Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Resimdeki ayrıntı

02 Ocak 2016 Cumartesi

Geçen hafta Suriye sınırında, Irak’ın kuzeyindeki tutum ve girişimleri ile AKP’nin, Türkiye’yi
“emperyalizmin jandarmalığından taşeronluğu”na taşıdığını dile getirmiştik. Bir tür paralı asker konumu da denebilir buna...
Dostumuz ressam- araştırmacı Celal Binzet’e bu yorumumuz İspanyol ressam Fransisco Goya’nın o ünlü “3 Mayıs 1808- Kurşuna Dizilenler” tablosunu anımsatmış.
Tablonun öyküsü şöyle:
Napolyon, Fransa’ya cumhuriyeti getirme masalıyla başa geçtikten sonra çevresine baskı kurarak kendini imparator seçtirir. Kilisede kendisine taç giydirir. Ondan sonra da gelsin komşu ülkelere saldırı. İşte bu resim, adı belirtilen tarihte Fransa güçlerinin işgal ettiği Madrid’de sivil halkı kurşuna dizmesini işliyor.
Küçük bir ayrıntı: Halka ateş eden Fransız askerleri dönemin Fransız sömürgesi Mısırlı Memlük Müslümanları. Yani Batı, Müslüman kullanmayı her zaman sevmiş.”

ODTÜ’yü hedefe kim koyuyor?
Yeni hedef ODTÜ.
YÖK, yeterince cami ve mescidin olduğu, ibadet edenlere kimsenin dokunmadığı ODTÜ’ye, ortalığı karıştıran “Mescit Topluluğu” yüzünden heyet üzerine heyet gönderiyor.
YÖK Başkanı kim?
Prof. Dr. Yekta Saraç.
Yekta Saraç kim?
Alo Fatih’in kardeşi.
Alo Fatih kim?
BİM mağazalarının, Yeni Şafak gazetesinin ve Suudi işadamı Yasin el Kadı’nın eski ortaklarından. Ciner Medyası’nın başındayken Recep Tayyip Erdoğan’ın emirlerini yerine getiren, getirmediğinde de telefonda haşlanan işadamı.
Yekta Saraç ile Fatih Saraç’ın babası kim?
Emin Saraç.
Emin Saraç kim?
“İlim hicreti” için gittiği Mısır’da El Ezher’de, hocalarının tanımıyla “Osmanlı devletinin çocukları” olarak eğitim görenlerden. Ayrıca, İslami İlimler Araştırma Vakfı’nın kurucularından.
O vakfın bir başka kurucusu kim?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’lilere tıpış tıpış gidip “Cumhurbaşkanı” yapmak için oy kullanmalarını istediği, sonradan MHP milletvekili olan Ekmeleddin İhsanoğlu...
İlişkiler çok çapraşık gibi görünüyor ama, ODTÜ geleneğinin başına çorap ördürecek kadar var.

Bize mutluluk gerek
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın geleneksel yılbaşı konseri, bu ülkenin insanlarının bunca hüznün, acının, karamsarlığın yanında eğlenmeye, neşelenmeye, sıradışı ve güzel duyusal etkinliklere katılmaya susadığını gösterdi.
Bu topraklardan yalnızca imam değil, uluslararası düzeyde bir tenor da çıkabileceğinin kanıtı olan Murat Karahan’ın sesi tıklım tıklım dolu olan Arena Spor Salonu’nda çınladı.
Dinleyiciler şarkılara ve ezgilere eşlik ederken çok mutlulardı. Verdi’den “Esirler Korosu” dinlerken de, Münir Nurettin Selçuk’tan “Kalamış”ı dinlerken de mutlulardı.
Bir klasik müzik konserinden çıkıp dışarıda tükürük köftesi yerken de mutlulardı. O tükürük köftecisinin sırtında “Ustam Köfte- Since 1967” yazdığını gördüklerinde kahkahaya boğulurken de mutlulardı.
İnsanlarımıza mutluluk çok yaraşıyor.
Yetsin artık bunca karabasan...

Batırıcı
Hani nerede o, Atatürk diktatördü, dediğim dedikçiydi, ırkçıydı, soykırımcıydı” gibilerinden geveleyen tayfa?
Hani nerede o, yetmez efendimci, hatta evetçi beş para etmezler...
Atatürk ve yakın çevresindeki arkadaşları kurucuydu.
Yaşadıklarımızla bir kez daha tanık oluyoruz ki, şimdikiler batırıcı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları