Hikmet Çetinkaya

Acıyı paylaşmak yasak...

21 Ekim 2015 Çarşamba

Yitirdiğimiz canları, genç fidanları anmak, acımızı paylaşmak bile yasak bu ülkede...
İktidar karşımıza çıkıyor...
Yasaklar koyuyor önümüze.
Sessiz çığlıklar arasında yürüyoruz İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de...
Yüreğimizin derinliğine acı çökmüş, hüzün.
Hastane odaları, ağır yaralılar, Damla, Ayşe, Nurettin...
Karacaahmet’te, Ümraniye’de bir yazgıyı fotoğraflarla bölüşüyoruz.
Roboski’de paramparça olmuş kaçakçı çocukların bedenleri, Hakkâri’de şehit düşen Mehmetlerimiz, polislerimiz...
Haziran Direnişi’ni anacağım günlerde Suruç’ta canlı bomba, onlarca gencimizin katledilmesi...
Birkaç gün sonra Ceylanpınar’da ayrı odalarda uyuyan iki polisimizin alçakça öldürülmesi.
Zaman böyle akıp gidiyor işte...
Sistematik olarak katlediliyorlar kirli sömürü düzenine karşı çıkanlar...
Çocuklar, bizim çocuklarımız...
Toplumun bir bölümü bu katliamları, bombalı tuzakları görmüyor.
Alıştıra alıştıra, ayrıştıra ayrıştıra bu hale geldik.
Umursamıyoruz!
Bitip tükenmeyen bir şiddet ikliminde oluk oluk kan akıyor...
Binlerce yaslı, acılı insan!
Yüzlerce ölü!
Yitirdiğimiz canları anmaktan bile korkar hale getirilmiş bir toplum, kandan siyasal rant sağlama peşinde koşan bir siyaset...
Ne yasımızı yaşayabiliyoruz ne de hesap sorabiliyoruz.

***

İnsanların gündelik korkularından korkan bir zihniyet yönetiyor geçici olsa da bu ülkeyi...
O iktidar hırsı, akıllarını başlarından almış.
Barıştan korkuyorlar, beraberlikten, kardeşlikten, dayanışmadan.
12 yıl kadar önce Meclis’ten “savaş tezkeresi”nin geçmesini canla başla savunantezkere geçmezse Türkiye’de ekonomi çöker” diye çığlık atanları anımsıyorum bugün acılarımızı, yitirdiğimiz çocukları yüreğime gömerken.
Adlarını birer birer yazsam onlara dışarıdan destek verenlerin.
Şu iktidar yalakalarını...
Büyük sermaye, medya, sözüm ona cumhuriyetçi, liberal demokrat, orta yolcu, muhafazakâr, milliyetçi...
Çokuluslu şirketler, altın avcıları, siyanürcü caniler.
Büyük oyun Büyük Ortadoğu Projesi...
Balyoz gibi ineceksin kafalarına, öldüreceksin; IŞİD’i İstanbul Pendik’te, Gaziantep’te, Hatay’da, Konya’da eğitip besleyeceksin.
Ankara katliamında kırılan, katledilen yüzü aşkın canın hesabını vermeyeceksin, sonra televizyon ekranlarından sesleneceksin:
Biz bu ülkeye demokrasi, barış, kardeşlik getireceğiz...”
İktidar bu ülkede yaşayan insanların gözlerini açmalarından, birbirlerine sarılmalarından korkuyor.
Küresel sermayeye baş kaldırmalarından, kendilerinden hesap sormalarından korkuyorlar...
Bizim kimi “piyasa sosyalisti” sözde bilim insanları, bir dönem Fethullahçıların ibrikçiliğini yaptıklarını unutup, şimdilerde havuz medyasında tersten dalış yapıyorlar ama nafile...

***

Toplumu ne denli ayrıştırırsanız ayrıştırın, 1 Kasım’da sandıktan birinci parti çıksanız bile tek başına iktidar olamayacaksınız...
Selahattin Demirtaş sizi başkan yaptırmayacak. HDP, yine barajı geçecek, CHP oylarını artıracak...
Kana kan intikam duygularını istediğiniz kadar köpürtün, toplumu toplu kıyımlara alıştırmaya çalışın, amacınıza ulaşamayacaksınız...
Yasımızı tutamadık, doğru dürüst anma törenleri yapamadık, hesap soramadık...
Yastayız, isyandayız!
İktidar kendinden görmediklerinin ölümlerinin üstünü örtüyor; örtsün!
Bilin ki o siyah örtü bir gün kalkacak, gerçekler gün ışığına çıkacak...
Yitirdiğimiz canları anmamızdan bile korkan bir siyasal iktidara karşı demokratik mücadele verenler, evrensel hukuktan yana saf tutanlar hiçbir zaman umutlarını tüketmeyecekler...
Yas tutmayı toplumsal kalkışma olarak görenler, mutluka bir gün tarih önünde hesap verecek!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları