AKP iktidarı terör olaylarına yayın yasağı getirerek bu olayları yok sayma ve kafasını kuma gömme politikası izliyor...
Sanki yayın yasağı, patlayan bombaları, ölen ve yaralananları, bu olayların siyasal sonuçlarını unutturabilecekmiş gibi!
Oysa, “Halının altına süpürülen” her olay, sadece kamuoyu vicdanında değil, tarihin asla unutmayan kanlı sayfaları arasında da yerini alıyor.

***

Sultanahmet’te on kişinin canını alan, on beş kişiyi yaralayan canlı bomba olayında da böyle oldu, derhal, büyük bir hızla yayın yasağı geldi.
Ama herhalde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un iki yanında iki bakan ile yaptığı resmi açıklamayı alıntılamak bu yasağın kapsamında değildir.
Biliyorsunuz Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi Genel Başkanlığı yapmış olan, benim de Yorum Farkı programında muhafazakâr sağ kesimin akıllı ve dürüst bir politikacısı olarak övdüğüm, AKP’lileri “Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular” diye eleştiren ve sonra da AKP’ye katılıp milletvekili ve Başbakan Yardımcısı olan kişi.
Bakın POSTA gazetesinin haberine göre ne demiş:
“İstanbul’a doğru birazdan yola çıkacağız. 10 insanı kaybettik. Ölenlerin çoğu yabancı uyruklu. Yaralı 15 kişiden ikisinin durumu ağır. İntihar bombacısı 1988 doğumlu ve Suriye uyruklu.
20 Temmuz’dan bu yana sistematik saldırılar sürüyor. Bütün devletleri, terörle mücadele konusunda yanımızda görmek istiyoruz. Teröre karşı mücadelede, uluslararası dayanışmayı bekliyoruz. Falancaya göre iyi terörist olmaz.
Suriye’de 5 yıldır devam eden iç çatışmanın, vekâlet savaşının burada devam ettiğini görüyoruz. Vekâlet savaşları son derece acımasız ve kanlı bir safhaya geldi.”

***

Ben söylemiyorum, AKP iktidarının Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş söylüyor:
“Suriye’de 5 yıldır devam eden iç çatışmanın, vekâlet savaşının burada devam ettiğini görüyoruz. Vekâlet savaşları son derece acımasız ve kanlı bir safhaya geldi.”
Bu savaşlara Türkiye Cumhuriyeti’ni bulaştıranları...
Canlı bombaların Sultanahmet Meydanı’na kadar gelmelerine yol açanları tarih affetmeyecektir!