Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Postsekülarizm Safsatası

27 Mayıs 2012 Pazar
\n

\n

\n\n\n

Örgütlü dinler artık büyük iş ve ticaret (big business!) demek diyor Jean Cohen ve ekliyor: \n

\n

Ellerinde dev holdingler var. Mülk alıp satıyorlar, binalar dikiyor, kalabalık kadrolar çalıştırıyor; hastane, okul, üniversitelere uzanan imparatorluklar kuruyorlar. Sonra din özgürlüklerini ileri sürerek, devletin bunları denetlenmesine karşı çıkıyorlar. Din devlet ilişkilerinin düzenlenmesinde yeni kriterlere ihtiyaç var. Demokrasiden söz ediyorsak, özgürlüklerin kıstası cemaat değil bireyolmalı. Ölçü bireyolduğu zaman,din özgürlüklerininyanında bireyin tüm diğer özgürlüklerini göz önüne almak zorundayız. Aksi halde din özgürlükleribir iktidar stratejisi için kullanılıyor ve istismar ediliyor. Bu sebeple ben din özgürlüklerinden çok bireysel vicdan özgürlüğünükıstas almayı yeğliyorum. Bireysel hakların korunması dini özgürlükler kapsamında olduğu denli siyasi seküler devletin korunması için de gerekli. Devlet ve din arasındaki sınırlar; birey hakları üzerinden korunmalıdır.\n

\n

Siyaset bilimci Jean Cohen, Türk kamuoyunun aşina olduğu ünlü anayasa uzmanı Andrew Aratonun eşi. Cohen ve Aratonun Sivil Toplum ve Siyaset Kuramı/ Civil Society and Political Theoryisimli birlikte yazdıkları bir de kitabı var. \n

\n

‘Ben almayayım!’\n

\n

Bilgi Üniversitesinin İstanbul Seminerlerindesöz alan ünlü akademisyenler arasında yer alan Jean Cohen, ABD örneğinden hareketle din-devlet ilişkilerini masaya yatırdı. Cohenin en ilgi çekici katkısı bu bağlamda din özgürlükleri ile bireysel vicdan özgürlüğününhep aynı yönde gelişmeyen çelişkilerine dikkat çekmesi oldu. \n

\n

ABD başta olmak üzere, dünyanın her yerinde dinlerin siyasileştiğine ve sekülarizm için bunun bir tehdit oluşturduğunaişaret eden Cohen; moda deyim postsekülarizmiçin de kısaca Rica ederim. Ben almayayım!dedi. \n

\n

Bu tavrın gerekçesini sorduğumda Cohen sözlerine şöyle açıklık getirdi: \n

\n

Lugatten çıkarılması gereken talihsiz ve yanıltıcı bir kavram postsekülarizm. Kafa karıştırmaktan başka işe yaramıyor. Bu nedenle hep ben Önce demokrasi ve sekülarizmin hakkını verelim, sonra postsekülarizmi düşünürüz!diyorum. Postsekülarizm (Alman düşünür) Jürgen Habermasla özdeşleştiriliyor. Fransada belki bir anlamı olabilir ama ABD ve dünyanın çoğu yerinde postsekülarizmden söz etmek saçmalıktır!\n

\n

Cohen daha henüz siyasi sekülarizmi keşfetmeyen İslam ülkelerinde postsekülarizmdensöz etmenin ayrıca yeni bir oryantalizmtürü olduğunu da söylüyor. \n

\n

‘Anayasal teokrasi olmaz mı?’\n

\n

İstanbul Seminerlerikonuşmacıları arasında oryantalizmedamardan prim verenler de oldu aslında. \n

\n

Yale Üniversitesinden tanınmış siyaset kuramcısı Joseph LaPalombara örneğin; İslam ülkeleri için bir anayasal teokrasi modeli düşünülemez mi?sorusunu attı ortaya: Vaktiyle Batıda mutlak monarşilerden anayasal monarşilere geçtiğimizde özgürlüklerin gelişmesi bağlamında, bu bir ilerleme olmuştu. İslam ülkeleri için de aynı şekilde demokratik pratikleri geliştiren bir anayasal teokrasi modeli düşünülemez mi?\n

\n

Bu şiarda bir başka değerlendirmeyi gene İtalyan oryantalist Massimo Campanini yaptı… \n

\n

Arap Baharı ülkelerinde İslamcı partilerin önlenemez yükselişinden söz ederken; Bunun Batı için (demokrasi adına) bir sorun teşkil ettiğini düşünmüyorumdiye konuştu Campanini: Batı, seküler diktatörlerle geçmişte nasıl iyi geçindiyse, İslamcılarla da -çıkarlarına hürmet edildiği sürece- iyi geçinecektir!”\n

\n

‘Bizi Vahabileştiriyorlar…’\n

\n

Arap Baharı konusunda; İslamcıların Arap Baharı gündemlerine ilişkin en çarpıcı sözleri Arap Demokrasi VakfındanVefa B. H. Ömer söyledi. \n

\n

Bir buçuk yıllık Yasemin Devrimideneyimiyle konuşan Tunuslu Vefa Hanım; İslamcılar demokrasiyi toplumu dönüştürmek için yalnız kendileri namına istiyordedi ve ekledi: Toplumu daha çok İslamileştirmiyorlar. Tunus önceden de Müslümandı. Ancak Tunusu Vahabi bir toplum haline dö-nüştürüyorlar. Sorunlara zamanı geriye çeviren çözümler üretiyorlar. Erkeklere iş alanı açmak ve işşsizliğe çare bulmak için örneğin kadınları eve kapatıyorlar. 1967de yasaklanan çokeşliliğe cevaz veriyorlar. İlericilerle sekülerlerin seslerini kısmak için ellerinden geleni yapıyor, herkesten çok bağırıyorlar!\n

\n

Nasıl? Size bir yerlerden tanıdık geldi mi?\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Noel katliamı kâbusu 22 Aralık 2024
Emevi Camisi’nde namaz 15 Aralık 2024
‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları