Zorbalık her yerde:
Gazete basıyor, cam çerçeve indiriyor...
Evinin kapısında gazeteci dövüyor...
Televizyonlara el koyuyor, ekran karartıyor...
Gazetelere el koyuyor, basımını durduruyor...
Ve 1 Kasım’dan sonra bu zorbalığı, başta medya olmak üzere, bütün topluma uygulayacağını bağıra bağıra ilan ediyor!

*** 

AMA SEN,
EY DEMOKRAT YURTTAŞ:
KORKMA, DİREN...
YALNIZ DEĞİLSİN!
Belki farkında değilsin ama Türkiye’nin her yanında demokrasi, insan hakları ve Cumhuriyet meşaleleri yanıyor...
1 Kasım’da, 93 yıl sonra, saltanatı bir kez daha kaldıracağız!

*** 

Zorbalığa karşı direneceğiz...
Bu direnişin yöntemini de, Fişek soyadını onurla ve gururla taşıyan bir çift, Oya ve Gürhan Fişek, 3 Kasım günü Ankara’da yapılacak olan, büyük insan, büyük devrimci, Prof. Dr. Nusret Fişek’i anma toplantısının davetiyesinde (fisek.org. tr) şöyle açıklıyor:
“Karanlığın ilacı omuz omuza yürümektir.
Dayanışmayla aşılmayacak karanlık, yenilmeyecek zorbalık yoktur.”

*** 

Ve tam bu sırada yi
ne Ankara’da Pembe Köşk’te “İkinci Dünya Savaşı’nın Sona Erişinin
70. Yıldönümü” adlı bir sergi açılıyor:
Sergide, sadece İkinci Dünya Savaşı’na ilişkin belge ve fotoğrafları değil, Kurtuluş Savaşı’nda çekilmiş fotoğrafları ve o dönemde kullanılan silahları da göreceksiniz...
Ve yalnız olmadığınızı bir kez daha anımsayacaksınız!

*** 

Fişekler, Victor Hugo’nun dizelerini anımsatmışlar...
Sandık başına bu dizeleri mırıldanarak gidin:
Başla şarkına ey namuslu halk, gün ışırken,
Tükür kocamış yüzyılın suratına..
Söyle özgürlüğün şarkısını bağıra bağıra..
Siz de kulak verin ey zorbalar
Kükreyen aslan gibi nasıl
Şarkı söyler durur halk.
Zorbalar size söylüyorum
Şunu bilin hiçbiriniz yenemeyecek insan oğlunun yüreğini.
Öyle susadılar ki sevgiye ve kardeşliğe
Artık hiç durmaz, atlar giderler
Bir sabahtan, bir sabaha,
Bir aydınlıktan, bir aydınlığa.

*** 

Zorbalığa karşı omuz omuza...
Saltanatı bir kez daha kaldırmak için:
Hep birlikte sandığa!