Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hay Allah Kraliyet geldi, boş yerleri kaptı!

10 Aralık 2015 Perşembe

Sancar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun daveti üzerine bir günlüğüne Türkiye’ye gelip dönecek.

Mükemmel bir bilimsel sunum dinledik Aziz Sancar’dan. Stockholm Üniversitesi’nin Aula Magna tören salonunda Kimya Nobeli kazanan bilimcileri dinledik, tabii ki Sancar’ı da. Aziz Bey kendisini Nobel ödülüne götüren 30 yıllık bilimsel çalışmalarını, bozulan DNA parçalarını onaran mekanizma odaklı olarak anlattı.
30 yıllık bir yoğun emek ürünü çalışma ve sonuçları, beyaz perdede grafik, yazı, şekiller ve anlatımlarla akıp durdu. Yani Sancar’ın bilimsel hayatının müthiş alın teri dolu, bazen karamsarlıklarla, bazen sevinçlerle, övgülerle bezeli en önemli parçası... Üzerinde çalıştığı konu, insanın biyolojik yapısının çok temel bir özelliğini anlamak için çok önemliydi, temel bilimsel çalışmanın ta kendisiydi, bir sürü soruya yanıt veriyordu ve dünya biliminin önünü açıyordu. Aynı zamanda kanser gibi tedavi olanaklarının da...
Sancar 2 aydır hazırlandığı bu konuşmayı başarıyla sonuçlandırdı. Yüzündeki gerginlik gitti. Alkışlar alkışlar... Aziz Bey’in bu konuşmasını dinlemeye devleti-iktidarı temsilen Cumhurbaşkanı Bilim ve Teknoloji Başdanışmanı Prof. Davut Kavranoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüsü Başkanı Prof. Fahrettin Keleştemur ve Prof. Bayram Yılmaz, TÜBA Başkanı Prof. Ahmet Cevat Acar da gelmişti. Tabii, Aziz Bey’in davetlisi bilim insanları, Mehmet Öztürk ve eşi ile Tayfun Özçelik ve eşi ve başkaları da konferansta bulundular.

Göz koyduğumuz koltuklar
Akşam geleneksel olarak her yıl yapılan Nobel Konseri’ni dinlemeye gittik. Franz Welser- Möst şefliğinde Kraliyet Stockholm Filarmoni Orkestrası çalacaktı. Şimdi işin biraz magazin yönüne bakacağım.
İlk balkonda yerlerimizi aldık, Aziz ve Gwen Sancar, sahneyi daha doğrudan gören koltuklarda yerlerini aldılar. Biz de 10 metre yakınındaydık ama sahneyi biraz daha yandan görüyorduk. Bu yıl Nobel kazanan bilimciler ve eşleri de sahneyi bizden daha iyi görüyordu.
Orkestra yerini almıştı. Biz gözümüzü Sancarlar’ın üç koltuk ötesinde boş duran koltuklara dikmiştik. Herhalde Nobelcilerden birileri gelememişti diye fikir yürütüyorduk. Konser başlayınca biz Türkiye’den gelme cin fikirliler olarak üç koltuğu doldurmaya karar verdik.
Şef geldi, büyük alkış... Ama orkestra başlamıyordu. Derken bütün salon hareketlendi, herkes ayağa kalktı, Kraliyet salona girmişti ve balkonda Aziz Bey’lerin sırasındaki boş koltukları doldurdular. Bize de hay Allah demek kaldı...
Ama mükemmel bir konser dinledik. Deli bir piyanist, Daniil Trifonov solistliğinde Rahmaninof’un bir piyano konserini dinledik. Sonra da R. Strauss’un Heldenleben’i, yani “Kahramanın hayatı” Nobelcilere adanmış oldu. İsveç Kraliyeti’ne ayrılmış bir loca yoktu ama balkonda iyi bir yerde oturdular.
Bugün (dün) Türkiye Büyükelçiliği’nde Sancar adına bir resepsiyonda bulunduk. Devletin yukarıda saydığım kurumlarının temsilcileri kısa ama iyi konuşmalar yaptılar ve Sancar’a hediyeler verdiler. Sancar cevaben, “En önem verdiğim konulardan biri ülkemizde kızların okumasıdır, bunu başarmalıyız” dedi. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gelsin, görüşelim, ABD’ye buradan uçsun” daveti üzerine, Aziz Sancar gelecek hafta başı bir günlüğüne Türkiye’ye gelecek, Cumhurbaşkanı ile görüşüp ABD’ye, laboratuvarına uçacak.
Yazıyı bitiriyorum, çünkü birazdan Nobel Vakfı ile Kraliyet İsveç Bilimler Akademisi’nin Nordic Museum’da Nobel bilimcileri onurlarına verecekleri kabule gideceğiz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları