Hikmet Çetinkaya

Ruh hastası soytarılar...

04 Ekim 2015 Pazar

Faşizmi bilmeyen toplumlar, demokrasi ve özgürlük kandırmacasının sarmalında yaşananlardan habersizdir...
Ölüm, kan, gözyaşı onlar için önemsizdir.
Kendi çıkarlarını korurlar, çalarlar, çırparlar, saraylar, hanlar yaparlar... Ormanları yağmalarlar, dağları...
Gazetelerinde, televizyonlarında siyasal iktidarların uşaklığını, sokak ağzıyla “yağdanlığını” yapıp saltanatı kurmak için, her yolu geçerli sayarlar.
Sözde Müslümandırlar çünkü yalanın her türlüsünü söylerler, Gezi’de olduğu gibi “camide bira içtiler, öpüştüler” diye yaygara koparırlar.
Çakaldır bunlar, tilki, sırası geldiğinde kurt...
Saldırırlar!
Yakın tarihin sayfalarına açıp baktığımızda Mustafa Kemal Atatürk’ü İsmet İnönü’nün öldürttüğünü söyleyecek kadar dinsiz ve imansızdırlar, ahlaksızdırlar, aşağılıktırlar...
Yalan, dolan, soygun, talan bunların işidir!
Kimileri siyanürlü altın, gümüş üretir, kimileri o güzelim Ege’nin koylarını kapatır, Soma’nın Yırca köyünde binlerce zeytin ağacını öldürür...
Faşist, katil, hırsız!
Dün ağabeyleri 12 Eylül darbecilerinin, Evren paşaların ibrikçiliğini yapıyorlardı, bugün ise onlar siyasal iktidarların şakşakçılığını...
Barıştan yana değildir hiçbirisi, savaş çığlıkları atarlar buyruğu alınca...
Aralarında bizim eski solcu döneklere de rastlarsınız yer yer!

***

Ben bunların ağababalarını onlar henüz doğmadan ya da çocuk yaşlarındayken tanıdım...
Neredeyse 50 yıl önce...
Her gerici faşist iktidarlarda vardı onlar.
Devletin ormanlarını, hazine alanlarını işgal edip, yasal kılıfına uydurdukları yılları da bilirim.
Siyanürlü madencilik yönteminin Kütahya Gümüşköy’de yarattığı tehlikeyi, siyanürle dolu havuzların nasıl çöktüğünü...
O büyük tehlikeyi gözlerimle görüp yazmıştım...
Bergama Ovacık’ı, ilk kez geniş toplumsal tepkiyi, çevrecilere karşı çevirdikleri numaraları, ahlaksızlığı...
Eşme Kışladağ’ı, Tunceli Ovacık’ı, Erzincan İliç’i, Turgutlu Çaldağ’ı, İzmir Efemçukur’u, Artvin Cerattepe’yi, Manisa Sart’ı, Balıkesir Balya-Kadıköy’ü, Giresun Bulancak’ı...
560 yeni maden bölgesini, ağaç kıyımını...
Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun verdiği mücadeleyi, onun 2007’de nasıl öldüğünü, çevreci gençlerin gözaltına alınıp ardından tutuklandıklarını unutmadım.
Faşist saldırganları bilirim...
Onlar kan gölünden beslenir, iftira atıp yalan söyler...
7 Haziran seçimlerinden önce Demirtaş’a ne demişlerdi:
“Domuz eti yiyor!”
Bir benzerini Kılıçdaroğlu için söylemişlerdi...
Paçalarından bayağılık akıyor...
İşleri güçleri senaryolar yazıp, gerçekleri dile getirenlere bel altından vurmak, onları korkutmak ve yıldırmak...
Arkalarında efendileri var çünkü...

*** 

Kabataş yalanını bir gerçekmiş gibi yansıtmaları, İsmet İnönü’nün Atatürk’ü öldürttüğünü sahte belgelerle yayımlamaları, akıl dışı “suikast girişimi”ni “çocuklara masallar” biçiminde okurlarına sunmalarına tanık olduk...
Yahu yalanın da bir sınırı var!
CHP’li Umut Oran’ın Fuat Avni’yle Twitter’dan Sümeyye Erdoğan’a yapılacak suikastı konuştuğunu öne süren bunlar değil miydi?
Özgür Mumcu’nun 8 Temmuz’da Cumhuriyet’te çıkan bir yazısını anımsayınca “kuyruklu yalanların” bir zincirin halkalarını oluşturduğunu gördüm...
Özgür Mumcu’dan bir alıntı yapıp yazımı noktalayayım:
“ABD’li profesör Chomsky’ye sahte röportajla AKP’yi övdürdüler. Mesele ortaya çıkınca manifesto gibi bir yazıyla sahte röportaja sahip çıktılar...”
Ne diyeyim?
Ruh sağlığı dibe vurmuş hepsinin!
Dibe!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları