Hikmet Çetinkaya

Yüreğime Hüzün Düştü!..

13 Mart 2014 Perşembe

Bir fotoğraf, bir ekmek, bir de çiçekler...
Kırmızı, beyaz...
Karanfiller, güller...
Okmeydanı’nda cemevi...
Dışarıda önce masmavi bir gök...
Yüz binlerce insan, yüz binlerce yürek.
Sessiz bir çığlık, öğle saatlerinde sesli çığlığa dönüşüyor; acıya, hüzne.
Yaşamın tüm renkleri solmuş...
O fotoğrafa bakıyorum.
Kara kaşlı, kara gözlü, güleç yüzlü bir çocuk.
Berkin...
15 yaşında yumdu gözlerini!
Geride bir annenin çığlığı:
“Katiller!”
Adalet kör bu ülkede, vicdan ölü...
Gök maviyi yitirdi, grileşti...
Poyraz esiyor!

***

Dedim ya önüme bir fotoğraf, yüreğime hüzün düştü. Duygularım beni koyu bir yalnızlığın içine itti.
Sıkı giyinmiştim ama üşüyordum...
Bir ırmak gibi akıyor insanlar...
Berkin gidiyor, Berkin...
Düşle gerçek arasına sıkışmış bir toplum, çocuk ölümleri.
Son otuz yılda 400 çocuğumuz öldürülmüş...
Kimi mermiyle, kimi baskınlarda, kimi bombalarla, kimi mayın tarlalarında.
Birlerce insanımızı yitirmişiz...
Analar ağlamasın!
Peki, ya babalar, eşler, kardeşler, arkadaşlar...
Kana doymadık otuz yıl içinde.
Zamanı bir anda durdurmak istedim bunları düşünürken, bir acı sarmalı, hüzün, turuncu bir aydınlık.
Hayat!

***

Geçen bir hayat, darbeler, işkenceler, darağaçları...
Sıkıyönetim, OHAL...
Zindanlar...
Darbeler gider, seçimler olur...
Demokrasiyi bekleriz ama bir türlü gelmez!
Bunları yaşadık hep, tanık olduk.
Derin devleti aradık, “biatitaat” kültürü arasında gidip geldik.
Demokrasi, özgürlük, hukuk, adalet, eşitlik, insanlık onuru...
Hiçbirisini görmedik!
Çiğnendik ey halkım, çiğnendik!..
Yaşamın her alanında, askerde, siyasetin içinde hep “itaat” ve “biat” ederek bugünlere geldik.
Burnundan kıl aldırmayan, yalan-dolan, nefret-intikam duygularını körükleyen iktidarların her dediğine inandık...
Yolsuzluk, rüşvet sarmalının tutsağı olanları baş tacı yaptık!
Onlar kimi zaman askerin, kimi zaman polisin kaba gücünü kullandı, kendi insanımızı öldürüp asit kuyularına attı.
Ölümü bile oy için kullandı...
Urla’da, Fethiye’de yaşananlar budur.
Kin, intikam üzerinden birilerinin devreye girmesi bu yüzdendir...
Mezhep, ırk, din, inanç sömürüsü yapmak...
Bu coğrafyada yaşayan insanları birbirlerine düşman etmek...

***

Önüme bir fotoğraf, yüreğime hüzün düştü...
Evrensel değerlerin başında düşünce özgürlüğü gelir.
İnsan olma bilinci böyle gelişir...
Böyle olunca emeğin hakları savunulur, tarikatlara, şeyhlere, din, inanç üzerinden siyaset yapanlara karşı demokratik tepki konulur.
Hitler de sandıktan çıkmadı mı?
Emeğin hakları için sömürüye, faşizme, emperyalizme karşı savaşım yani mücadele.
Bunun özeti de şudur:
“Sosyalizm için mücadele.”
Gelmiş geçmiş din ve inanç sömürüsü, ırkçılık üzerinden politika yapanlar, askeri de yanlarına alarak, polis şiddetiyle, ve dış güçlerin tezgâhlarıyla çocuklarımızı öldürdüler, işkence ettiler.
68 ve 78 kuşağı bu süreçleri yaşadı!
İtaat ve biat!
Bu kültür sarmalında yaşayan bir toplum ortaya çıktı...
Sadaka toplumu yaratıldı, ayrıştırmayla oylar artırıldı...

***

Gezi Direnişi bir başlangıç oldu...
Berkin ve öteki çocuklarımız öldürüldü.
Mezhep, din ve etnik kimlik...
Emperyalizm dünyayı yangın yerine dönüştürdü...
BOP gerçekleşmek üzere...
Oldum olası evrensel değerleri savunuyorum, sermaye-emek çelişkisini vurguluyorum.
Belki bağnazım, ne bileyim!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları