Zamanın ve Ata’nın ruhu..

10 Kasım 2015 Salı

Önümüzdeki yıllarda Atatürk’e nasıl ihanet edildiği, halkın nasıl kandırıldığı, iç ve dış menfaat grupları tarafından memleketin nasıl ziyan edildiği daha çok anlaşılacaktır.

*** 

Atatürk bütün imanıyla şöyle diyordu:
Arkadaşlar iktisadiyat demek her şey demek-tir. Yeni devletimizin, yeni hükümetimizin bütün programları, bütün esasları iktisadiyat programından çıkmalıdır. Çünkü her şey bunun içindedir.

***

Atatürkçülük, tarihimizin ilk radikal ve rasyonel hareketidir. Buna ya inanılır, ya inanılmaz.
Inanınca, bu inancı alev alev yaşatmak gerekir. Ama sade nutukla ve edebiyatla değil; fiiliyat ve tatbikatla.. Bugün Türkiye, Atatürk’ün yoğurduğu mayadan çok uzaklaşmıştır. Hz. Muhammed’in adını sayıklaya sayıklaya cami yerine kiliseye giden şaşkınlar gibi, Atatürk’ü dilimizden düşürmeden onunla taban tabana zıt bir davranış içindeyiz.

*** 

Elbette Atatürk, kurtardığı memleketin ve kurduğu cumhuriyetin devlet talancılığı şampiyonlarının eline düşmesini istemezdi. Atürkçülük aklın icabını yapmak demektir. Halk istismarcılığına karşı çıkmak demektir. Bu prensipleri, gayri meşru menfaatlar için çiğnediğimiz müddetçe Türkiye’nin ayakta durmasına imkân yoktur.
Atatürk zannedildiği gibi bir moda değildir.
Onun prensipleri, yerçekimi kanunu gibi devleti devlet yapan formüllerdi.
Bu formüllerden bir tanesini kenara itmek Süleymaniye’nin kubbesindeki kilit taşını çıkarmak gibi bir şeydir; çökertir devleti. Başlarına yıkılacak kubbenin altında kalıp ezilmek istemeyenler, mutlaka bu kubbeyi tutacak olan kilit taşını yerine oturtacaklardır. Yaşamak için Atatürk’ün yolundan gitmeye mecburuz biz.
Bu yolu ne kadar sapıtmışsak, dönüş de o kadar kuvvetli olacak. Bu dönüşün zorluğuna dayanamayanlar, sonunda yok olacaklardır. En akıllıca hareket bu yola bir an önce dönmektir.
Çünkü geciktikçe, bu gecikmeye sebep olanlar büyük facialarla karşılaşabilirler.
Şimdiye kadar bunun tersi olmadı.
Atatürk’ü içten içe inkâra yeltenenler er geç mutlaka çarpıldılar. Bundan sonrakiler için de akıbet daha başka türlü olmaz.

*** 

Atatürk’ün büyüklüğü, eserlerinin büyüklüğüne dayanır. Tek ve büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken neler düşünmüş, neler yapmak istemiştir? Işte önemli olan kişisel yorumlara kaçmadan, Ata’yı temel felsefesinden davranışlarına uzayan çizgide gösterebilmektir.
Kuvayı Milliye’nin ruhu doğrudan doğruya halkçılığa, çalışanların hak ve hukukuna, emperyalizm düşmanlığına dayanıyordu.
Zamanla bu ruh söndürüldü. Ve halkın ferdi menfaatlar uğruna sömürülmesiyle nihayet Türkiye bugünkü durumlara geldi.

*** 

Yukarıdaki, yani..
Buraya kadar olan satırların hiçbirisi bendenize ait değil..
Elbette benzer düşünceleri, Cumhuriyet’te ve başka gazetelerde yeri geldiğinde veya 10 Kasım’larda kırk yılı aşkın süredir, yüzlerce defa naçizane ben de dile getirmeye çalıştım.
Ama bu defa kendime istirahat vermek istedim.
Elbette, bu köşenin boşluğunu, ancak o doldurabilir diye değil...
Nereden nereye!?” diyerek ve Çetin Altan’ın imzalayıp verdiği Atatürk’ün Sosyal Görüşleri (Dönem Yayınları – Ist.1965) adlı kitabından aldığım satırların yardımı ile..
Atatürk’ün ve zamanın ruhuna ithaf ederek..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları