Hikmet Çetinkaya

Can ve Erdem nasıl casus oldu?...

05 Mart 2016 Cumartesi

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “hak ihlali” kararından sonra havuz medyasının Can Dündar ve Erdem Gül’ü “vatan haini” olarak görmesi, danışmanın “Karar beraat değil, süreci izleyeceğiz” demesi insanın aklına şu soruyu getiriyor:
“Dünden bugüne ne değişti?”
2007 yılının ilkbaharında başlayan “cadı avı” Ergenekon sürecini yaşattı bu topluma.
Bizim için acılı ve hüzünlü bir süreçti...
Davalar peş peşe geldi.
Önce Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Fuhuş ve Casusluk davaları.
Emekli generaller, subaylar, bilim insanları, gazeteciler gözaltına alındı. Odatv davası yaratıldı.
İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Soner Yalçın, Nedim Şener, Ahmet Şık ve daha pek çok gazeteci gözaltına alınıp tutuklandı...
O yılların mağrurları Cemaatçilerdi. Özel yetkili savcılar, polis müdürleri...
2016 yılına girdik...
Yıllar çabuk geçiyor, dünün mağrurları bugün mağdur...
Hükümetten aldıkları güçle sözde “askeri vesayet”i ortadan kaldırmak için hukuk dışı yola başvuranları savunan savcılara, polislere “kahraman, efsane” sıfatını veren dönemin Başbakanı Erdoğan değil miydi?
O yılların mağrurları çok can yaktılar...
Cemaat medyasının günahı çok!
Hele hele Akın İpek’in gazeteleri ve televizyonlarının, Zaman’ın karalama kampanyası.
6 yıl sonra Zaman’a kayyum atandı dün. Geçmişte yaptıklarını unutmadım ama temel hak ve özgürlükleri savunan biri olarak yanlarında duruyorum. Benim demokrasi anlayışım bu.

***

Can Dündar ve Erdem Gül’ün “hak ihlali” kararının ardından özgürlüklerine kavuşması, Cumhurbaşkanlığı katında değerlendirmesini okudunuz.
Havuz medyasının, bir haftadır AYM’ye nasıl bir saldırıya geçtiğini biliyorsunuz.
Yazılanları okuyunca kendi kendime soruyorum:
“Bunlar gazeteci mi yoksa kalem tetikçiliği yapanlar mı?”
Fuhuş ve Casusluk davasında can yakıldı, denizci subaylara kara çalındı, hayatlarıyla oynandı, onlara “vatan haini” denildi.
Can Dündar ve Erdem Gül, daha önce kimi gazetelerde yayımlanan bir haberi, fotoğrafı yayımladılar; bunun neresinde casusluk var?
Askeri casusluk ve fuhuş davası cemaatin yazdığı bir senaryoydu ve hükümetin bundan haberi vardı.
Can Dündar’ın FETÖ’yle ya da bir başka örgütle ilgisi olmaz.
Bırakın Can’la uğraşmayı, Askeri Casusluk davasından dolayı, yürekleri yananlara bakın.
İnsanların yuvaları yıkıldı, çocukları sokağa çıkamaz oldu ey vicdansızlar!
Onlara hayatı zindan ettiniz!
Fethullahçıların nasıl yapılandığını, devletin gücünü, olanaklarını arkalarına alarak yargı ve polis gibi kurumlarda nasıl kadrolaştığına bakın...
Can Dündar ve Erdem Gül, elbet beraat etmediler...
Tutuksuz yargılanacaklar...
Şunu iyi bilin, iki arkadaşımız ne vatan haini ne de casustur...
Adam gibi adamdır onlar...
Yürekli iki yiğit gazeteci!

***

Herkesi suçlu olarak görmek, yaftalamak bir dönemin “bavul gazeteciliği”ni anımsattı bana.
Umur Talu yazısında diyor ki:
“Açık haberin ‘casusluk’ sayılması gündemdeyken İzmir’deki Askeri Casusluk Davası’nın tüm sanıkları beraat etti.
Oysa onlar da, sadece ‘paralel’ denenler tarafından değil, o sırada paralelle el ele olan, paralelde aletli jimnastik hareketleri yapan iktidar çevresi tarafından ‘casus’ görülmüştü.
Bu kadar çok casusu olan bir ülke zaten çok özel olmalı.”
Doğru söze ne denir?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları