Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Beyniniz çamaşır değildir...
Çok ama çok tehlikeli bir noktadayız: 13 yıllık kötü yönetim sonunda, genel seçim, iktidar için neredeyse bir “ölüm-kalım savaşı” haline geldi!
Ortada o denli büyük haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk, rüşvet ve benzeri iddialar var ki, iktidarın kaybedilmesi, yönetimdeki pek çok kişi için bir felaket olarak görülmekte.
Bu kaygı, en tepeden en aşağılara doğru bir piramit biçiminde yayılıyor, bu nedenle de neredeyse bütün toplumu etkiliyor:
İktidarla ilişki içinde olan hemen hemen her kademedeki politikacı, bürokrat ve hatta yargı mensubu “iktidarı kaybetmemek için” elinden gelen her şeyi yapacak gibi görünüyor...
Buna karşılık, sığınılacak yerler çok fazla değil:
Hukuk ve ahlak:
Anayasa, yasalar, gelenekler...
Herkes için genel ahlak ve özellikle güvenlik ve yargı mensupları için de meslek ahlakı!
***
İktidar ve emrindeki medya, toplum üzerinde “tam saha pres” bir baskı uyguluyor!
Her taraftan, devletten, hükümetten, belediyelerden, memurlardan, din adamlarından, güvenlik güçlerinden, yargı mensuplarından...
Televizyonlardan, gazetelerden, radyolardan, Facebook’tan, Twitter’dan...
Ve mahalleden...
Acımasız bir saldırı ile karşı karşıyayız!
***
İktidarda oldukları için ellerinde her türlü olanak var:
En son bilimsel yöntemlerle ve büyük paralar da harcayarak çalışıyorlar:
13 yılın sonunda artık söyleyecek laf, yapılacak vaat, verilecek umut kalmadığı için, şimdi, “Seçimi kaybetmeyiz, seçimi kaybetsek de iktidardan gitmeyiz” propagandası yapılıyor!
Böylece, insanlarda büyük bir umutsuzluk yaratılarak, muhaliflerin sandığa gitmesi psikolojik olarak önlenmek isteniyor.
Sun Tsu’nun “En büyük zafer savaşmadan kazanılandır” sözüne bir uyarlama yaparsak “En başarılı seçim sandığa gitmeden önce kazanılandır” ilkesine uygun bir proje uygulanıyor.
***
Bu satırlar yazıldığı sırada, ek önlemler de uygulamaya konmuştu:
AKP’yi tek başına iktidar gösteren şişirme kamuoyu yoklamaları yayımlanmaya başladı...
Ki muhalif seçmen umutsuzluğa kapılsın, sandığa gitmesin...
Cumhuriyet Bayramı tatili dört güne uzatıldı...
Ki tatil kentlerine gidenler sandığa gitmesin...
“Oy ve Ötesi” derneğine ve gönüllülerine karşı bir karalama ve nefret söylemi başlatıldı...
Ki, sandık başlarında, özellikle de oylar sayılırken ve tutanaklara geçirilirken tarafsız gözlemciler aktif olamasınlar!
Parmak boyası zaten kaldırılmıştı...
Seçmen listelerindeki gariplikler ise yıllardır yazılıp çiziliyor...
***
Ama bütün bunlara karşın...
Ya da daha doğru bir deyişle:
Bütün bunlardan dolayı...
Beyninizin yıkanmasına izin vermeyin...
Sandığa gidin, oyunuzu kullanın!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!