Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Onu başkan yaptırmayabilecek miyiz?
Meclis Başkanı İsmail Kahraman olacak. Meclis’teki iskemle dağılımı başka seçeneğe ihtiyaç duymuyor. Yani İsmail Kahraman’ın başkanlığı kesin.
Meclis başkanlığı için devletin derinlikleri ile güçlü bağları olan ve AKP disiplinine (Siz “Erdoğan’a bağlılığı” diye okuyun) gerektiğinde uymayabilecek Cemil Çiçek ile son dönemde Erdoğan’a ters de düşebilecek görüşler beslediğini belli eden Mehmet Ali Şahin’in tercih edilmemeleri; buna karşılık AKP’yi kuran çekirdek kadroda yer alan ve o kadro içinde Tayyip Erdoğan’a yakın ve sadık duran İsmail Kahraman’da karar kılınmasının sebeb-i hikmeti bundan ibaret: Başkanlık sistemi...
317 iskemleye sahip AKP’nin bu hesabının tutması için 14 milletvekiline ihtiyacı var (Meclis Başkanı oy kullanamıyor ya).
Bu delik nasıl ve nereden kapanır?
İlk akla gelen kazanların fokur fokur kaynadığı MHP kanadından, Bahçeli’nin bileğini bükemeyen 15-20 milliyetçi tosunun, milliyetçilik yarışında onlardan hiç de geri kalmadığını kanıtlamış olan AKP saflarına geçmesi...
Bu mümkün mü?
Elbette mümkün.
Ancak böylesi bir çözüm, Kürt sorununun bugünkü kanlı düğümden kanlı bir kördüğüme evrilmesi demektir. AKP, hele hele onun pragmatist (ilkelere değil sonuca bakan) önderi öylesine zorlu bir kördüğümle başkanlık yapmanın ne kadar zor olacağını görecek kadar deneyimli ve kurnaz...
O yüzden bir başka çözüme daha yakın durabilir: HDP desteği...
Milliyetçi (kimileri ulusalcı diyerek kendilerini farklı kıldıklarını sanıyor) önyargılardan sıyrılamayanlar epeydir HDP’nin (Kürtlerin) bir kazık atıp AKP ile başkanlık pazarlığına oturacakları; Öcalan’a ev hapsi, Kürt illerinde yerel yönetimlere güçlendirilmiş yetkiler karşılığında başkanlık sistemine “He” diyecekleri sakızını çiğneyip duruyorlar.
1 Kasım seçimlerinden sonra HDP’nin parti içi ağırlıkları olmayan ancak adı ünü duyulmuş milletvekillerinden bazılarının (Celal Doğan, Dengir Mir Fırat) başkanlık sistemine yakın duran açıklamaları, sanki oturup ciddi araştırmalar yapmışlar ve bu alanda derinlemesine bilgilenmişler gibi “Meksika ya da ABD başkanlık sistemleri olabilir” yollu incileri milliyetçileri iyiden iyiye ikna etti. “İşte bakın demedik mi biz” gibi cümlelerle Kürt siyasal hareketinin AKP ile nikâh bağladığını ileri sürmeye başladılar.
Oysa Selahattin Demirtaş’ın 7 Haziran seçimlerinden önce ve sonra, şimdi de 1 Kasım seçiminden sonra sürekli yinelediği bir cümle var:
- Başkanlık sistemini elbette tartışabiliriz. Ama tek adam başkanlığını asla desteklemeyiz...
Bu cümle bağlayıcıdır. Demirtaş HDP’den tasfiye edilmediği sürece bu bağlayıcılık partiyi de bağlamaktadır.
Ve galiba herkes AKP’nin istediği başkanlık sisteminin Tayyip Erdoğan’ı “dediği dedik, astığı astık, kestiği kestik” yetkilerle devletin en tepesine oturtmaktan ibaret olduğunu biliyor...
Bunu Demirtaş ve HDP içinde o çizgiyi savunanların bilmediğini sanmıyorsunuz değil mi?
Yarın aynı konuya devam edeceğiz...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- Kılıçdaroğlu mahkemeye davet etti!