Hikmet Çetinkaya

Hukuksuzluğa reddiye...

29 Ekim 2015 Perşembe

Bugün 29 Ekim 2015...
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 92. yıldönümü...
Biz nasıl bir Cumhuriyet istiyoruz?
Bu soruya içtenlikle yanıt vermemiz, yaşanan gerçekleri görmemiz gerekir.
Biz gerçekten halkın Cumhuriyeti olabildik mi?
Aynı coğrafyada yaşadığımız halkların eşitliğini, demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku, adalette eşitliği, dürüstlüğü hayata geçirebildik mi?
Cumhuriyet gazetesine, bana son 25 yıl içinde 200’e yakın dava açan Cemaat, şirketlerine kayyum atanan Akın İpek...
17/25 Aralık 2013 yılına dek AKP iktidarıyla birlikte yürümüşler, birlikte ıslanmışlardı yağmurun altında.
Ergenekon operasyonları sürecinde Cumhuriyet’i “darbeci” olarak hedef göstermişlerdi altı yıl önce.

***

Düzen onların düzeniydi...
Biz ise şöyle sesleniyorduk Türkiye’ye:
“Hukuk, adalette eşitlik, demokrasi ve özgürlük bir gün mutlaka herkese gerekebilir...”
Fethullahçıların yaptığı hukuksuzluğu, adaletsizliği, yargıyı, polisi nasıl kullandığını çok iyi bilirim, biliriz...
Bugün Cumhuriyet, tüm bunları bildiği halde Akın İpek’in başta gazeteleri, televizyonları, yayın şirketleri vb. olmak üzere, yapılan tüm hukuksuzluğa karşı çıkıp destek veriyor...
Bu bir insani, mesleki görev!
Çünkü hukuk bir gün mutlaka hiç beklemediğiniz bir an size de gerekebilir, bize de...
İpek Medya Grubu’nun başına gelen el koyma olayı, “basın özgürlüğü”nün gaspıdır...
Evrensel hukukta bunun yeri yoktur...
Bir AKP milletvekilinin şu sözleri ise diktatörlüğün tescilidir.
“... 1 Kasım seçimlerinden sonra sıra Hürriyet, Cumhuriyet ve Sözcü’ye gelecek...”

***

Basın tarihimizin sayfalarında yasaklar, gazete kapatmalar, resmi ilanları kesmeler, sansür, gazetecilerin zindana atılmaları, binlerce açılmış davalar vardır...
Tan matbaasından başlayarak pek çok yaşanmış olaylar, kanlı cinayetler...
Askeri darbeler dönemi!
Tek parti ve çok parti dönemi!
Baskı!
Şiddet!
Sindirme!
28 Şubat’ta muhafazakâr medyaya, gazetecilere yönelik öfke, kin, nefret!
İktidar sahipleri; bağımsız medya değil yandaş medya ister, özgür medya istemez...
Bu ülkede öldürülen gazetecilerin adlarını birer birer yazsam köşem dolar...
Fethullah Gülen Cemaati’nin, ona bağlı medyanın yaptığı hukuksuzları saysam bitmez...
Ama bugün ne yeri ne de zamanı...
Bugün hepimizi tehdit eden zorbalığa karşı durma zamanı...
Bugün onlar hukuksuzlukla karşı karşıya olduğu için hukuku savunacağız.
Halkımızın adına, medya adına, laik demokratik bir sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti adına.

***

Kim ne derse desin, yeryüzünü, insanlık tarihini değiştiren, üç görkemli devrim, üç büyük olgudur...
1789...
1917...
1923...
1789’un içeriğinde Aydınlanmayı, laikliği, Cumhuriyeti, uluslaşmayı, demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını görürsünüz.
Bu kavramlar birbirleriyle kardeştir, bugün tüm dünyanın gündemini belirler.
1917, kapitalizmin sömürüsüne karşı bir sosyalist deneyimdi, uzun süre ayakta kaldı, sosyal demokrat bilincin temelini oluşturdu Avrupa ülkelerinde.
Sonunda kapitalizme teslim oldu, yıkıldı...
Sosyalist devrim, “1923 aydınlanma” ışığının Türkiye’ye yayılmasını sağladı.
Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet’i bugünlere getirdi...

***

1789 Fransız devrimini benimseyip 1923’ü dışlamak, çağdaş bir insan için tutarsızlıktır...
Tutarlı olsaydık, o bilinci taşısaydık, yaşanan hukuksuzluklar başımıza gelmez, halkların kardeşliğini, beraberliğini yaşam biçimi yapardık!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları