Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İzlenimler...
Can Dündar “Ankara’ya Devlet Bahçeli ile konuşmaya birlikte gidelim” dediğinde henüz Cüneyt Arcayürek aramızdan ayrılmamış ve Kemal Kılıçdaroğlu ile de randevu alınmamıştı.
Derken, Arcayürek’i yitirdik...
Bu arada Kılıçdaroğlu ile de randevu alınmıştı...
Uçak biletleri değiştirildi, gidiş sabah 8’e alındı...
Uzun perşembe günü, benim için sabah saat 5’te başlamıştı.
***
Yeşilköy’de Avrupa Birliği Bakanı, askerlik arkadaşım Volkan Bozkır’ı gördüm.
Son seçimlerdeki gerilemelerinden dolayı kendisine biraz takıldım ama o yanıtını çoktan hazırlamıştı:
“AKP’nin inişe geçtiğini düşünenler yanıldıklarını çok yakında anlayacaklar” dedi.
***
Cep telefonu kullanmadığımı herkes bilir; ama seyahatlerde eşim, evdeki telefonlardan numarasını bile bilmediğim birini yanıma veriyor, her ihtimale karşı...
Nitekim Esenboğa’da bir araç sorunu yaşayınca o telefonu kullanmak zorunda kaldım ve elbette kullanmaya alışık olmadığım için de sonra kaybettim!
Neyse, Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’ndaki becerikli arkadaşlar telefonun izini Esenboğa Havaalanı’nda buldular da sorun çözüldü.
***
Kılıçdaroğlu konuşması keyifli ve verimli geçti; biz çıkarken içeri İngiltere Büyükelçisi giriyordu...
Anlaşılan Enis Berberoğlu’nun belirttiği gibi, “Batı da, Kılıçdaroğlu’nun kapısında sıraya girmişti”!
***
Arcayürek’i sonsuzluğa uğurlarken Ankara’daki eski dostları gördüm, ayaküstü biraz hasret giderdik.
Kılıçdaroğlu ve Baykal ile karşılaştığımızda, sabahleyin Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ı bize çok övdüğünü söyledim.
Baykal, bunun haber olmasının bile Türkiye’nin siyasal gündemindeki sıkıntıyı vurguladığını belirtince, “Ama çok övdü” diye üsteledim.
Konuşma sırasında Baykal, beni çekerek öne geçirmeye çalıştı ama ben istemedim, arkada kaldım; bu arada televizyon kamera ve mikrofonları da olayı yarım yamalak kayda almıştı:
Sonra bir de baktım ki, bazı haberlere göre, güya ben Baykal’a Cumhurbaşkanı’nı övdüğü için sitem etmişim, “Ama çok övdünüz” demişim, o da kızmış bana arkasını dönmüş!
Twitter’da yalanladım ama ne kadar işe yaradı bilmiyorum.
***
Son randevumuz Bahçeli ile idi; konuşmamız bittikten sonra çıkarken kitaplarımı ve yazılarımı dikkatle okuduklarını ve yararlandıklarını belirterek bir nezaket ifadesinde bulundu.
Ben de, kendisiyle ortak noktamızın akademisyenlik olduğunu anımsatarak yanıt verdim.
***
Esenboğa’da değerli ressam eski dost Prof. Devrim Erbil’le karşılaştık...
Heyecan içinde yeni sergilerinden, kurmakta olduğu vakıftan ve ona bağlı olarak planladığı müzelerden söz etti...
O kadar yoğun siyasetten sonra, sanat konuşmak doğrusu çok iyi geldi.
***
Aslında Ankara’ya gidip iki söyleşiye, bir de cenazeye katıldıktan sonra aynı gün dönmek biraz zor oluyor:
Arkadaşlara destek ve okurlara hizmet adına, keyifle katlanılan, tatmin edici bir zorluk!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!