Hükmün açıklanmaması adalet mi?

11 Ağustos 2015 Salı

Tayyip Bey kalabalık arasından elini havada sallayarak bağırıyor:
- Kamil, ne arıyorsun burada?
Kamil de, Tayyip Bey gibi İskenderpaşa Cemaati’nden.. Ama AKP ile hiçbir bağı yok. Yıllarca Fransa Lyon’da resmi görev yapmış. Yol yordam biliyor. O yüzden “Adalet arıyorum!” demiyor!
Kamil on yıldan beri adalet arıyor.

***

Geçen yasama yılı.. Günlerden salı. Liderlerin nutuk ve gösteri günü.
TBMM’de asansöre giden koridorun başındayız. Koruma, danışman ve milletvekili kalabalığı ortasındaki Tayyip Erdoğan, onca kargaşa arasında uzun boyu sayesinde Kamil’i fark ediyor. Kamil de boylu. Uzun boyun avantajı belediye otobüsü ve metro hariç her yerde.
Abdullah Gül dahil birçok önde gelen iktidar ricali ile “merhabası” var.
Kamil, oğlu ve onun gibilerin uğradığı “Hükmün Açıklanmasını Geri Bırakma -HAGB” adlı yargısal mağduriyeti gidermek için, elinde dosya on yıldır çalmadık kapı bırakmadı. Tayyip Bey’in danışmanlarından Çankaya’da Gül’ün bürokratlarına dek.
Aynı davada aynı iddia ile THY’yi zarar uğratmaktan yargılananlar beraat ettiği halde oğluna beraat yerine “HAGB” kararı verilmiş.
Oysa Kamil, mahkemenin sonuçlanmasını, adaletin tecelli etmesini istiyor.
Bu HAGB, “gizli tanık” gibi bu iktidar döneminin icadı bir uygulama. Dava bir anlamda yarıda bırakılıyor.
Kamil’in hiçbir başvurusu, hatta sahte içerikli bilirkişi raporlarına itirazı bile dava dosyasına konulmuyor.
Oysa geçen hafta ortaya çıktı ki, “Kartopu cinayeti sanığının ağabeyi” Erdoğan’a yazdığı mektup mahkeme dosyasına girmiş!
Çünkü, Ağabey, Kasımpaşa Halveti Dergâhı’ndan, H.H. Uşaki Hazretleri’ne bağlıymış.
Kamil de Tayyip Bey gibi Iskenderpaşa’da Şeyh Mehmet Zahit Kotku Hazretleri’ne bağlı.
Demek yargı bürokrasinin gözünde Iskenderpaşa Dergâhı küme düşmüş Kasımpaşa Dergâhı Şampiyonlar Ligine çıkmış.
Ama Kamil’in canını sıkan yine de bu değil. Onu üzen, on yıldır sürdürdüğü hukuk mücadelesine kayıtsız kalınması.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı’ndan dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e sunduğu gerekçeli hiçbir itiraz belgesinin mahkeme dosyasına girememiş olması.
Oysa Kamil’in itirazını bizzat Komisyon Başkanı haklı bulmuş ve TBMM Kanunlar Kararlar Dairesi’ne bu konuda çalışma yapılmasını önermişti.
Zaten ilgili yasada (CMK Md: 231) “acil değişiklik ihtiyacı” bizzat Yargı Mensupları Ceza Hukuku 8. Grup Sonuç Bildirisi’nde de vurgulanıyor:
“HAGB kararı sonrasındaki deneme süresinde sanık her zaman mahkemeye başvurarak hükmün açıklanmasını isteyebilmelidir.
Zira, sonraki gelişmeleri nedeniyle sanığın hükmün açıklanmasını istemesi için makul sebepler oluşabilir.”
Kamil’in istediği tam da bu.
Diyor ki: “Bize İskenderpaşa’da hep ‘kul hakkı’ öğretildi. Bir de ‘Edep Ya Hu!’ umdesi. Tarikatler, ‘yolunu bulmaya çalışanların’ değil, ‘Hak yolunu’ arayanların mekânıdır. Zaman ve zevat değişince ilkeler değişmez!
Kamil ile Vefa Lisesi’nde ortaokul sıralarından beri arkadaşız. Tarih öğretmenimiz Reşat Ekrem Koçu’dan birimiz en yüksek, birimiz de en düşük not aldığımız için nedense iyi arkadaş olmuştuk. Elli yıldan beri de öyleyiz.
- Kamil sen Tayyip Bey ile bile görüşebilecek durumdasın. Daha ne?
- Sorunu çözmeye yetmiyor.
- Ya?
- Mesala, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Hadi Salihoğlu, ramazanda “Silivri’de Sahur Yasağı” haberleri üzerine Yeni Şafak’tan Sibel Eraslan’a tanıdığı görüşme imkânını bana da tanısın isterim.
- Peki ben yazayım. Belki tanır. İskenderpaşa’dan da söz edeyim mi?
- Sen bilirsin. Cumhurbaşkanı’na mektup yazanlar Halveti Şeyhi’nden söz ettiklerine göre istersen et!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları