Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Rusya’nın Suriye hamlesi

21 Eylül 2015 Pazartesi

Ortadoğu “satranç tahtası”nda, Rusya’nın son hamlesinin zamanlaması “mükemmel”; kimi analistlere göre, ABD hazırlıksız yakalandı (Foreign Affaires, 16.09.2015)
Dört yıldır süren savaş Suriye halkını perişan etti. Esad rejimi zayıflama, ordusu yorulma işaretleri veriyor. Rejim Lübnan, Irak, Afganistan’dan gelen, İran destekli Şii milislere daha çok dayanmak zorunda kalıyor.
Rusya, büyük güçler rekabeti açısından büyük öneme sahip Ortadoğu’da etkisini artırmak, sıcak denizlerdeki tek askeri üssü, Tartus Limanı’nı, Latakya’daki varlığını korumak istiyor. Öyleyse, Rusya açısından Suriye rejiminin ayakta kalması, eğer kalamayacaksa, rejim yıkılırken, Rusya’nın kendi çıkarlarını koruyacak bir konuma gelmesi gerekiyor.

‘Koşullar mükemmel’
Geçen aylarda, Rusya’nın bölgeye daha derinlemesine girmesine uygun bir ortam, “Kaos var, koşullar mükemmel” deyimini anımsatacak biçimde oluştu.
ABD ve müttefiklerinin “eğit donat” projesi çöktü (The New Yorker 17/09). Suriye rejimi karşıtı koalisyon içinde bir uyum kurulamadığı, Sünni Arap ülkeleriyle Obama rejimi arasında, İran’la yapılan nükleer anlaşmaya bağlı olarak bir güvensizliğin oluştuğu görülüyordu. İran’la yapılan nükleer anlaşma, ABD’nin bölgeye askeri olarak geri dönme olasılığını daha da zayıflatmıştı.
Suriye’ye girmek için fırsat arayan AKP Türkiyesi, devletin başındaki kadronun ihtirasının, beceriksizliğinin sonucu patlak veren güvenlik kriziyle içe dönmek, “bir iç savaş olasılığı” ile yüzleşmek zorunda kaldı.
Bu sırada Suriye merkezli bir göçmensığınmacı krizi, ürettiği acı görüntülerle dayanılmaz bir noktaya ulaştı. Bu noktada göçmensığınmacı krizi Avrupa Birliği’nin geleceği açısından çok önemli sorunları gündeme getirmeye başladı. Bu kriz içinde Putin rejimiyle geçen yıllarda yakın ilişkiler geliştiren, aşırı sağcı, milliyetçi, ırkçı AB karşıtı partilerin sesi, krizin kaynağında kurutulması için Esad rejiminin restore edilmesi düşüncesine doğru yükselmeye, İngiltere’de, Fransa’da olduğu gibi, muhafazakâr partiler üzerinde basınç yaratmaya başladı. El Nusra ve İslam Devleti gibi terörist yapılara karşı havadan müdahale etme olasılığının dışında, devreye girmeye niyeti olmayan Avrupa ülkelerinin, “Suriye’de çözüm için önce Esad gitmeli” fikrinden uzaklaşması hızlandı.

‘İyi seçeneklerin en sonuncusu’
Tam bu noktada Rusya’nın Suriye’deki varlığını artırmaya, yükseltmeye başladığına ilişkin haberler gelmeye başladı. Boğaz’dan geçerek gelen gemiler, Irak, İran üzerinden gelen Antanov tipi dev kargo uçakları iki tank tahliye gemisi, bir düzüne zırhlı personel taşıyıcı, tanklar, portatif hava kontrol kuleleri, sandıklarla silah patlayıcı, bin personelin kalabileceği bir yapı için prefabrik plakalar indirmeye başladılar. Ukrayna’da kullanılan “810. Komanda Taburu”nun da Suriye’ye getirildiğinden söz ediliyor. Pilotsuz Rus uçakları, IŞİD dışındaki muhalefetin bulunduğu bölgelerde uçarak istihbarat topluyor, Suriye Televizyonu, Rus personelin, Rus ordusuna ait zırhlı araçların savaşa katıldığına ilişkin görüntüler yayımlıyor. Cuma günü Wall Street Journal Rusya’nın Suriye’ye savaş uçakları, pazar günü de Financial Times hava savunma füzeleri getirdiğine ilişkin iddiaları aktarıyordu.
ABD, bu gelişmelere itiraz ediyor ama sesler güçlü çıkmıyor. Belki de Batı, özellikle de Avrupa liderleri giderek Carnegie Endovement for Peace’nin Avrupa Merkezi direktörü Jan Techau’nun saptamasına katılma noktasına geliyorlar: İyi seçeneklerin en sonuncusu.”
Bu noktada bir taraftan, sahada, CIA, Pentagon ile çalışan, Türkiye ile ilişkileri olduğu bilinen muhalif gruplarlar üzerinden, ya Rusya ile Batı arasında doğrudan “sıcak temas” tehlikesi, ya da işbirliği ikilemi şekilleniyor, Rusya’nın “sıcak teması” göze aldığı görülüyor. Diğer taraftan Rusya Ortadoğu’da kendine yeni manevra alanı açmaya, eğer bir gün Esad rejimi çökerse, yaratmış olacağı “fiili” durum üzerinden çok daha başarılı bir pazarlık yürütebilecek konuma yerleşmeye başlıyor. Rusya’nın hamlesi bölgede karmaşıklığı (antropiyi) daha da artırıyor.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024
Trump! Nasıl yani? 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları