Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Putin ve ‘Yeni Dünya Düzeni’

26 Ekim 2015 Pazartesi

Putin’in geçen hafta düzenlenen yıllık Valdai Kulüp toplantısında yaptığı konuşma, esas amacının Suriye değil, ABD liderliğindeki Batı’nın etkisinin dengelendiği bir “Yeni Dünya Düzeni” yaratmak olduğunu gösteriyor.

‘Ya yeni kurallar ya da kuralsız bir oyun’
Geçen yıl, Valdai Klüp toplantısının teması “Yeni kurallar ya da kuralsız bir oyun” idi. Putin o yıl konuşmasında, Soğuk Savaş’ın ardından ABD’nin benimsediği dayatmacı, tek merkezci politikaları eleştiriyor, II. Dünya Savaşı’ndan sonra, uzun süre barışı koruyan uluslararası kuralları yerine yenilerini koymadan yıkarsak, bu sefer oyunu tamamen kuralsız oynamak durumunda kalırız” diyordu. Putin’e göre ABD, “Soğuk Savaş” bittikten sonra kendini galip ilan etmiş, bu iddia ile davranmış, ancak birbiri ardına siyasi, askeri fiyaskolara, İslamcı terörizmin yükselerek büyük bir tehlike haline gelmesine yol açmıştı. Sonuç olarak bugün karşımızda sürekli parçalanmakta olan bir dünya düzeni, yeni bir düzen inşa etmektense birilerine karşı konuşlanma çabaları vardı. Eğer bir işbirliği ortamı yaratılamaz, herkesin uyacağı yeni kurallar oluşturulamazsa, dini, etnik çatışmaların da katkılarıyla giderek bir kaos ortamı oluşabilirdi.
Mart 2015’te, 2014 toplantısındaki tartışmaları yorumlayan bir rapor yayımlandı. Rapor Putin’in konuşmasındaki temaları genişletiyor, ABD liderliğinde Batı, onun karşısında Doğu Avrasya’da Rusya ve Çin liderliğinde bir yükselen piyasalar ülkeleri grubu olmak üzere şekillenmekte olan bir uluslararası düzen tanımlıyordu. Rapora göre Rusya, Batı’ya entegre olma çabalarını terk ederek bu grubun içinde yer alıyordu.

‘Savaş ve barış’
Bu yılki Valdai Kulüp toplantısı “savaş ve barış” konusu üzerinde yoğunlaştı. Gözlemcilere göre, Putin’in bu yılki konuşması, 2007 Münih Güvenlik Zirvesi’ndeki konuşmasından sonra Batı’ya yönelik en sert ve doğrudan eleştirileri içeriyordu.
Putin, nükleer silahların ortaya çıkmasından sonra küresel çatışmalardan galip çıkmanın olanaksızlığını vurguluyor, Soğuk Savaş’ın bitmesi ideolojik rekabeti ortadan kaldırdı ama anlaşmazlıkların jeopolitik zemini varlığını korumaya devam etti, diyor.
Putin’e göre, tek yanlı bir egemenlik modelini dayatmaya çalışmak, uluslararası hukukta ve küresel düzenleme sisteminde, siyasi, ekonomik, askeri rekabeti kontrolden çıkarabilecek dengesizlikler yaratı.
Putin konuşmasına, ABD yönetiminin ısrarla yalan söylediğini, düzen bozucu etkiler yarattığını, Rusya’yı hedef aldığını iddia etti; bu bağlamda ayrıntılı örnekler sundu. Putin’e göre Avrupa, artık ABD’nin müttefiki değil adeta “vasalı” (kulu) konumuna düşmüştü. Dahası, Ortadoğu’daki istikrarsızlığın, kaosun, nihayet Avrupa ülkelerinin iç istikrarını tehdit eden sığınmacılar krizinin arkasında ABD’nin Ortadoğu politikaları vardı.
Putin, teröristlerin ılımlı ve aşırı olarak tanımlanmasına da karşı; ABD’nin bu kadar büyük askeri gücüne karşın IŞİD’e karşı bir sonuç alamamış olmasını da kuşkuyla karşılıyordu. Putin’e göre işine gelmeyen bir rejime karşı teröristlerden yararlanıp sonra onlardan kurtulmayı ummak gerçekçi değil.
Her şeye rağmen Putin’e göre, eğer istenirse Suriye terörizme karşı işbirliği için önemli bir model oluşturabilir. Putin konuşmasında işbirliğinin önemini vurguladı ama bunun ancak Rusya’nın ulusal çıkarlarını tanıyan bir zeminde mümkün olacağının da altını çizdi.
Batı’da birçok yorumcuya göreyse, Putin Rusyası artık yerini Batı karşısında, Batı’nın yörüngesinin dışında seçiyor. Putin, yalnızca Ortadoğu’daki ülkelere değil, Avrupa’ya dünyadaki tüm gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak konuşuyordu. The National Interest’in editörlerinden Nikolas Gvosdev’in yorumunun başlığı ise, “Putin taarruza geçti (ve Yalnızca Suriye’de değil)” biçimindeydi.
Hızla bir kamplaşma şekilleniyor. AKP Türkiyesi, hem iki kampa da bağımlı hem iki kampla da sorunları olan bir konumda. Katar ve Suudi Arabistan’ın baskılarıyla, Kürt fobisinin ve paranoyasının etkileriyle çok daha tehlikeli bir noktaya savrulmadan geriye, güvenlikli, barışçı bir noktaya çekilmeye, başlaması gerekiyor. 1 Kasım seçimleri bu açıdan da bir fırsat!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasetin sefaleti 16 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları