Hikmet Çetinkaya

Ateş çemberi!..

28 Temmuz 2015 Salı

Kanlı terör eylemleri, Suruç katliamı, IŞİD’e sınırlarımızın içinden savaş uçaklarımızın havadan saldırması, PKK kamplarının bombardımanı...
Suriye sınırımız çoktan yolgeçen hanı olmuş, köktendinci terör örgütleri için kamplar kurulmuştu.
Bugün IŞİD ve PKK operasyonları eşzamanlı yapılırken, ülkemizin pek çok kentinde köktendinci terör örgütünün “örgüt evleri”ne güvenlik güçleri baskın yapıyor.
Elbet bu baskınlar salt IŞİD’e karşı düzenlenmiyor...
İşin içinde PKK, KCK, DHKPC gibi örgütler de var...
Operasyonlar “güvenlik ve tehdit” gerekçesiyle yapılıyor Başbakan Davutoğlu’na göre...
Peki bu operasyonların geniş kapsamlı yapılmasının amacı ne?
Güvenlik güçleri IŞİD’e ve PKK’ye karşı operasyonları farklı yöntemlerle yapıyor.
Neredeyse 20 kentte “örgüt evi” basıldı, binin üzerinde insan gözaltına alındı. PKK, Adıyaman ve Urfa’da bir askeri ve iki polisi öldürdü.
İstanbul’da DHKPC militanı olduğu öne sürülen bir kişi öldürülürken, bir polis şehit düştü...
Demek ki hükümet, terör örgütlerinin, özellikle IŞİD’in ülke güvenliğini tehdit ettiğini yeni anladı...

***

IŞİD Türkiye’nin sanki komşusu...
Bugüne dek her şey çok güzel gidiyor, IŞİD’e ülkemizin sınırları içinde her türlü yardım, destek sağlanıyordu.
7 Haziran seçimlerinden bugüne dek geçen uzun süreçte yeni hükümet kurulamadı. Bu gidişle kurulma olasılığı zor.
İşte tam bu sırada, ErdoğanObama görüşmesi, İncirlik Hava Üssü’nün koşulsuz olarak savaş uçaklarımıza açılması, sınırımızın bir adım ötesinde IŞİD mevzilerinin bombalanmasının tek nedeni mi vardı?
Gözdağı ve güvenlik!
Operasyonların ABD’yle yapılan görüşmelerden ya da pazarlıktan sonra olması düşündürücü...
Türkiye şimdi bir “ateş çemberi”nin içine düştü... Bölgede bir tedirginlik egemen...
Bu tedirginlik büyük kentlerimize doğru uzanırken yine akıllara gelen soru şu:
“Türkiye IŞİD’i havadan bombalarken, neden PKK ve DHKPC’yi karşısına alıyor?”
Hükümet bugüne dek terör örgütlerine karşı doğru dürüst mücadele etmedi. En korunaklı Adliye Sarayı’nı silahlı teröristler bastı, bir savcıyı odasında öldürdü.
Bir canlı bomba, Suruç’ta çocuklarımızın bedenlerini paramparça etti...
Ve Türkiye’de IŞİD’i koruyup kollayanların olduğu bir gerçek, bunu bilmeyen yok...

***

IŞİD’in Suriye’de varoluşunda Türkiye’nin büyük katkısı olduğunu belirtmekte yarar var...
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, bakanlar, valiler, emniyet müdürleri, Irak Şam İslam Devleti’nin Türkçe kısaltılmış adı IŞİD yerine, Arapçası olan DAEŞ’i kullanıyor...
Ana dilimiz Türkçe bizim, Arapça değil...
Kürtler ise DAİŞ diyor...
Türkçe karşılığı şu:
“Devlet’ül İslamiyye fi’l ve Şam...”

***

Yeni hükümet kurulmadan, savaş çığırtkanlığı yapmak, Suruç katliamının acısını unutturmak, derin Kürtlerle derin Türklerin yarattığı gerginlik, terör ve IŞİD belası...
Görev süreci uzatılmış bir AKP yani Davutoğlu hükümeti var...
Var ama bir şey yaptığı falan yok!
Ak Saray var sadece!
Seçim sonuçlarını içine sindiremeyen, erken seçim, tekrar seçim düşleri kuran, başkanlık sistemine geçiş özlemiyle yanıp tutuşan zat, bu yaşananlara ne diyor acaba?
Türkiye’nin uzun soluklu ortak bir hükümete gereksinimi var.
Seçim süreci geçti, lider ağırlıklı hükümet görev başında.
Çatışmayla, savaşla, intikam infazlarıyla, PKK gençlik örgütlenmesiyle, faşizan baskılarla, yöntemlerle hiçbir yere varılmaz...
Olan bu coğrafyada kardeşçe yaşamak isteyen Türklere ve Kürtlere olur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları