Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hep birlikte ödeyeceğiz

05 Ocak 2016 Salı

Buyurgan “ödeyecekler” dediğine göre, gerçekten de ödeyecekler bedelini. Şimdiye kadar hep öyle oldu da... Buyurgan ne zaman, kim için “ödeyecek” dediyse o ödedi.
“Ödeme emri” yüksek yerden gelince,
ödeyecek olanın da ödetecek olanın da boyunları kıldan ince. Can Dündar ve Erdem Gül örneğinde de görüldüğü gibi, “ödeme”, daha doğrusu “ödetme” emri çıkınca hemen düğmeye basılıyor ve ödemeyle yükümlü kılınanlar, ödeme mahallinin yolunu tutmak zorunda bırakılıyorlar.
Bu kez ödeme durumunda olanlar, HDP yöneticileri. HDP’lilerin son şiddet olaylarını kınamadıkları, teröre yeterince karşı durmadıkları için dokunulmazlıklarının kaldırılması ve dava açılıp içeri tıkılmaları düşünülüyor.
Kim mi düşünüyor? Türkiye’de hepimiz adına düşünme ve karar vermeye tek yetkili kimse o.
Ödetme emrinin aracı muhatapları şimdiden harekete geçmiş bulunuyorlar.

*** 

Ama herkesi terörist bandına sıkıştıran bu davranış “Kürt sorunu”nu çözmeyecek.
Bu durumda da, ödeyenler yalnız HDP’liler olmayacak, hep birlikte ödeyeceğiz.
Kürt sorunu hem Kürtlerin hem Türklerin ortaklaşa en büyük sorunları. Buna birlikte ortak bir çözüm bulamadıkları takdirde, kimilerinin sandıklarının ve umduklarının aksine, ağır bedeli taraflardan sadece biri değil, ikisi de birlikte ödeyeceklerdir.
Kürt sorunu dayatmayla çözülemeyeceğinden, Kürt sorunu ile terörün birbirlerinden ayrılmaları gerekir.
Kürt sorunu Kürtlerin veya Türklerin değil, terörün yenilmesiyle çözülebilir. Onun için Kürt sorunuyla terör sorununun birbirlerinden ayrılmaları zorunlu. Türkler, bütün Kürtlerin PKK teröristi olmadığını, Kürtler, bütün Türklerin devlet terörünü onaylamadıklarını anlamadıkça çözüm zemini oluşmayacaktır.
Diyaloğun dilini bulmak, barışın zeminini oluşturmak birbirlerini karşılıklı olarak şiddetin safları içine tıkmakla sağlanamaz.
HDP’nin davranışlarından düş kırıklığına uğramamak, teröre arka çıkar izlenimi yaratan davranışlarını onaylamak imkânsızdır.
Ama onları şiddetin eyleminin ve söyleminin yanına itmek de akıl değil.

***

Barışın müzakeresinin kendisi kadar, onun taraflarını oluşturmak da güçtür.
Bu alanda her şey bıçak sırtındadır. Barış arayışı süreci, ne “bir şey olmaz!” diyerek atalete ne de “sana gösteririm!” diye şiddete teslim ederek, sağlıklı biçimde yürütülebilir.
Barış için müzakere, müzakere için konuşacak tarafları oluşturmak şart.
Hüner tarafları çatışmaya değil konuşmaya yönlendirmektir.
HDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırıp, içeri tıkarak çözüme ulaşılmaz.
HDP’yi de sahnedeki bütün araçları da, savaşa değil, barışa zorlamaktır hüner...
Karşı tarafı savaşmak için değil, barışı konuşmak için köşeye sıkıştırmak gerek.
Bunun için de, terör ile savaşırken, diğer ilgili tarafları Kürtlerin teröre bulaşmayanlarını müzakereye ikna etmek, hatta zorlamak zorunlu.
Terörle mücadeleyle demokratik çözümün unsurlarını birbirlerinden ayırarak sürdürmeye mecburuz süreci.
Herhalde bunun yolu da HDP’lilerin dokunulmazlıklarını kaldırıp içeri atmak değil.
Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümü sağlanamadığı takdirde bunun bedelini yalnız Kürtler veya yalnız Türkler değil, her ikisi de birlikte ödeyeceklerdir.
Bu gerçek, Türkler için olduğu kadar Kürtler için de geçerlidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları