Vicdan beyazlatmacıları

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Suriyeli sığınmacılar “vicdan beyazlatmacılarının” yeni malzemesi kılındı. Artık moda olan, siyasi ve ideolojik hırslarıyla körükledikleri savaşın yerinden yurdundan ettiği mağdurları üzerinden prim toplarken, sorumluluğu “başkalarına” yıkmak. Buna çanak tutup duran Batılılara “müstahak” diyeceğim, lakin yandaşların ikiyüzlülüğü insana pes dedirtiyor. Özetle diyorlar ki, “Türkiye 2 milyon sığınmacıya şefkatle kucak açarken, Avrupa zulmediyor”...

***

Avrupa 2. Dünya Savaşı sonrası gördüğü en büyük sığınmacı akınlarından biriyle karşı karşıya. Kuzey Afrika ve Asya’da İslam coğrafyasındaki çatışmalar ve yoksulluktan kaçanlara Suriyeli sığınmacılar eklendi.
Haftalardır Türkiye’nin açık sınır politikasıyla önce “toplayıp” sonra sınırlarından “salıverdiği” Suriyelilerin akın ettiği Balkanlar’dan dramatik görüntüler yansıyor.
Türkiye üzerinden kara ve deniz yoluyla yayılan sığınmacılar Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan üzerinden Macaristan’a ulaşmaya çalışıyor. Zira burası Schengen Bölgesi’nin girişi, sonrasında artık “sınır kalmıyor”. Ezici çoğunluğun hedefi yıl sonuna dek 800 bin sığınmacı alacağını duyuran Almanya.
Yunanistan Schengen’in dış sınırı. Türkiye’den sadece haziranda 50 bine yakın sığınmacı aktı. Bu rakam 2014’ün toplamından fazla. Yunanlılar krizle cebelleşirken, seyahat belgesini verdikleri sığınmacılar diğer ülkelere geçiyor. Sırbistan’a sekiz ayda 90 bin insan girdi. Günde 2 bin insanın aktığı Makedonya, sınırında olağanüstü hal ilan etti.
Hafta sonunda telleri aşmaya çalışanlara reva görülen gazlı müdahale yürek sızlattı. Bulgaristan ve Macaristan’da durum farklı değil.

***

Hadi Batı Avrupa için “liberal müdahalecilik politikalarıyla Suriye
krizinde payları büyük, katlansınlar” diyelim. Peki, diğerlerinin günahı ne? Liderleri Şam’daki kiliselerde dua seansları vaat etti de haberimiz mi yok? Savaştan siyasi fayda uman onlar mı? “İlle de rejimi değiştireceğim” diyerek şeriatçı gruplara silah akıtanlar onlar da dünyanın ruhu mu duymuyor? Her türlü barış ve siyasi çözüm girişimini onlar mı engelliyor?

***

Avrupa zulmediyor” klişesini iç tüketime sunan aklıevvellere ne demeli? Hiç mi sormazlar Türkiye’ye gelen 2 milyon Suriyelinin 1.6 milyondan fazlası niçin Avrupa’ya gitmek ister, diye… İslam coğrafyasından kaçıp da “Hıristiyan Batı”ya niye umuda yolculuğa çıkarlar? Neymiş, “en iyi biziz, Avrupa materyalist, bencil”…
Bu aklıevvellerden biri geçen yıl Antep’te sığınmacılarla yaşanan sorunlara bozuk atarken Nişantaşılılara sarmıştı. “Devletimiz her tür yardımı yapmaktaymış”, “elitist Nişantaşılılar sığınmacılara yanlış yapsa anlarlarmış da bu hastalık Anadolu insanına nasıl sirayet etmiş”…
Bu ve benzeri “Müslüman kardeşlerimiz” edebiyatı yapanlar Hıristiyanı, Dürziyi, Aleviyi zaten insandan saymazlar. Sonra “insanlar öldüğü için biz Suriye’nin içişlerine karışmak durumundayız” türü abuk sabuk cümleler kurarlar.

***

Önce biraz utanmanız sıkılmanız olacak. Sonra nedenler ve nasıllar üzerinde az biraz düşüneceksiniz. Geniş insan kitlelerinin yerinden yurdundan olmasını “misafirlik/ev sahipliği” edebiyatınıza meze yapmayacaksınız. Dünyanın hiçbir yerinde kontrolsüz kitlesel göç hayra olmaz. Ne yerini yurdunu terk etmek zorunda kalıp hiç bilmedikleri diyarlara göçenler için, ne de onları ağırlamak durumunda kalanlar için... Gerçekten aklı ve vicdanı olanlar sosyal ve ekonomik sorunlar üzerinde düşünür, bunları hesap eden sorumlu siyasileri seçerler.
Diğerleri ancak o savaşları yürüten zihniyete hizmet ederler. Onlara da en fazla “vicdan beyazlatmacıları” denebilir. Hakikatte ruhları karadır…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları