Japonlar yaptılar...
Aşk varsa sutyenin kopçası açılıyor, yoksa ne yapsan açılmıyor...
Ciddi yani...

*

Japon elektronik devi, kalp atışlarından aşkı ölçen bu büyük buluşu dünyaya duyurduğuna göre, kayda değer bir şey...
Bu teknoloji diğer alanlara da uygulansa, demokrasi açısından diyorum...

*

Diyelim ki; Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirini, Faruk Nafiz Çamlıbel’in şiiri diye kürsüden okuduğunda otomatik Japon mikrofon bunu anlıyor:
“Öyle değil...”
“Ya nasıl?..”
“O şiir Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın...”
“Sen kimsin?..”
“Otomatik Japon mikrofon...”
“Niye büyük şairimiz Necati Fazıl Çamlıbel Hüsnü yok mu?..”
“Yok...”
“Bi defa haddini bil... Yok öyle, yok şöyle... Ne diyoruz biz, millet ne derse o... İstikrarlı bir büyüme neticesinde 2 milyon çamaşır makinesi satma noktasına gelmiş ekonomi yanında buzdolabı satışlarına da bakarsanız, on senede nereden nereye gelindiğini görme imkânı...”
“Öyle değil...”
“Sen kimsin?..”
“Otomatik Japon mikrofon...”
“Haddini bil, bok herif...”

*

Japon sutyen teknolojisi daha birçok alanda mesela...
Çalıntı mala adım atmayan ayakkabı...
Rüşvet parasına açılmayan cep...
Haram lokma yiyen binince gitmeyen makam otomobili...
Yalan konuşunca ucu sallanan kravat...

*

Japonların üçüncü köprüden dolayı katkıları 20 milyarsa, avanta pazarlığını haber veren telefon eksikliğinden Türkiye’nin kaybı 100 milyar dolar diyorlar...

*

Yalancıyı üzerinde oturtmayan koltuk...
Ki “Gel ulan oturayım” diye koltuk kovalayan birisini görürseniz...
Beni hatırlarsınız...