylı olarak belirlemeye başladı bile”; “AB projesini batırması için iktidara gelmesi de gerekmiyor, toplumu zehirlemeye devam etmesi yeterli” düşüncelerinde birleşiyorlar.
Bu resmin içinde, Türkiye’nin doğusu yangın yerine döndü. Batısı intihar bombacılarının elinde kan revan. AKP yönetimi ülkeyi bir başka karanlığa doğru sürüklemeye devam ediyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024
Trump! Nasıl yani? 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları