Çılgın realite ve RTE – AKP koalisyonu

13 Ağustos 2015 Perşembe

Adını “Külliye” koydu. Halkın parasını kül etmeye tam gaz devam!
1150 odanın arkasında da ülkenin en büyük kütüphanesini yaptırıyormuş..
24 saat açık olacak” diyor.
Otogar işkembecisi gibi..
Her ay, sabitlediği 4-5 yurtdışı trafiğinin yol açtığı saat farkı stresi yüzünden kimi geceler uykusu kaçıyormuş.
Her şerde, bir hayır.
Kütüphane sayesinde hayatının siftahını yapar..
Gider bir kitap alır okur. Dileriz eline Kuranıkerim denk gelsin:
Allah israf edenleri sevmez!” (Araf Suresi 31. Ayet) Allah’ın sevmediğini kullar sever mi?
Tayyip Bey yine de deniyor.
2 bin kişilik ‘aşhane’yi” yakında hizmete sokacakmış.
- Doyurayım seni doyur beni!
En büyük aşhane en büyük kütüphane!!
Peki, en büyük tımarhane ne zaman?
Amerikalı yazar Philip Dick, tedbirli olmayı öneriyor: “Delirmek, bazen çılgın bir realiteye karşı verilecek en akıllı tepkidir!” diyor.

***

Gün ve haftalar itibarıyla Türkiye’nin “Çılgın Realite”si ise şudur:
- AKP’nin “istikşafi” seansları ile CHP ile birlikte halka ninni söylendi.
- Oysa Tayyip Bey, el çabukluğuyla azınlık hükümetini çoktan kurdu.
Kokusunun çıkması bir artık gün meselesi.
Dün de kendisi açıkladı zaten: “45 günü esnetme yetkim yok!”
Allah gözünü yetkilerle doldursun! Ama ne yazık ki gözün karnı yok.
(Gözün karnının olmaması hayattaki en çılgın realitedir. Bunu bendeniz ayıptır söylemesi, bağımsız milletvekili iken özel ve gizli bir buluşmada Tayyip Bey’in her bir şeyi diye bilinen hemşerim Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a da hatırlatmıştım. Bir fırsat olur ve denk düşerse bu sütunda size de anlatırım.)

***

RTE – AKP Azınlık Hükümetine gelince..
Davutoğlu istifasını verdi mi verdi.
Yerine kimi görevlendirdi:
Davutoğlu’nu!
Koalisyonlarda kural şu:
Başbakan bir partiden ise Meclis Başkanı öteki taraftandır.
Nitekim öyle de oldu.
RTE kendi seçtiği “özel vekili”ni getirip TBMM Başkanlığı’na oturttu.
Böylece sonucu belirleyecek anayasal penaltıyı atma hakkını tek başına elde etti!
Dün de anlamayanlar anlasın diye bi daha açıkladı:
“Meclis Başkanı ile görüşür erken seçime karar veririm!” (Daha önce ‘Meclis Başkanımla’ demişti. Ayıp olur diye bu defa düzeltti.)

***

Oysa kararı çoktan vermişti.
Bunu da Çin ile Endonezya arasında uçakta gazetecilerine açıklamıştı:
Seçime götürmek kaydıyla bir azınlık hükümeti pekâlâ mümkündür. Kendisine görev verilen bir partiye diğer bir partinin veya partilerin dışarıdan destek vermesi suretiyle oluşturulacak bir azınlık hükümeti ülkeyi seçime götürebilir.
Haftalar itibarıyla nitekim götürüyor da.
Yavaşça ısıtılıp kaynamaya bırakılan ıstakoz misali siyasi ortam, RTE - AKP azınlık hükümeti ile kasım-aralık veya ilkbahardaki bir seçime doğru, aheste aheste revan oldu bile.

***

Son 40 yılın koalisyonlarını izlemiş ve kayıtlarını tutmuş olan TBMM eski Genel Sekreteri İbrahim Araç hayretler içinde diyor ki: “Bugüne kadarki koalisyonlarda ortakların bu kadar uzun süre görüşme yaptığı vaki değildir!”

***

Evet, amaç anlaşmak olsaydı, belirtileri çoktan görülürdü. Oysa durum Davutoğlu’nun ilk gün ağzından çıkan “istikşafi” sözcüğüne uygun bir manzara sergiliyor. Bu sözcük malum, “keşif” ile “yoklamak” ile ilgili. Davutoğlu aslında CHP liderine değil, Cumhurbaşkanı’na yoklama çekiyor.
Ama nafile!
HDP lideri Kandil karşısında ne kadar bağımsız ise AKP lideri de Beştepe karşısında o kadar bağımsızdır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları