Hikmet Çetinkaya

Hukuk devleti nerede?...

08 Ekim 2015 Perşembe

Vicdansızlığın, sevgisizliğin, aymazlığın egemen olduğu bir toplumda her gün, ölümlerden söz etmek insanın içini acıtıyor...
Merhametsizlik!
Vicdansızlık!
Çocukları, gençleri, kadın-erkek gözetmeksizin kendileri gibi düşünmeyenleri öldürenler bu ülkede neredeyse kahraman!
Reis buyruk veriyor:
“Bu gece işi bitirin!”
Ve o gece işi bitiriyor tetikçiler!
Ahmet Hakan, CNN’de programını bitirip dönerken evinin önünde aracına arkadan çarpıyorlar...
Sonrasını anlatmama gerek yok, biliyorsunuz!
Biz bu ülkede “reisleri”, vur emrini verenleri çok gördük...
Yakın tarihimizin kanlı sayfalarına baktığımızda nice kıyımlar katliamlar vardır...
Ölüm mangaları, reisler, patronları!
Reisin emriyle bir sonbahar akşamında Musa Anter, kaldığı otelden alınıp “icabına” bakılmıştı...
Katil belli ama 1992 yılından bu yana ona kimse dokunamadı...
Çünkü “reis” devletin emrindedir, verilen görevi yerine getirir...
Bahriye Üçok’tan Çetin Emeç’e, Uğur Mumcu’dan Ahmet Taner Kışlalı’ya, Mehmet Sincar’dan Vedat Aydın’a dek “Türk- Kürt” ayırt etmeden “ölüm emri”ni yerine getirir.
Katil sürüsü hep vardı bu ülkede...
Sabahattin Ali’den başlayıp Muammer Aksoy’a dek kanlı zincirin halkalarında nice aydınlar, yazarlar, savcılar, öğretmenler, işçiler, gençler, sosyalistler, demokratlar, sağcılar kurulu düzenin “sadık bekçileri” tarafından katledilmiştir.

***

Devlet içinde örgütlü silahlı güç, NATO gladyosu, kontrgerilla, derin devlet...
Adını siz koyun!
Sabahattin Ali’den Abdi İpekçi’ye değin yakın tarihimize bir göz atın isterseniz.
Ölümler!
Acılar!
Gözyaşları!
Uğur Mumcu’nun alçakça öldürülmesinin ardından ailesi, 2011 yılında suikastla ilgili yürütülen soruşturma ve kovuşturmada “ihmali görülen yetkililer” hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup cezalandırılmalarını istemişti.
Peki başvurunun amacı neydi?
Suikastın arkasında olanlar yani düzenleyenler, asıl sorumlular yargı karşısına çıkarılmamıştı...
Bunlar suikastın arkasında olan azmettiricilerdi sözün özü!
Suç duyurusu yapan Mumcu ailesine yanıt gecikmedi:
“Kovuşturmaya gerek yok!”
Bu tür suikastlarda, cinayetlerde, kıyımlarda “patron” hiçbir zaman ortaya çıkmaz, tarihin derinliklerine saklanır...
Kamu görevlileri görevlerini hep yerine getirir, ihmalleri olmaz...
Örneğin Musa Anter cinayetine ilişkin göstermelik dava 21 yıl sonra açıldı. Dört sanıktan sanırım biri tutuklu.
Vedat Aydın, Savaş Buldan, Behçet Cantürk, Bahriye Üçok, Hamit Fendoğlu, Abdi İpekçi ve daha birçok davada “gerçek failler” ortaya çıkarılmadı...
Gezi Direnişi’nde öldürülen gençlerimiz ve kaçırılan davalar...
Polisin alçakça öldürdüğü Uğur Kaymaz ve babasının davasının başka kentlere taşınması...
Necip Hablemitoğlu cinayetinin bırakın faillerini, tetikçilerinin bile bugüne dek yakalanmaması...
Hrant Dink cinayetinin asıl sorumluları çok yazıldı, söylendi ama “patron” bir türlü ortaya çıkarılmadı...
Vur emrini veren kimdi?
Bugün bile Ermeni yurttaşlarımızı inciten, kıran, onlara haince saldıran, kin ve nefret kusan kamu görevlileri sosyal medyada fink atmıyor mu?

***

Yerlerde sürüklenen cansız bedenler... Mermilerle öldürülen çocuklar... Babasına yemek götüren Kürt çocuğunu öldüren PKK’li teröristler... Gazetecinin başına silah dayayan polisler...
Her yerde reisler, azmettiriciler, büyük patronlar...
Ben hukuk devletini arıyorum, hukuk devletini...
Gören var mı, gören!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları