Gözün karnı! Var mı, yok mu?

10 Eylül 2015 Perşembe

Cumhuriyet başyazarı Nadir Nadi’nin yazarlara öğüdü, bir tür vasiyeti idi:
“Kişilerle değil, fikirlerle uğraşın!”

***

Cumhuriyet uzunca bir süredir, Recep Tayyip Erdoğan ile “uğraşıyor”.
Çünkü Erdoğan, “kişi” değil, bir “fikir”.
Hakka hukuka, yasalara, demokrasiye ve insan haklarına meydan okuyan eyleme dönüşmüş bir fikir.
İstanbul Belediye Başkanı olduğu yıllarda hakkında yolsuzlukla ilgili birçok soruşturma ve dava açılmıştı:
“Zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik ve cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak...”
Ama bu konuda hiçbir zaman mahkeme önüne çıkmadı.
Müfettişler ve savcılar da onunla uğraşıyordu.
Belediye Başkanlığı günlerinde kendisiyle ilgili dillendirilen başka iddialar da vardı.
Türkiye’nin en zengin adamı, hem de koç gibi bir de rakam vererek açıklamıştı:
“1 milyar doları var!”
Bu rakamı Taha Akyol sütununa taşıdı.
Ayrıca WikiLeaks belgelerine de yansıdı.
Erdoğan yalanlamadı ve şikâyetçi de olmadı.
Cumhuriyet’in uğraşması bu yüzündendi. Cumhuriyet gazete idi.

***

Siirt’te meydan konuşmasında, kendisine ikbal kapılarını açacak olan ünlü şiiri okudu.
“Halkı din ve Irk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçundan cezalandırıldı. 4 ay 10 gün hapis yattı.
Daha sonra parti kurdu. Milletvekili, sonra da başbakan olup dokunulmazlık kazandı.
Hakkındaki dosyalar her oturum öncesinde TBMM’nin basılı gündeminde yer aldı.
Ama 12 yıl boyunca hep “yasama dönemi sonuna” bırakıldı.
Sonunda Cumhurbaşkanı oldu.
Hem TBMM gündemi kurtuldu hem de kendisi!
Hakkındaki iddialar, davalar ve dosyalar da böylece külliyen kül oldu gitti!
Yasalara meydan okuyarak diktiği görgüsüzlük abidesi Saray’ına “külliye” adını koyduğunu geçenlerde ilan etti...
Bu bizce külliyen bir “Allah söyletiyor!” mucizesidir!

***

Cumhuriyet gazetesi yasalara da, Nadir Bey’in vasiyetine de saygılıdır.
Erdoğan “kişi”den çok bir “fikir”dir.
Onun “fikirleri”yle uğraşıyoruz.
O da bizlerinki ile uğraşıyor.
Sık sık savcıların huzuruna ve mahkemelere çıkıyoruz.
Oysa bizlerin eyleme dökülmüş “fikirlerimiz” yok.
Ama o “fikirleri”ni hem eyleme döküyor, hem de döktürebiliyor.
Bir iktidar vekili arkasına eli sopalı taşlı bir güruh alıyor, bir gazeteye saldırtıyor.
O ise bunu kınamak yerine Hürriyet’i hedef göstermeyi sürdürüyor.
Aynı akşam bir gün önce sahnelenen saldırı aynen tekrarlanıyor.
Saldıranlar da saldırtanlar da ortada yok.
Belli ki sayın savcılar kalabalığın “tekbir” getirmesini dikkate alıp soruşturma açarlarsa “çarpılmaktan” korkmuşlar.

***

Bu talihsiz döneme “400 rakamı” damgasını vuracak gibi görünüyor.
Dün de CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Ben sana o 400 vekili vereceğim!” dedi.
Aslında 400’e gerek yok.
367 yetiyor.
Ama gözün karnı yok. Doymuyor.
1.150 odalı ikametgâhı yeterli görmeyip yanına yeni binalar yaptırması bu yüzden!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları