Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Lumpenproleter lumpenburjuva ve lumpendemokrat
Aslında yazının başlığı “Seçmene Tepeden ya da Saraydan Bakmak” da olabilirdi:
Türkiye’de dinci ya da milliyetçi sağ ideolojiler niçin demokrat olamıyor?
Oysa demokrasinin ilk taşlarını burjuvazi döşemedi mi?
İşçi sınıfının mücadeleleriyle gelişen, ama burjuvaziyi de dışlamayan, hatta pek çok örnekte hâlâ onun aracı olan bir rejim değil mi çağdaş demokrasi?
***
Elbette bu soruya verilebilecek toplumbilimsel yanıt, Türkiye’de tarihsel olarak burjuvazinin azgelişmiş olmasıdır:
Padişahlıktan Cumhuriyet’e geçişi burjuvazi değil, sivil ve asker bürokratlar gerçekleştirmişti.
Burjuvazi sonradan devletin kanatları altında geliştirilmeye çalışıldı...
Yarı yolda, yani henüz burjuvazi tam geliştirilemeden, ve buna bağlı olarak işçi sınıfı da oluşamadan Çok Partili Düzen’e geçildi.
Böylece Türkiye’nin kaderine, işçi sınıfı, burjuvazi ve demokratlar yerine, lumpenproleterya ve lumpenburjuvazi üzerinde yükselen lumpendemokratlar egemen oldu:
Biliyorsunuz, lumpenproleterya, işsiz, güçsüz ama en önemlisi, bilinçsiz işçilerdir.
Ben lumpenburjuvazi terimini, sırtını devlete dayamış olan veya sahtekâr, üçkâğıtçı, en önemlisi de çağdaş değerlerden yoksun burjuvazi için kullanıyorum. (Örnek: Milletin a.... koyan işadamı.)
Lumpendemokrat terimini ise, sadece seçim sürecini kabul eden ama başta muhalefet ve ifade özgürlükleri olmak üzere, temel hak ve özgürlükleri reddeden sözde demokratlar anlamında ürettim.
***
Sınıf ve demokrasi bilinci gelişmemiş olduğu için, lumpenproleterya, lumpenburjuvazi ve lumpendemokratlar arasındaki bağ:
Din ve mezhep gibi, ırkçılık ve milliyetçilik gibi, bölgecilik ve akrabalık gibi ya da doğrudan doğruya yağmaya dayalı çıkarlar gibi, ideolojikorganik ilişkilerle oluşturulur.
Bilindiği gibi bu tür ilişkiler ise, sürü psikolojine dayalı, biat kültürüyle biçimlenen ilişkilerdir:
Bunun sonucunda da, Türkiye’deki lumpendemokratlar seçmenlere tepeden bakar...
Onları, saygın, özgün, özerk bireyler, vatandaşlar olarak değil, güdülecek bir sürü olarak görür!
“Ananı al da git
Yargı ayak bağıdır...
1000 değil, 1150 odası var...
Sıkıysa gelip kaçak yapıyı yıksınlar...
Bu projelere karşı çıkanlar karşılarında beni bulurlar...
Yabancılar Sarayı görünce ‘Türkiye büyük devlet’ diyorlar...
Millî iradeyi ben temsil ediyorum... (Güneş kral 14. Louis’nin “Devlet benim” demesi gibi)
Bu seçimi beğenmedim, bir daha seçim yapın...”
Biçimindeki ifade, tutum ve davranışlar, lumpendemokratların seçmene hep bu tür bir tepeden ya da Saray’dan bakışlarının dışavurumudur!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!