Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP’nin girişim bildirgesi

03 Ekim 2015 Cumartesi

Açıkladığı seçim bildirgesinden anlıyoruz ki, CHP’deki Kılıçdaroğlu yönetimi dünyayı, dolayısıyla sosyal demokrasiyi egemen küreselleşme ideolojisi çerçevesinden algılıyor. Sorunlara çözüm diye ileri sürdüklerini de o çerçeveyi aşmadan sunuyor.
Nedir o çerçeve?
Kılıçdaroğlu yönetiminin seçim bildirgesi, kalkınma sorununun çözümünü tümüyle özel sektöre bırakıyor. Her ne kadar bildirgede “neoliberal söylemden” ayrıldıklarına ilişkin kimi vurgular yapılsa da, genel çerçeve “dışa açık, ama finansal dalgalanmalara karşı dayanıklı, yatırım odaklı bir istihdam ve büyüme stratejisi” olarak belirleniyor. Devletin, kamu gücünün buradaki görevi de “istihdam ve rekabet alanında kolaylaştırıcılık ve destekleyicilik”le sınırlanıyor.
Öncü rol tümüyle “özel sektör”e, daha doğrusu tek bir sınıfa verilince, kalkınma için toplumsal ve kamusal karar verme kurgusunun “demokratik” ve “paylaşım”cı olduğuna ilişkin “sosyal demokrat”ça bir çözüm aranması gerekiyor. O çözüm de yine küreselleşmenin bir aracı olan “yönetişim”de bulunuyor.
Yani, Kılıçdaroğlu yönetiminin bildirgesinde sıkça sözü geçen “STK”ler (sivil toplum örgütleri) devreye sokuluyor. Burada bir ayrıntı, STK’lerin hangi ekonomik katmanları ve sınıfları temsil ettiği ya da edeceği gözden kaçırılıyor. STK’ler söz konusu oldu mu, “demokratikleşme” ve “paydaşlığın” gerçekleşmiş olduğu varsayılıyor. Oysa o STK’leri oluşturanlar; işveren örgütü müdür, ticaret odası mıdır, genç ya da yaşlı işadamları dernekleri midir, Anadolu aslanları mıdır, yoksa yoksul halk katmanlarını ve emekçileri mi temsil ediyor, o konuda bir belirginlik yok.
Bildirgede “özel sektör”ün öncelenmesi, adeta bir kutsal kurtarıcıya ulaşma çabasına dönüşüyor:
Yatırımlar için özel sektöre özel teşvik sistemleri vaat ediliyor. Birçok iş alanında vergi indirimleri, kolaylıklar öngörülüyor. Türkiye’nin küresel pazara tümüyle açılmasını sağlamayı amaçlayan “Merkez Türkiye” projesi ile yapılacak yatırımların yüzde 80’inin özel sektör tarafından gerçekleştirileceğine ilişkin söz veriliyor. “Girişimcilik Bakanlığı” kuruluyor. “Girişimci Yetiştirme Sistemi” geliştiriliyor. “Girişimcilik Üniversiteleri” açılıyor...
Kılıçdaroğlu yönetiminin bildirgesinden öyle anlaşılıyor ki, Türkiye “girişimci”ler ve “girişimci”lik sayesinde sorunlarını alt edecek, düzlüğe çıkacak, sosyal adaleti sağlayacak.
Ya emeğin durumu ne bildirgeye göre?
Girişimciler el üstünde tutulup desteklenince, girişimin gücü, emekçilere iş olanağı sağlayacak, işsizlik bitecek. Üstelik, Kılıçdaroğlu yönetimi iktidara gelirse, emekçileri Uluslararası Çalışma Örgütü standartlarında çalışma koşullarına kavuşturacak, asgari ücreti de 1500 liraya çıkaracak.
Dahası, son 5 yılda mesken olarak kullanılan binalara imar affı getirecek, ruhsatsız binalara ruhsat verecek!
Emekçiler daha ne isterler ki...

Umumi uyum
Aspen-dos’u da umumi tuvalete çevirdiler ya...
CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Aspendos’u turizm markası yapacağına inanan Kültür Bakanı Yalçın Topçu’ya sormuş:
“Aspendos Antik Tiyatrosu’nda, beyaz mermerlerin dokuya uygun hale gelmesi beklenmeden yeni bir çalışma yapılacak mıdır? Uyum sorununun aşılması için 2 bin yıl beklenecek midir?”

Taşıma
Semt dışından taşınan çocuklarla, Batıkent’teki Türkan Azmi Köksoy İlkokulu’nu imam hatibe çevirme harekâtı sürüyor.
Sandık taşıma, seçmen taşıma, öğrenci taşıma... Saray desen, o da kaçak.
Devlet devlet değil, gecekondu...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları