İtirafçılık herkes içindir...

20 Ağustos 2015 Perşembe

Sözlerin sicilini, sağımızda solumuzda konuşlanmış Kiramen Kâtibi melekler tutardı. Şimdi bu işi Google da yapıyor.
Elbette “mühim” insanlara ait söz ve eylemleri!
Tayyip Bey’den mühimimiz yok...
Konumuz Allah göstermesin “ihanet”!
“İhanet”i en çok seven kim?
Pardon yani lafını etmeyi...
“Melek” kayıtları için mahşer gününü beklemek gerek...
Google’a saniyeler yetiyor.
“Erdoğan, hain dedi” yazın...
Ekrana tam 1 milyon 910 bin haber dökülüyor.
“Erdoğan, İslamiyet” derseniz sadece 462 bin!
İhanet bu kadar mühim yani!

***

Gündelik dilde “kasetlik” etkin anlaşılıyor.
Ama siyasette kasıt hep “vatana ihanet” oluyor.
Oysa bu kavram ne Türk Ceza Kanunu’nda var ne de Aile Hukuku’nda!
Askeri Ceza Kanunu’nda ise dolaylı olarak geçiyor.
“Vatana İhanet” sade yurttaşın işlemesi olanaksız türden bir suç.
Bu suçun icrası ve imtiyazı, vatan topraklarında yaşayan herkesin kaderini elinde tutan makam sahibine verilmiş.
Muhalif bir milletvekili, bir tapu müdürü bu suçu hukuken işleyemez yani.

***

(Ara 1 not: Hürriyet dün; 1. sayfa: “Cizre’de sokaklar PKK’ye teslim” ile “Org. Özel görevi 10 gün erken devretti!” haberi elbette tesadüf. Hem Özel Paşa, Başkomutan değildi ki!)

***

İhaneti hep gündemde tutan Cumhurbaşkanı.
Sebebi de belli ki bizatihi anayasa!
Psikolojide buna “projeksiyon” da deniyor, “Froyd veya dil sürçmesi” ise başka bir şey.
“Vatana ihanet” ile “Cumhurbaşkanı”nın aynı cümlede geçmesi bir demokrasi ayıbı aslında. Ama bu ayıbın anlam kazanması için: “TBMM üye sayısının üçte birinin teklifi (yani 184 mv.) ve dörtte üçünün (yani 413 mv.) oyu gerekiyor. (Md.105/3):”

***

Elma armut misali olsalar da muhalefetin toplam 292 oyu var.
MHP, “son dakika sürprizi” yapmasa da CHP – HDP oyları “Vatana ihanet önergesi” için yeterli!
Erdoğan seçim kumarı veya Rus ruleti oynuyor.
Muhalefetin toplam oyu 292’den 413’e çıkarsa veya AKP’nin ki 258’den 137’ye düşerse Saray çöktü demektir.
Elbette MHP ile HDP çatışmasının son bulması da şart. Ki Erdoğan gücünü bu çatışmadan alıyor.
Bu sayede TBMM Başkanlığı’na tayin yaptı.
Hükümet kurdurmadı.
Ucu kendisine uzayabilecek “Şaibeli 4 Bakanı” sağlama aldı.

***

“İhanet” yargılamasında Yüce Divan, madde gerekçelerini de dikkate alır:
1 “(Cumhurbaşkanı) TBMM önünde, vatan hainliği dışında herhangi bir sorumluluğu yoktur. (Ancak) parlamenter sistemde sorumsuz olan bir kişiye yetki verilemez. Bundan dolayı, Cumhurbaşkanı’nın kararlarının uygulanabilmesi için TBMM önünde işlemin sorumluluğunu kabul edip savunacak birinin bulunması gerekir. Bu da Başbakan ve ilgili Bakandır.” (Md.105’in gerekçesi)
Devşirme, kıytırık bir Bakanlar Kurulu ve robotik bir Başbakan’la seçim istemesinin nedeni!

***

Rize’de söylediği, “İster kabul edilsin, ister edilmesin; Türkiye’nin yönetim sistemi değişmiştir!” sözlerine hep birlikte “darbe” dedik.
Çünkü geleneklerimize göre darbeler “komutanların” tekelinde.
İç ve dış kumpasla süngüsü düşürülen komutanlardan sonra...
İç ve dış destekle süngüsü ve kuyruğu hâlâ dik elimizde bir tek “Başkomutan” sıfatlı o kaldı.
Darbeleri, hep sabah ezanıyla radyolardan duyardık:
“Yönetime el konulmuştur!”
Bu kez ikindi ezanı sonrası TV’lerde ilan edildi:
“Türkiye’de yönetim değişmiştir!”

***

Acaba “Yönetimin fiilen değişti” demesi ilanı “samimi itiraf ve iyi hal hükümlerinden” yararlanmak için mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları