Hikmet Çetinkaya

Muhalifsen düşmansın, devlet icabına bakar...

07 Ekim 2015 Çarşamba

Şiddet sarmalı...
Kana kan intikam duyguları...
Muhalif ve gerçeklerin peşinden koşan gazetecileri hedef gösterme...
Bir zaman tünelinden geçiyoruz toplum olarak.
Güneydoğu’dan gelen şehit cenazeleri, PKK terörü, kimi ilçelerde sokağa çıkma yasağı, sivil halkın öldürülmesi bana 90’lı yılları anımsatıyor.
Gerçekleri yazmak, konuşmak giderek zorlaşıyor, gazeteciler hedef gösteriliyor...
Bildim bileli ülkemizde siyaset, kendi düşüncesini savunan herkesi düşman olarak gördü ve tehdit etti.
Farklı ideolojilerden olan gazeteciler, yazarlar, aydınlar, emekçiler faili meçhul cinayetlere kurban gitti.
Çünkü iktidarlar böyle istiyordu. Salt kendi ideolojilerini savunanlar ne yaparlarsa yapsın yargı önüne çıkarılmıyor ya da çıkarılıp serbest kalıyorlardı.
Ahmet Hakan’ın saldırıya uğraması ve konulan nokta...
Değişen bir şey yok!
İstanbul’un göbeğinde gazetecinin burnunu kıran, Güneydoğu’da çekim yapan habercinin başına silah dayayan polis...
İki farklı yer iki gazeteci...
Siyasetçi gazeteciyi hedef gösterirse birileri “durumdan vazife çıkarıp” kent eşkıyalığına soyunur.
Yedi kişi gözaltına alınır, poliste sorgulanır...
Sonra ne olur?
Mahkemeye çıkarılır, içlerinden biri tutuklanır, altısı salıverilir tutuksuz yargılanmak için.

***

Bugün Türkiye’de yaşananlar, şiddet sarmalı, kin ve intikam duygularının zirve yapması beni kaygılandırdığı gibi içimi de acıtıyor.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde perşembe günü başlayan sokağa çıkma yasağıyla birlikte güvenlik güçlerinin operasyonu başladı.
Nusaybin’de beş gündür süren sokağa çıkma yasağı dün sabah kaldırıldı...
Yarın bir başka ilçeye sıra gelecek, aynı sıkıntı orada yaşanacak.
Son aldığım bilgi iki kişinin öldüğü...
Sokağa çıkma yasağı konulan daha önceki ilçelerde ekmek, su, gıda sıkıntısı başlamıştı Nusaybin’de olduğu gibi.

Olan yine sivil ve masum Kürtlere olmuştu...
Uluslararası İpek Yolu’ndan araç geçişleri durduruldu. Nusaybin’de kimi mahallelerde çatışmalar hâlâ sürüyor.
Nusaybin’de yaşananlar daha önce başta Cizre olmak üzere pek çok yerleşim biriminde yaşanmıştı...
Terör örgütü Güneydoğu’da kana doymuyor, bu bir gerçek. Ancak orada sivil Kürt yurttaşlarımız var, gazeteci meslektaşlarımız...
Güvenlik güçleri hem sivil halka hem de gazetecilere düşman gözüyle bakmıyor mu?
3G kesik olduğu için iletişim kurmak zor. Daha doğrusu yaşamak zor.
Olan halka oluyor, terör örgütüne değil...
Düzenli ordu, polis dünyanın hiçbir yerinde gruplar halinde dolaşan terör örgütleriyle baş edemez.
Hiçbir terör örgütü de dünyanın hiçbir yerinde destan falan yazamaz...
Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur...
Yüz kez yazdım bunu ben ve yazmayı sürdüreceğim...

***

Kin, intikam, nefret duygularını yayanlar, düşünce ve vicdan özgürlüğünü çiğneyip yok sayanlar hiçbir zaman bunun ayrımına varamaz.
Çünkü onlar insani duygularını yitirmiş, nefreti, kini, intikamı bir yaşam biçimine dönüştürmüşlerdir...
Bu ülkenin gazetecilerini, sanatçılarını, yazarlarını, aydınlarını, emekçilerini, gençlerini gammazlayıp, yaftalamak isteyenler vicdansızlıklarının batağına saplanacaklardır, terör ögütleriyle birlikte...
Güzel günler göreceğiz çocuklar, aydınlık günler...
İster örgütsel, ister devlet terörü olsun lanetleyeceğiz; 6 milyon oy alan HDP’nin yasal ve anayasal koruma altında olduğunu korkmadan yazıp demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak göreceğiz!
Zaman tünelinden çıkıp göğe bakacağız uzun uzun!
Korkmayacağız, yılmayacağız...
Bir orman gibi kardeş olacağız; dinimiz, dilimiz, ırkımız, inancımız, mezhebimiz ne olursa olsun!
Örtülü bir dinginliğin altında yatan günlere birlikte sevgi, kardeşlik, sevda türküleri söyleyerek yürüyeceğiz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları